Ülkemizin en büyük evcil hayvan mağazası olan tcremix.org sitemizde kedi veya köpek besleyenler için hayatlarını kolaylaştıracak çok sayıda ürün bulunuyor. Bunların en başında mamalar geliyor eğer köpek besliyorsanız köpek maması başta olmak üzere yavru köpek maması, yaşlı köpek maması, light köpek maması, tahılsız köpek maması, konserve köpek yaş mama ürünlerini bulabileceğiniz gibi köpek sağlık ürünleri, köpek ödülleri, köpek bakım ürünleri, köpek aksesuarları, köpek mama su kapları, köpek oyuncakları, köpek eğitim ürünleri, köpek tasmaları gibi işlerinizi kolaylaştıracak çok sayıda ürünü bulabilirsiniz. Kedi besleyen arkadaşlar başta kedi maması ana kategorimiz olmak üzere konserve kedi yaş maması, yavru kedi konserve maması, yavru kedi maması, kısırlaştırılmış kedi maması, yaşlı kedi maması, yetişkin kedi maması, light diyet kedi maması kategorilerimizi ziyaret ederek kedinizin temel beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilirisiniz. Diğer yandan ihtiyaç duyabileceğiniz diğer ürünleri kedi ödülleri, kedi tuvaletleri, kedi oyuncakları, kedi vitaminleri, kedi kumu, kedi aksesuarları, kedi bakım ürünleri, kedi mama su kapları ana kategorilerimizden bulabilirsiniz. Ayrıntılı armaa için alt kategorilerimize de göz atmanızda fayda var. Türkiye 'nin en büyük online pet shop mağazası tcremix.org sitemize hepiniz davetlisiniz.
Esenyurt Escort

BİR ZAMAN SONRAKİ İLK ÖYKÜ

Kültür-Sanat 05.02.2024 - 00:11, Güncelleme: 05.02.2024 - 00:11 12632+ kez okundu.
 

BİR ZAMAN SONRAKİ İLK ÖYKÜ

(Hikayeci'den; Geceye Emanet Hikayeler) Murat Akyol yazdı

  Epey zamanlar oldu… Şöyle ağız tadıyla klavyeyi önümüze alıp da, bizden, bizlerden hele de Giresun’da olup bitenlerden olma bir öykü yazmayalı. Bir yıldan daha uzun bir zaman dilimini kapsayan bu süreçte araya başka başka şeyler girdi çünkü… Kimi zaman canımız yandı, kimi durumlarda milletçe büyük yıkımlar yaşadık, çoğuncası da bize gülmece öyküler yazdıracak bir ruh haline sahip olamadık yurdumuzun genel durumu itibarıyla sanırım bu aralıkta. Bu zaman aralığında kayıplarımız oldu… Gidenler gitti… Acının, ızdırapların derecesi en yüksek olanlarını, en can yakanlarını tatdık. Ben kendi adıma kişisel, bir takım sağlık sorunlarıyla uğraştığım kötü zamanlar yaşadım. Fakat her şeye rağmen ve o inatçı yapımızla, bu dönemde de üretmeye çalıştık, kadim şehrimiz için çabalamaktan geri durmadık. Çalıştığımız dosyalardan olan; “Giresunun Lakap Kültürü”, “Giresun Ot Yemekleri Kültürü” ve yirmi öyküden oluşan “Göz Değmemiş Öyküler & Küçük Göl” (hepsi de çocukluğumun hikayeleridir) adlı çocuk öyküleri serimizi tamamladık. Giresun’un olağanüstü halk kahramanı, yüz elli yıl öncesinin efsanesi “Micanoğlu”nu da yeni yazmaya başladık. Yaptığımız naçizane çalışmaları bir yukarıda yazdık gerçi ama şimdi burada; şunu yaptık, bunu yaptık, atomu baştan bir daha parçaladık, dünyayı değiştirecek olağanüstü buluşlar yaptık ya da “kendi konumuzla alakalı” Giresun kültür ve sanatına şöyle şöyle şahika eserler kazandırdık gibi ahmakça sözleri ise tabi ki etmeyeceğim… Sonuçta yaptığımız değeri hasbelkader olan ve naçizane iş, kendi çapımızda ama bize çok güzel bir ömür bahşeden çok sevgili bir şehre, onun bize verdiklerinin iadesi çabalarıdır. Bu merkezde de yapılan şey, halen bir çırak olarak kalmayı bilebilecek kadar görgülü, kibre ve ukalalığa, bir de ucuz hasetliklere asla bulaşmayacak kadar terbiyeli, edep sahibi bir kalemle az önce sayılanları ucundan bucağından başarabilme kaygısıdır. *** Şimdi dilerseniz konumuz biraz değişsin. Gülüşlere çok layık o güzel yüzünüz, gülmece bir hadiseyle ama bu çok gariptir; “pancarla” güzelleşsin hadi... Öykümüzün konusu gerçek ve yakın geçen günlerde yaşandı… İstanbul’da ikamet eden Giresunlu bir aile var… Ben de tanırım, bunlar güzel insanlardır ve gerçek manada “memleket sevdalılarıdır” bu insanlar. İstanbul ne kadar büyük, ne kadar cazip olursa olsun, bizler için memleketimiz bir başkadır, İsteseler de Giresun’dan kopamazlar bunlar. İşte bu manada geçenlerde, İstanbul’dan Giresun’a açılıp da gerçekleşen bir telefon görüşmesinde çok garip diyaloglar yaşanmış… Ben her şey olup bitenden sonra öğrendim bu hiç olmayacak olayı. Karadeniz’in milli ve kutsal yemeklerinin ana maddesi olan “pancar” hakkında olmuş, bu çok komik ama birazda yürek burkan diyaloglar. (Biz köylüyüz, pancara, burjuva tipler hariç “pancar” deriz Giresun ve Ordu’da. Bu öyküde ilk ve son kez yazıyorum bitkinin diğer tanımını: kara lahana) Her neyse… İstanbul’daki telefonun bir ucundaki mahzun ve çaresiz şahıslar, Giresun/Keşap’a ve dolayısıyla da köydekilere çok tuhaf diyaloglarla şu garip sitemleri iletmişler; … -Aluu Gülişaaan?.. Ula ha bu yapduuz nası bi utanmazlukdur bööle! Ula bu nasıl bi hayıtmadur söööleseeze siz baa? Ula ne oluyu bu hallı size? Ula aylardır yolliyamadıız bu pancar çuvalıız artık andır galsın! Artık eyice gine bizim rüyalarımıza girmiye başladı ya ula bu pancarlar!!! Garşı taraftansa İstanbul’a, pancar talep edenlere cevap verilmiş hemen; - Nurcihan aba ne gadar da üsdeledine sen bu pancar mevzuuunu? Allah aaazııın kitlemesin e’mi? Tamam ula tamam! Yolluciga artuk ne bulursak, arabiyse araba? Otobussa otobus? Fındıkgale var, Girasun Seyahat var. Gelür besbellim ula tamam dedüge size bi kere… Fakat Nurcihan hatun altta kalır mı? -Gız Gülişan… Gız aazına davun çıkmiyacasının nekbet gelini seni? Gız sen haurdan aaarı ne gonişiip da duriisun beninle böööle cazu cazu! Yemesini bırak, sen biliii musun, bizim hau yollicaaaz nefret olmiyasıca pancar çuvalına buriya gelür gelmez hepbirden nasıl da sarılacaaamızı? Gülişan gülerek; -Allah seni bildüü gibi etsin e’mi Nurcihan aba… Çuvala sarılanı da ilk defa göriim. Gız heç güleceem de yoodu? Eyi eyi… Yarınları bi bakalım da bi çaresini bulalım şu çuval yollama işinin. Nurcihan aba; -Baa bak Gülişan… Hau gocan olacak nasbalat Sırmabıyığın Köksal’a sööle, bi otobüs firması bulamasa bile 28 plaka bi gamıyuna, yada tırcıya rica etsin bullara gelen… Allah rızası üçün desin, iki ağliyip sızlasın.. *** Bu hiç olmayacak telefon trafiği işte böylesi olmaz olası saçma sapan diyaloglarla sürmüş biraz… En nihayetinde de pancar yükü sipariş, sonunda yola çıkabilmiş. Fakat bu anda da bir aksaklık olmuş. Biz tekrardan, sonraki konuşulan telefonları tekrar bir dinleyelim; -Aluuu… Nurcihan aba? Ben