FINDIK BAHÇESİ
***********************
Bir acıklı türkü söyledi orman
Karadeniz ağzı; dili-lehçesi
"Fındıkçı" derim de; derdini sormam!
Dinleyene bir dert...söyleyene bin dert
*****
Ne yürek koydu, ne dizde derman
Ne ömürler yedi fındık bahçesi
Dededen kalma, elinde ferman
Gitmeyene bir dert, gidene bin dert...
**************************************************
HASAT
Hasat bahçeden kalkıp, yol almadan harmana
Dallar tek-tek eğilir; dibine düşer yerin
Çuval-sepet sesleri, şenlik katar ormana
Senelik kazancını, hesaplar derin-derin...
Sabah kırağıları, günün ilk habercisi
Kaldır-kurut-çuvalla... Çuvalın ardı serin
Birim fiyat verirken; devletin tek mercisi
"Ürününe maşallah" hatta, diyor "aferin..."
"Amma fiyat bu kadar; fazlası bizi aşar"
"İdare et bununla, suyu çıkmadı yerin"
Seneye tekrar başla, ya şaşar- ya da beşer,
Arkası yanık türkü; "Kalmadı artık ferin..."
Asırlardır bu böyle! (*)Margo paşaya söyle...
Kurumaz alın terin... Kurumaz alın terin...
**************************************************
Halil Cındık.
"Güneşin terkisinde" şiir kitabı...
*********************************************************
(*)Marko paşa: Galatasaraylı ünlü halk hekimi(1861)
**********************************************************