Çölleşmenin iklim değişikliği, erozyon, toprak bozulumu, biyolojik çeşitlilik kaybı ve tarım arazilerinin tahribatı gibi birçok konu ile doğrudan ilişkisi bulunmaktadır. Bozulmuş arazileri restore etmenin, sadece çölleşme ile mücadele açısından değil, iklim değişikliğinin azaltılması ve biyolojik çeşitlilik kaybının önlenmesi açısından da büyük önemi bulunmaktadır.

Türkiye'de kentleşme ve alt yapı yatırımları gibi nedenlerle 3.5 milyon hektar tarım toprağı yok olmuş durumdadır. Kalan tarım topraklarının %39’u ve mera alanlarının %54’ü ise erozyon tehlikesi altında.

Arazi tahribatını engellemek için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı, restorasyon çalışmalarına acilen başlanmalı ve bozulan ekosistemleri sağlığına kavuşturmanın çocuklarımızın ve gelecek kuşakların hakkını korumak olduğunu asla unutmamalıyız!

Doğaya duyarlı olarak, suyumuzu bilinçli kullanarak, ağaç dikerek, enerji kaynaklarımızı verimli kullanarak çölleşme ve kuraklıkla mücadele etmek mümkün. Sevdiklerimize, çocuklarımıza ve tüm canlılara yaşanabilir bir gelecekle birlikte yemyeşil bir dünya bırakmanın bilinciyle Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü kutlu olsun!