Köksal… Sırmabıyığın Köksal. -Tanıdım tanıdım pis gudubet seni! Ne oldu ula Nakiye’nin evlaaadı? Yoosa gine bi terslik mi çıktı nakliye de? -Yok aba yok, bi terslik yok. Ama dur! Pardun, var… Biz çuval bulamaduk pancarları depmiye. Unun yerine de sevkiyatı bi karton kutuynenlik yapiik habarıız olsun? -Allah seen belaan versin e’mi, bardabaş Köksal! Pariya gıyıp da bi dane çuval alamadın mı haurdan on para verip utanmaz seni? -Gız anam, mesele ööle deel ki… Aceliye geldi sefkiyat! İşler garuşdu!.. -Eyi eyi… Gören de seni bi gamyun fındık çuvalladı da Istanbul’a mal gönderii sanır? Yapduğun sefkiyat gözeen girsin senin! *** Bütün bunlar yaşandıktan sonra, yerine varacak koli nihayet ve günler sonra İstanbul’daki adrese ulaşmış ama... Fakat delilik parayla pulla mı? Bizim Köksal’ın yaptığı hiç olmayacak bir işle, tesadüfen kartondan boş bir “robot süpürge” kutusuna konulan pancarların yerine, koliden bütüün bu heyecanlı bekleyişlerin ardından gerçek bir “robot süpürge” çıkmış!.. Yani kutuları aynı olan yükler karışmış… Ama buradaki sahneyi ise bana hiç sormayın bence?.. Yanlışlıkla karışıp gelen olmaz olasıca robot süpürgeyi koliden çıkardıktan sonraki ünlem dolu bağırış-çağırışlara bir bakalım şimdi de; -Oooooo’ha! -Bu da neydi gız bacıım? -Geri zekaaalı Köksal! Koliye pancar guyacaana, kutunun dışındaaaki aynı resimdeeki robuttan guymuş? (Bu arada evdekilerde bir nev’i sinir boşalması ile psikolojik travma ve onun kötü etkileri başladı… Anlamsız gülmelerle karışık çıkan tuhaf sesler çıkıyor!) -Uyyyyyyyh! Anam ben sinir krizleri geçiriyu ma a’ha da? Uyyyh neydi bu başımıza gelenler!.. Gız Muazzez, haurdan baa golonyayı yetüşdür! -Allah seen belaaan versin Köksal!.. Mevlam yüzüün yusun gudubet, nekbet Gülişan! -Makina da çok haçcak görüniyo. Pancardan vazgeçsek de, bunu mu gabül etsek acep? -Olmaz öyle şey! Biz robut istemedük!.. Biz anam caanım pancallarımızı isterük! -Gız öyle deme ana? Baksaa, bi hata oldu bu belli emme, bu robutların piyasası da yirmibin liira!.. -Sıçdurma beni şimdi yirmi bin liiiraan Muazzez. Gaç başımdan yıkıl garşımdan! Zaati hersliyim, sinirimi senden almiyim? Şimdi oturur da pancar yerine robutu yerük biz zaati! *** Bu büyük üzüntüden ve artık canlarına tak etmiş olan “pancarsızlıktan” doğan özlem ve hasret dolu ağlaşıp sızlanmalar bir zaman daha sürer… Umutların tam da bittiği, sönüp sarardığı birkaç gün sonra ise bir mucize olur. Yapılan yanlışlık sonradan düzeltilmiş, robot süpürgesi kabındaki içi pancar dolu gerçek emanet, şimdi doğru adrese nihayet gelebilmiştir. Yirmi bin liralık robotu çaresiz geri verirler. Zaten gelen içi pancar dolusu bir çuvalları da yoktur, ona sarılamazlar. Kutuyu açtıklarında, artık olabilecek o acı sona ise hazırlıklıdır herkes. Çünkü hepsi de iyi bilir ki; pancar türü yeşil sebzeler tazeliklerini üç-beş günde kaybederler. Sararmış, solmuş, baygın haldeki artık işe yaramaz caanım pancarları üzüntüyle tam koliden çıkarıyorlarken, evin patavatsız kızı Muazzez yine yapar yapacağını… Anası Nurcihan hatun’a dönüp der ki bu; -Gız ana, gız biz gine de şansluyuk… Niye dersen?.. Gastede okuduydum, bu sözde, robut süpürge satan dolundurucular sübürke