Eğitim Sen’den MEB'e Çağrı!

Giresun Eğitim Sen’den yapılan açıklamada, “ Eğitim Sen olarak herkes bilir ki şiddetin her türüne karşıyız. Okulda öğrencilerimize yönelik şiddet uygulamalarına ne kadar karşıysak en az o kadar eğitim emekçilerine yönelik şiddetin de amasız fakatsız tam karşısındayız. Bu anlamda, Eğitim Sen olarak üyemiz olsun olmasın, bizden destek istesin istemesin tüm gücümüzle mağdur edilen eğitim emekçilerinin yanında olmaya kararlılıkla devam edeceğiz” denildi.

Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi; “Son günlerde eğitim emekçilerine karşı şiddetin tekrar tırmandığına üzülerek şahit oluyoruz. Okulun önünde bir öğrencinin anne babası tarafından darp edilen; başından yaralanıp kolu kırılan sınıf öğretmeni Ferhat Pakdil'i, Samsun’da öğrenci velisinin fiziksel ve sözlü saldırısına uğrayan “ Güvenlik görevlisi olmasaydı hayatımı kaybedebilirdim.” diyen sınıf öğretmeni Lale Günday'ı, öğretmenler gününden sadece bir gün önce Şanlıurfa’da saldırıya uğrayan Emine Polat Zencirci, Sedat Adıgüzel ve Muhammet Aksoy'u unutamamışken ve ne yazık ki öğrencileri tarafından öldürülen Rabia Sevilay Durukan ve Ceren Damar’ın acıları hale yüreğimizdeyken bu hafta içinde hamile bir öğretmenimizin uğradığı veli şiddetiyle bebeğini düşürdüğünü öğrendik. Henüz bu şoku atlatamamıştık ki; Afyonkarahisar’da bir lise öğrencisinin tartıştığı öğretmenini sırtından bıçakladığını, öğretmenimizin hayati tehlikesinin sürdüğünü öğrendik.

Peki neden öğretmenlere, sağlık çalışanlarına saldırılar bu kadar arttı. Çünkü değersizleştirildik. Hem de kendi bakanlarımız tarafından. Çünkü saldırganlar cezasız kaldı, MEB çalışanlarının yanında hiçbir zaman olmadı. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in “Veliyi üzeni ben üzerim” açıklamasını da unutmadık, bu bakanın kurdurduğu ve yıllar sonra bir diğer Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından kapatılan Alo 147 şikayet hattını da. Günümüzde Cimer vb. şikayet kanalları üzerinden öğretmene yönelik şiddet daha da artmıştır. Öğretmenler hakkında asılsız şikayetlerin ardı arkası kesilmemektedir. Okullarımızda hiçbir öğretmen rahat ve huzurlu olarak görevini yerine getiremez olmuştur. Asılsız şikayetlerle suçlanan, soruşturma geçiren eğitim emekçisi öğretmenlerimizin durumu da kanayan bir yaramız haline gelmiştir. Velinin bir telefonuyla öğretmene soruşturma açan bakanlık, ne yazık ki asılsız iddialarla öğretmeni suçlayan kişilere hiçbir yaptırım uygulamamaktadır.

Milli Eğitim Bakanlığının Anayasa ve kanunlarca kendisine verilen hukuki gücü, çalışanlarına yapılan fiziki şiddet içeren bu tür saldırılar ve Cimer vb. alanlar üzerinden yapılan haksız diğer suçlamalara karşı kullanmasını, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu 25. Maddesi gereği haksız istinatta bulunanlar hakkında kamu davası açılmasının sağlanmasını ve suçlulara karşı her anlamda çalışanlarının yanında olduğunu göstermesini istiyoruz. Ayrıca Devlet Memurları Disiplin Yönetmeliğinde eksikliğine şahit olduğumuz " İsimsiz yapılan CİMER başvurularının dikkate alınmayacağı" ve "Kasıt ve garezle yapılan ihbar ve şikâyetlere karşı DMK’nin koruma maddelerinin ivedilikle uygulanacağı" dair ibarelerin eksikliğinin biran evvel giderilmesini talep ediyoruz. Bu konuda çalışanlarının tüm hukuki mücadelesini sahiplenmek, mağdur edilen tüm eğitim emekçisi arkadaşlarımıza sahip çıkmak MEB’in sorumluluğudur ve bu sorumluluğundan kaçamaz. Bu konular bugünden sonra Eğitimsen Giresun Şubesinin yakın takibinde olacak. Merkezi değişimler yapmak adına gerekli adımları atacağız.

Eğitim emekçisi öğretmenlere yapılan saldırıları nefretle kınıyor, şiddet uğrayan eğitim emekçisi mağdur arkadaşlara Eğitim Sen Giresun Şubesi olarak geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz”