EMEKTARLARIMIZIN SESİNE KULAK VERİN!

EMEKTARLARIMIZIN SESİNE KULAK VERİN!

 

Ülkemizin kalkınması ve millete hizmet yolunda ter dökmüş, ömrünü geçirmiş emekliler olarak;

Hak ve menfaatlerimizi savunmak

Haklarımızı artırmak,

Hukukumuzu korumak,

Haklı beklentilerimizi ve taleplerimizi haykırmak

6. Dönem Toplu Sözleşme tekliflerimizi, talep ve beklentilerimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz.

Alın teri ve akıl teri dökerek milletine ve ülkesine hizmet eden Türkiye’nin emekçileri ve emeklileri olarak;

İnkâr edilemez bir katkımızın olduğu büyüyen, güçlenen ve gelişen Türkiye’den, refahtan payımızı istiyoruz.

Türkiye’nin sıkıntılı, sancılı dönemlerinde külfetten payımıza ve hakkımıza düşeni fazlasıyla yüklendik.

Türkiye’nin ekonomik olarak büyüdüğü, refahta yükselişe geçtiği süreçte de nimetten payımıza ve hakkımıza düşenin verilmesini istiyoruz.

Her çalışan için emeklilik kaçınılmazdır. Emeklilik aynı zamanda çalışanların hayalidir.

Çünkü çalışan için emeklilik yeni bir üretim, ertelenen planların hayata geçirilmesidir. Bu nedenle emekli, “işi biten kişi” değil “iş yapma sorumluluğu biten kişi” dir. Öyle de muamele görmelidir.

Emekli; maaşı ve geliri azaltılması gereken kişi olarak görülüyor. Gideri azaltılmıyor ama geliri düşürülüyor. Emekli olunca eş, baba ya da anne sıfatı sona ermiyor, sorumlulukları azalmıyor, birçoğunun çocuklarının tahsili devam ediyor. Torunlarla birlikte aile de sorumluluk da beklenti de büyüyor.

Yaşa bakmaksızın geçerli olan cari giderlerin sayısı ve tutarı da hızla yükseliyor.

Yeme, içme, barınma, giyinme, ısınma, iletişim, kişisel gelişim, okuma, enformasyon, temizlik, hijyen, seyahat giderleri emekli için de aynıdır ve değişmiyor. Üstelik bu kalemlere her geçen gün yeni zorunlu ihtiyaç kalemleri ekleniyor.

Ancak emeklinin bordrosunda yer alan bazı kalemler, emekli olunca sanki eşten boşanmış, ebeveynlik sorumluluğu yok olmuş gibi devre dışı bırakılıyor.

Emekliler evlerini geçindirmek, torunlarının isteklerinin, çocuklarının ihtiyaçlarının karşılanmasına destek olmak zorundalar.

Emeklinin aldığı ücret sosyal maliyeti azaltan, kriz dönemlerinde toplumsal destek rolü gören, ailelerin gelirini yükselten “tek destek-ek bütçe” işlevi görüyor.

Tabiri caizse emekli maaşı her ailenin “sosyal yardım vakfı” dır.

Unutmayalım ki geleneksel aileyi korumanın yolu öncelikle emekliyi korumaktan geçiyor.

 

Bir zamanlar emekli olmak isteyenler "nasıl geçineceğim?" sorusunu sormak zorundaydı.

Bu durum son yirmi yılda düzelmeye başladı, ciddi iyileştirmeler yaşandı.

Ama ne yazık ki son birkaç yıldır emeklilere yönelik iyileştirmeler geriledi, zayıf kaldı.

Ve emekli olma sürecinde yeniden “nasıl geçineceğim” sorusu sorulmaya başlandı.

Emekli bu ülkenin birikimidir, tecrübesidir. Gelecek nesillerin dayanağıdır.

Ama ne yazık ki emekli, hak ettiği itibarı yeterince görmüyor.

Emeklilerimizin, %39'u geçinebilmek için tam zamanlı, %33'ü yarı zamanlı çalışmaktadır. Çünkü emekli maaşı ile çalışma döneminde kazandıkları maaş arasındaki uçurum bu şekilde kapatılmaktadır.                                                          

Memur-Sen'in 2021 Haziran ayı araştırmasına göre 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 2.801.6 TL, yoksulluk sınırı 8.003.1 TL’ye yükselmiştir. Görüldüğü gibi açlık sınırı, maalesef asgari ücretin düzeyine çıkmıştır.

Bu tablonun emekçilere mesajı; “sakın emekli olmayın”dır.

2021 Temmuz ayı enflasyon verileri ise hem emekçinin hem emeklinin maaş ve gelir kaybının artarak devam ettiğini göstermektedir.