yerine koliye tek bir salatalık veyahutta tek batlıcan guyallarmış, kötü bi mesac gibi… Hani, bakın sizi nasıl gandurduk dercesine?.. Ama bize olsun öööle bi terbiyesüzlük yapmadular. Yirmi bin liraluk robutu takkacak yolladular! Bence insanlık ölmemiş taaca.. *** (Valla, a’ha da en son olanları yazarken ben de güldüm…) Zavallı Muaazzez; Bu yorumdan sonra, senin bu ortamda ne durumda olduğunu bilemiyoruz?.. Şayet dayak yemediysen, bizim bundan da bir haberimiz yok… Çünkü İstanbul’dan henüz başka da bir telefon henüz gelmedi. (Güneş teninizi yakmasın… Yağmur canınızı acıtmasın. Bu öyküyü okuyan gözlerinize yaş, ellerinize taş, o güzel yüreklerinize telaş değmesin.) - S O N -                
(Hikayeci'den; Geceye Emanet Hikayeler) Murat Akyol yazdı
 
Epey zamanlar oldu… Şöyle ağız tadıyla klavyeyi önümüze alıp da, bizden, bizlerden hele de Giresun’da olup bitenlerden olma bir öykü yazmayalı.
Bir yıldan daha uzun bir zaman dilimini kapsayan bu süreçte araya başka başka şeyler girdi çünkü… Kimi zaman canımız yandı, kimi durumlarda milletçe büyük yıkımlar yaşadık, çoğuncası da bize gülmece öyküler yazdıracak bir ruh haline sahip olamadık yurdumuzun genel durumu itibarıyla sanırım bu aralıkta.
Bu zaman aralığında kayıplarımız oldu… Gidenler gitti… Acının, ızdırapların derecesi en yüksek olanlarını, en can yakanlarını tatdık. Ben kendi adıma kişisel, bir takım sağlık sorunlarıyla uğraştığım kötü zamanlar yaşadım. Fakat her şeye rağmen ve o inatçı yapımızla, bu dönemde de üretmeye çalıştık, kadim şehrimiz için çabalamaktan geri durmadık. Çalıştığımız dosyalardan olan; “Giresunun Lakap Kültürü”, “Giresun Ot Yemekleri Kültürü” ve yirmi öyküden oluşan “Göz Değmemiş Öyküler & Küçük Göl” (hepsi de çocukluğumun hikayeleridir) adlı çocuk öyküleri serimizi tamamladık. Giresun’un olağanüstü halk kahramanı, yüz elli yıl öncesinin efsanesi “Micanoğlu”nu da yeni yazmaya başladık.
Yaptığımız naçizane çalışmaları bir yukarıda yazdık gerçi ama şimdi
burada; şunu yaptık, bunu yaptık, atomu baştan bir daha parçaladık, dünyayı değiştirecek olağanüstü buluşlar yaptık ya da “kendi konumuzla alakalı” Giresun kültür ve sanatına şöyle şöyle şahika eserler kazandırdık gibi ahmakça sözleri ise tabi ki etmeyeceğim… Sonuçta yaptığımız değeri hasbelkader olan ve naçizane iş, kendi çapımızda ama bize çok güzel bir ömür bahşeden çok sevgili bir şehre, onun bize verdiklerinin iadesi çabalarıdır. Bu merkezde de yapılan şey, halen bir çırak olarak kalmayı bilebilecek kadar görgülü, kibre ve ukalalığa, bir de ucuz hasetliklere asla bulaşmayacak kadar terbiyeli, edep sahibi bir kalemle az önce sayılanları ucundan bucağından başarabilme kaygısıdır.
***
Şimdi dilerseniz konumuz biraz değişsin. Gülüşlere çok layık o güzel yüzünüz, gülmece bir hadiseyle ama bu çok gariptir; “pancarla” güzelleşsin hadi...
Öykümüzün konusu gerçek ve yakın geçen günlerde yaşandı… İstanbul’da ikamet eden Giresunlu bir aile var… Ben de tanırım, bunlar güzel insanlardır ve gerçek manada “memleket sevdalılarıdır” bu insanlar. İstanbul ne kadar büyük, ne kadar cazip olursa olsun, bizler için memleketimiz bir başkadır, İsteseler de Giresun’dan kopamazlar bunlar.
