Tığlı, yaptığı açıklamada, iklim değişikliği sonucu son yıllarda aşırı ve dengesiz yağışların tüm yurtta arttığına dikkat çekerken, “Özellikle en düzenli yağış rejimine sahip Doğu Karadeniz’de geçtiğimiz yıllara göre aynı miktarda yağış almasına rağmen çok kısa bir sürede ve çok şiddetli bir şekilde yağdığı için seller kaçınılmazdır” ifadesinde bulundu.

Artık taşkınları önleme iddiası yerine zararını hafifletmeye yönelik çalışmaların daha doğru bir yöntem olacağını ifade eden bilim adamlarının görüşleri doğrultusunda Avrupa, Avustralya, ABD gibi ülkelerde dereleri, nehirleri eski haline getiren restorasyon projelerine dönüldüğünü hatırlatan Tığlı, “DSİ’nin mühendislik yöntemleriyle, inşaatla, akarsuları hapsetmekle taşkınları önlemenin mümkün olmadığı, bu yöntemlerin sadece taşkınları bir miktar önleyebildiği ama aşırı yağışlar olunca işe yaramadığını görüyoruz” diye belirtti.

Taşkının zararlarının azaltılması için yapılan çalışmaları nisan ayında soru önergesi ile gündeme taşıdığını aktaran Tığlı, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi’den gelen yanıt üzerine konuya ilişkin olarak TBMM Genel Kurulunda söz alarak şunları söyledi:

“Sel felaketleri ve taşkınların artacağını bilim insanları her fırsatta dile getirmekte ve hükümeti acil eylem planları için uyarmaktadırlar. Ülkemizde ve Giresun’da doğal dere yataklarına 9 bine yakın taşkın koruma tesisi inşa eden DSİ’nin ne selleri ne de taşkınları önleyemediği Batı Karadeniz’de yaşanan sel felaketlerinde bir kez daha görülmüştür.

DSİ’nin Giresun’da dere yataklarına yaptığı yapılarla, taşkınları önleyemediği görülmektedir. Avrupa ve Amerika dahil birçok ülke; nehirleri ve dere yataklarını eski haline getiren doğal akışına bırakan projeler yapmakta ve bunda da başarılı olmaktadırlar.

Türkiye de bu bilgilerin ve bilimin ışığından hareket ederek bu yeni yaklaşımın izinden gitmelidir. Giresun’daki tüm dere yataklarının ıslahının bilimsel yöntemlerle yeniden gözden geçirilmesi ve doğal akışına bırakılması için iktidarı göreve davet ediyorum.”