Aylık enflasyonun %1.80, 2021 Ocak-Temmuz enflasyonunun  %10.41, on iki aylık enflasyonun ise %18.95 olduğu enflasyon verileri;

6. Dönem toplu sözleşme sürecinde siyasi iradeye gözlerini ve kulaklarını kapatamayacakları açık bir mesaj vermektedir.

Enflasyon maaş ve gelirleri eritmeye, alım gücünü eksiltmeye devam etmektedir.

Bizler hakkı, alın teri kurumadan verme hassasiyetini gözeten bir medeniyetin mensupları olarak, hükümetten ister siyasi sorumlulukla ister medeniyet perspektifi hassasiyetiyle olsun taleplerimizi karşılamasını bekliyor ve istiyoruz.

Emekliyi faiz, döviz ve enflasyon sarmalından kurtaracak bir maaş artışı, emeğe verilen değerin ve vefanın göstergesi olacaktır.

6. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinin bütün kamu çalışanlarıyla birlikte emeklilerin de umut ve beklentilerini karşılayacak ölçü ve oranlarla sonuçlanmasını istiyoruz.

Özellikle pandemi sürecinde yaşanan olumsuzluklarla birlikte sarsılan, daralan aile ekonomisi, gelir dağılımındaki dengesizliğe kurban verilmemelidir.

Çalışana ve emekliye verilecek zam piyasayı, çarşı pazarı canlandıracak, ekonomiyi büyütecek, sosyal maliyeti düşürecektir.

Bu vesileyle emeklilerimizin şimdi sıralayacağım taleplerini bir kez daha iktidarın ve kamuoyunun dikkatine arz ediyorum:

Emeklilerimizle çalışanlar arasında açılan makas mutlaka daraltılmalıdır. Kamu görevlilerinin emekli maaşı ve ikramiyesi hesabında, ek ödeme dâhil olmak üzere fiilen görev yaptıkları dönemdeki bütün bordro unsurları dikkate alınmalıdır. Genç sayılacak yaşta emekliye ayrılmış olan emeklilerin kamuda yeniden istihdamına ilişkin sınırlamalar kaldırılmalıdır. Emeklilerin sendika kurma hakkına ilişkin fiili engeller yok sayılmalı, uluslararası sözleşmelerin gereklerine uygun biçimde örgütlenme başta olmak üzere sendikal haklardan yararlanmalarına yönelik teminatlar yürürlüğe konulmalıdır. Kamu görevlisi emeklileri, emekliye ayrıldıkları tarihte üye oldukları sendikaya üyeliklerini devam ettirebilmeli veya en son görev yaptıkları kurumun dâhil olduğu hizmet kolundaki sendikalara üye olabilmelidir. Emeklilere, kamu görevlilerine ödenmekte olan çocuk yardımına ilişkin usul ve esaslar çerçevesinde çocuk yardımı ödenmelidir. Emekli maaşlarına, çalışmayan/emekli maaşı olmayan eşler için aile yardımı kalemi eklenmelidir. Emeklilere, yaşa bakılmaksızın, toplu taşımadan ücretsiz yararlanma hakkı verilmelidir. “Aktif Yaşlanma” kavramı çerçevesindeki yaklaşımlar ülkemizde de hayata geçirilmeli, emeklilerin daha sağlıklı, aktif ve etkin şekilde hayata katılmaları sağlanmalıdır. Maaş ve gelir kayıplarının telafisi ve tazmini amacıyla; enflasyon farkı yanında enflasyon tazminatı ödenmelidir. Emekçi kesim için hayata geçirilmesi mutlak gereken seyyanen zam emekli kesim için de mutlaka değerlendirmeye alınmalıdır.                   Emekliler açısından “oksijen desteği” hükmündeki bayram ikramiyesi 1.100 TL'den 1.500 TL'ye çıkarılmalıdır. Emeklilerden kesinlikle tedavi, ilaç ve reçete katılım payı alınmamalıdır. Bizzat Cumhurbaşkanımız tarafından deklare edilen 3600 ek gösterge sözü yerine getirilmelidir.

 

***

Türkiye’ye hizmet etmenin gururunu, Türkiye tarafından hürmet edilmenin onuruyla taçlandırmayı istiyoruz. Çünkü bunu hak ediyoruz.

Emektarlarımızın sesine kulak veren ve verecek olan Devlet Büyüklerimize teşekkür ediyor, talep ve tekliflerimizin hayata geçmesinde Yüce ALLAH’ın yar ve yardımcımız olmasını diliyorum.

Kamuoyuna saygıyla sunulur (10.08.2021)

 

Metin GÖKSU

Emekli Memur-Sen Giresun İl Başkanı