İşte bu manada geçenlerde, İstanbul’dan Giresun’a açılıp da gerçekleşen bir telefon görüşmesinde çok garip diyaloglar yaşanmış… Ben her şey olup bitenden sonra öğrendim bu hiç olmayacak olayı. Karadeniz’in milli ve kutsal yemeklerinin ana maddesi olan “pancar” hakkında olmuş, bu çok komik ama birazda yürek burkan diyaloglar. (Biz köylüyüz, pancara, burjuva tipler hariç “pancar” deriz Giresun ve Ordu’da. Bu öyküde ilk ve son kez yazıyorum bitkinin diğer tanımını: kara lahana)
Her neyse… İstanbul’daki telefonun bir ucundaki mahzun ve çaresiz şahıslar, Giresun/Keşap’a ve dolayısıyla da köydekilere çok tuhaf diyaloglarla şu garip sitemleri iletmişler;
-Aluu Gülişaaan?.. Ula ha bu yapduuz nası bi utanmazlukdur bööle! Ula bu nasıl bi hayıtmadur söööleseeze siz baa? Ula ne oluyu bu hallı size? Ula aylardır yolliyamadıız bu pancar çuvalıız artık andır galsın! Artık eyice gine bizim rüyalarımıza girmiye başladı ya ula bu pancarlar!!!
Garşı taraftansa İstanbul’a, pancar talep edenlere cevap verilmiş hemen;
- Nurcihan aba ne gadar da üsdeledine sen bu pancar mevzuuunu? Allah aaazııın kitlemesin e’mi? Tamam ula tamam! Yolluciga artuk ne bulursak, arabiyse araba? Otobussa otobus? Fındıkgale var, Girasun Seyahat var. Gelür besbellim ula tamam dedüge size bi kere…
Fakat Nurcihan hatun altta kalır mı?
-Gız Gülişan… Gız aazına davun çıkmiyacasının nekbet gelini seni? Gız sen haurdan aaarı ne gonişiip da duriisun beninle böööle cazu cazu! Yemesini bırak, sen biliii musun, bizim hau yollicaaaz nefret olmiyasıca pancar çuvalına buriya gelür gelmez hepbirden nasıl da sarılacaaamızı?
Gülişan gülerek;
-Allah seni bildüü gibi etsin e’mi Nurcihan aba… Çuvala sarılanı da ilk defa göriim. Gız heç güleceem de yoodu? Eyi eyi… Yarınları bi bakalım da bi çaresini bulalım şu çuval yollama işinin.
Nurcihan aba;
-Baa bak Gülişan… Hau gocan olacak nasbalat Sırmabıyığın Köksal’a sööle, bi otobüs firması bulamasa bile 28 plaka bi gamıyuna, yada tırcıya rica etsin bullara gelen… Allah rızası üçün desin, iki ağliyip sızlasın..
***
Bu hiç olmayacak telefon trafiği işte böylesi olmaz olası saçma sapan diyaloglarla sürmüş biraz… En nihayetinde de pancar yükü sipariş, sonunda yola çıkabilmiş. Fakat bu anda da bir aksaklık olmuş. Biz tekrardan, sonraki konuşulan telefonları tekrar bir dinleyelim;
-Aluuu… Nurcihan aba? Ben Köksal… Sırmabıyığın Köksal.
-Tanıdım tanıdım pis gudubet seni! Ne oldu ula Nakiye’nin evlaaadı? Yoosa gine bi terslik mi çıktı nakliye de?
-Yok aba yok, bi terslik yok. Ama dur! Pardun, var… Biz çuval bulamaduk pancarları depmiye. Unun yerine de sevkiyatı bi karton kutuynenlik yapiik habarıız olsun?
-Allah seen belaan versin e’mi, bardabaş Köksal! Pariya gıyıp da bi dane çuval alamadın mı haurdan on para verip utanmaz seni?
-Gız anam, mesele ööle deel ki… Aceliye geldi sefkiyat! İşler garuşdu!..
