Ercan Ayhan, yaptığı yazılı açıklamada, anayasada yer alan ‘devlet küçük esnaf ve sanatkarını koruyup, kollayıcı tedbirler alır’ ibareli 17’üncü maddesini hatırlatarak, gelinen noktada esnaf ve sanatkarın tamamen gözden çıkartıldığını, güçlü sermaye ve kapitalist sisteme yem edildiğini savundu.

Pandemi nedeniyle 18 ay işyerini açamayan, açanların ise evlerine bir ekmek parası dahi götüremeden kepenk kapattığı günleri anımsatan Ayhan, esnaf ve sanatkarın devletten sakada değil, anayasa ile belirlenmiş haklarının korunmasını istediğini ifade etti.

Ayhan, esnaf ve sanatkarın en büyük temsilcisi olan Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu’nu da göreve çağırarak, artık iktidarlara şirin görünme, söylem ve temenni döneminin bittiğini, her geçen gün eriyip kaybolan esnaf için eylem zamanı olduğunu kaydetti.

Esnafın kamu çalışanları ve işçiler gibi sendikası bulunmadığını söyleyen Ayhan, “Esnafın tek temsilcisi meslek odalarıdır. Ancak bu saatten sonra esnafın derdiyle, dertlenmeye, sorunlarına çözüm aramayan kim varsa o koltukları daha fazla meşgul etmemelidir. Esnafın sorunlarına çözüm arayacak kişilerin önünü açmalıdır” dedi.

AKARYAKIT İSTASYONLARINDAKİ MARKETÇİLİĞE DUR DENİLMELİ

Ayhan, akaryakıt istasyonlarının, akaryakıt satışını ikinci plana atarak marketçiliğe soyunduğunu ileri sürerek, “Son dönemlerde akaryakıt firması reklamlarına baktığımızda marketçilikle ön plana çıkmaktalar. Artık yiyecekten, içeceğe A’den Z’ye her şeyi satar hale geldiler. Küçük esnaf ve sanatkarımız bir taraftan bir çoğu yabancı sermaye ile kurulu olan zincir market ve mağazalarla mücadele ederken, şimdi de akaryakıt istasyonları marketçilik yapmaya başladı. Acilen devletimizin bu işe bir düzenleme veya sınırlama getirmesini bekliyoruz. Ya da küçük esnaf ve sanatkarda bakkalında, kahvehanesinde, lokantasında, zücaciye dükkanında, kırtasiye ve giyim mağazasında bidonlarla mazot, benzin, motor yağı satmaya başlasın. Ya da devlet tüm küçük esnaf ve sanatkar devlet kurumlarında istihdam etsin” değerlendirmesinde bulundu.