-Eyi eyi… Gören de seni bi gamyun fındık çuvalladı da Istanbul’a mal gönderii sanır? Yapduğun sefkiyat gözeen girsin senin!
***
Bütün bunlar yaşandıktan sonra, yerine varacak koli nihayet ve günler sonra İstanbul’daki adrese ulaşmış ama... Fakat delilik parayla pulla mı? Bizim Köksal’ın yaptığı hiç olmayacak bir işle, tesadüfen kartondan boş bir “robot süpürge” kutusuna konulan pancarların yerine, koliden bütüün bu heyecanlı bekleyişlerin ardından gerçek bir “robot süpürge” çıkmış!.. Yani kutuları aynı olan yükler karışmış… Ama buradaki sahneyi ise bana hiç sormayın bence?.. Yanlışlıkla karışıp gelen olmaz olasıca robot süpürgeyi koliden çıkardıktan sonraki ünlem dolu bağırış-çağırışlara bir bakalım şimdi de;
-Oooooo’ha!
-Bu da neydi gız bacıım?
-Geri zekaaalı Köksal! Koliye pancar guyacaana, kutunun dışındaaaki aynı resimdeeki robuttan guymuş?
(Bu arada evdekilerde bir nev’i sinir boşalması ile psikolojik travma ve onun kötü etkileri başladı… Anlamsız gülmelerle karışık çıkan tuhaf sesler çıkıyor!)
-Uyyyyyyyh! Anam ben sinir krizleri geçiriyu ma a’ha da? Uyyyh neydi bu başımıza gelenler!.. Gız Muazzez, haurdan baa golonyayı yetüşdür!
-Allah seen belaaan versin Köksal!.. Mevlam yüzüün yusun gudubet, nekbet Gülişan!
-Makina da çok haçcak görüniyo. Pancardan vazgeçsek de, bunu mu gabül etsek acep?
-Olmaz öyle şey! Biz robut istemedük!.. Biz anam caanım pancallarımızı isterük!
-Gız öyle deme ana? Baksaa, bi hata oldu bu belli emme, bu robutların piyasası da yirmibin liira!..
-Sıçdurma beni şimdi yirmi bin liiiraan Muazzez. Gaç başımdan yıkıl garşımdan! Zaati hersliyim, sinirimi senden almiyim? Şimdi oturur da pancar yerine robutu yerük biz zaati!
***
Bu büyük üzüntüden ve artık canlarına tak etmiş olan “pancarsızlıktan” doğan özlem ve hasret dolu ağlaşıp sızlanmalar bir zaman daha sürer… Umutların tam da bittiği, sönüp sarardığı birkaç gün sonra ise bir mucize olur. Yapılan yanlışlık sonradan düzeltilmiş, robot süpürgesi kabındaki içi pancar dolu gerçek emanet, şimdi doğru adrese nihayet gelebilmiştir. Yirmi bin liralık robotu çaresiz geri verirler. Zaten gelen içi pancar dolusu bir çuvalları da yoktur, ona sarılamazlar. Kutuyu açtıklarında, artık olabilecek o acı sona ise hazırlıklıdır herkes. Çünkü hepsi de iyi bilir ki; pancar türü yeşil sebzeler tazeliklerini üç-beş günde kaybederler. Sararmış, solmuş, baygın haldeki artık işe yaramaz caanım pancarları üzüntüyle tam koliden çıkarıyorlarken, evin patavatsız kızı Muazzez yine yapar yapacağını… Anası Nurcihan hatun’a dönüp der ki bu;
-Gız ana, gız biz gine de şansluyuk… Niye dersen?.. Gastede okuduydum, bu sözde, robut süpürge satan dolundurucular sübürke yerine koliye tek bir salatalık veyahutta tek batlıcan guyallarmış, kötü bi mesac gibi… Hani, bakın sizi nasıl gandurduk dercesine?.. Ama bize olsun öööle bi terbiyesüzlük yapmadular. Yirmi bin liraluk robutu takkacak yolladular! Bence insanlık ölmemiş taaca..
***
(Valla, a’ha da en son olanları yazarken ben de güldüm…)
Zavallı Muaazzez;
Bu yorumdan sonra, senin bu ortamda ne durumda olduğunu bilemiyoruz?.. Şayet dayak yemediysen, bizim bundan da bir haberimiz yok… Çünkü İstanbul’dan henüz başka da bir telefon henüz gelmedi.
(Güneş teninizi yakmasın… Yağmur canınızı acıtmasın. Bu öyküyü okuyan gözlerinize yaş, ellerinize taş, o güzel yüreklerinize telaş değmesin.)
- S O N -
 
 
 
 
 
 
 
 
Adana kapalı escort Çukurova kapalı escort Seyhan kapalı escort Ankara kapalı escort Mamak kapalı escort Etimesgut kapalı escort Polatlı kapalı escort Pursaklar kapalı escort Haymana kapalı escort Çankaya kapalı escort Keçiören kapalı escort Sincan kapalı escort Antalya kapalı escort Kumluca kapalı escort Konyaaltı kapalı escort Manavgat kapalı escort Muratpaşa kapalı escort Kaş kapalı escort Alanya kapalı escort Kemer kapalı escort Bursa kapalı escort Eskişehir kapalı escort Gaziantep kapalı escort Şahinbey kapalı escort Nizip kapalı escort Şehitkamil kapalı escort İstanbul kapalı escort Merter kapalı escort Nişantaşı kapalı escort Şerifali kapalı escort Maltepe kapalı escort Sancaktepe kapalı escort Eyüpsultan kapalı escort Şişli kapalı escort Kayaşehir kapalı escort Büyükçekmece kapalı escort Beşiktaş kapalı escort Mecidiyeköy kapalı escort Zeytinburnu kapalı escort Sarıyer kapalı escort Bayrampaşa kapalı escort Fulya kapalı escort Beyoğlu kapalı escort Başakşehir kapalı escort Tuzla kapalı escort Beylikdüzü kapalı escort Pendik kapalı escort Bağcılar kapalı escort Ümraniye kapalı escort Üsküdar kapalı escort Esenyurt kapalı escort Küçükçekmece kapalı escort Esenler kapalı escort Güngören kapalı escort Kurtköy kapalı escort Bahçelievler kapalı escort Sultanbeyli kapalı escort Ataşehir kapalı escort Kağıthane kapalı escort Fatih kapalı escort Çekmeköy kapalı escort Çatalca kapalı escort Bakırköy kapalı escort Kadıköy kapalı escort Avcılar kapalı escort Beykoz kapalı escort Kartal kapalı escort İzmir kapalı escort Balçova kapalı escort Konak kapalı escort Bayraklı kapalı escort Buca kapalı escort Çiğli kapalı escort Gaziemir kapalı escort Bergama kapalı escort Karşıyaka kapalı escort Urla kapalı escort Bornova kapalı escort Çeşme kapalı escort Kayseri kapalı escort Kocaeli kapalı escort Gebze kapalı escort İzmit kapalı escort Malatya kapalı escort Manisa kapalı escort Mersin kapalı escort Yenişehir kapalı escort Mezitli kapalı escort Erdemli kapalı escort Silifke kapalı escort Akdeniz kapalı escort Anamur kapalı escort Muğla kapalı escort Bodrum kapalı escort Milas kapalı escort Dalaman kapalı escort Marmaris kapalı escort Fethiye kapalı escort Datça kapalı escort Samsun kapalı escort Atakum kapalı escort İlkadım kapalı escort Adıyaman kapalı escort Afyonkarahisar kapalı escort Ağrı kapalı escort Aksaray kapalı escort Amasya kapalı escort Ardahan kapalı escort Artvin kapalı escort Aydın kapalı escort Balıkesir kapalı escort Bartın kapalı escort Batman kapalı escort Bayburt kapalı escort Bilecik kapalı escort Bingöl kapalı escort Bitlis kapalı escort Bolu kapalı escort Burdur kapalı escort Çanakkale kapalı escort Çankırı kapalı escort Çorum kapalı escort Denizli kapalı escort Diyarbakır kapalı escort Düzce kapalı escort Edirne kapalı escort Elazığ kapalı escort Erzincan kapalı escort Erzurum kapalı escort Giresun kapalı escort Gümüşhane kapalı escort Hakkari kapalı escort Hatay kapalı escort Iğdır kapalı escort Isparta kapalı escort Kahramanmaraş kapalı escort Karabük kapalı escort Karaman kapalı escort Kars kapalı escort Kastamonu kapalı escort Kırıkkale kapalı escort Kırklareli kapalı escort Kırşehir kapalı escort Kilis kapalı escort Konya kapalı escort Kütahya kapalı escort Mardin kapalı escort Muş kapalı escort Nevşehir kapalı escort Niğde kapalı escort Ordu kapalı escort Osmaniye kapalı escort Rize kapalı escort Sakarya kapalı escort Siirt kapalı escort Sinop kapalı escort Sivas kapalı escort Şanlıurfa kapalı escort Şırnak kapalı escort Tekirdağ kapalı escort Tokat kapalı escort Trabzon kapalı escort Tunceli kapalı escort Uşak kapalı escort Van kapalı escort Yalova kapalı escort Yozgat kapalı escort Zonguldak kapalı escort
Adana eskort Çukurova eskort Seyhan eskort Ankara eskort Mamak eskort Etimesgut eskort Polatlı eskort Pursaklar eskort Haymana eskort Çankaya eskort Keçiören eskort Sincan eskort Antalya eskort Kumluca eskort Konyaaltı eskort Manavgat eskort Muratpaşa eskort Kaş eskort Alanya eskort Kemer eskort Bursa eskort Eskişehir eskort Gaziantep eskort Şahinbey eskort Nizip eskort Şehitkamil eskort İstanbul eskort Merter eskort Nişantaşı eskort Şerifali eskort Maltepe eskort Sancaktepe eskort Eyüpsultan eskort Şişli eskort Kayaşehir eskort Büyükçekmece eskort Beşiktaş eskort Mecidiyeköy eskort Zeytinburnu eskort Sarıyer eskort Bayrampaşa eskort Fulya eskort Beyoğlu eskort Başakşehir eskort Tuzla eskort Beylikdüzü eskort Pendik eskort Bağcılar eskort Ümraniye eskort Üsküdar eskort Esenyurt eskort Küçükçekmece eskort Esenler eskort Güngören eskort Kurtköy eskort Bahçelievler eskort Sultanbeyli eskort Ataşehir eskort Kağıthane eskort Fatih eskort Çekmeköy eskort Çatalca eskort Bakırköy eskort Kadıköy eskort Avcılar eskort Beykoz eskort Kartal eskort İzmir eskort Balçova eskort Konak eskort Bayraklı eskort Buca eskort Çiğli eskort Gaziemir eskort Bergama eskort Karşıyaka eskort Urla eskort Bornova eskort Çeşme eskort Kayseri eskort Kocaeli eskort Gebze eskort İzmit eskort Malatya eskort Manisa eskort Mersin eskort Yenişehir eskort Mezitli eskort Erdemli eskort Silifke eskort Akdeniz eskort Anamur eskort Muğla eskort Bodrum eskort Milas eskort Dalaman eskort Marmaris eskort Fethiye eskort Datça eskort Samsun eskort Atakum eskort İlkadım eskort Adıyaman eskort Afyonkarahisar eskort Ağrı eskort Aksaray eskort Amasya eskort Ardahan eskort Artvin eskort Aydın eskort Balıkesir eskort Bartın eskort Batman eskort Bayburt eskort Bilecik eskort Bingöl eskort Bitlis eskort Bolu eskort Burdur eskort Çanakkale eskort Çankırı eskort Çorum eskort Denizli eskort Diyarbakır eskort Düzce eskort Edirne eskort Elazığ eskort Erzincan eskort Erzurum eskort Giresun eskort Gümüşhane eskort Hakkari eskort Hatay eskort Iğdır eskort Isparta eskort Kahramanmaraş eskort Karabük eskort Karaman eskort Kars eskort Kastamonu eskort Kırıkkale eskort Kırklareli eskort Kırşehir eskort Kilis eskort Konya eskort Kütahya eskort Mardin eskort Muş eskort Nevşehir eskort Niğde eskort Ordu eskort Osmaniye eskort Rize eskort Sakarya eskort Siirt eskort Sinop eskort Sivas eskort Şanlıurfa eskort Şırnak eskort Tekirdağ eskort Tokat eskort Trabzon eskort Tunceli eskort Uşak eskort Van eskort Yalova eskort Yozgat eskort Zonguldak eskort
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

siyahbet giriş