Ben bir yörüküm,
Ya - Yörükler...
"YÖRÜK" kimdir...
Yörükler Toroslara ve çevresine sıkıştırılmış bir kavim ya da boy olmadığı gibi tarihi kayıtlarla esas üç kıtaya şamil Türk dünyasıdır "Yörükler..."
TÜRK = TÜRKMEN = YÖRÜK
‐‐---‐--‐-------------------------------------
M.O. 14.yy. bu yana; TİK- TİKLER- TOGARMİLER- TUVA- TURA- TÜRÜK- TURANLI- TÜRKLER olarak bin boy yelpaze-sinde günümüze kadar gelen URAL-ALTAY ve TANRI dağları bileşke-sindeki coğrafyadan dünyaya dağılan; Alp(Bahadır) ırkı/ Türk soyundan gelen "Bozkır kavmidir"
YÖRÜKLER
Yalnızca Oğuzlar in bir kolu, ya da bir boyu değildir.
Bir oymagi - bir aşireti ya da sülalesi hiç değildir.
YÖRÜKLER : Oğuzlarin kendisidir... 24 boyun tamamı dır..
Yani tüm kol- boy- aşiret -oymak ve sulalesidir...
Türk Orta Çağ tarihçisi: Tarih Profesörü Faruk Sümer' e göre;
"Yerleşik Oğuzlara Türkmen, göcebe Oğuzlara Yörük denir."
Gelelim benim Yörüklügüme...
"CINDIK..."
"CINDIK" kelimesini en önce Kırk UZ, Kırk OGUZ, Kırk OYMAK, Kırk SÜLALE anlamına gelen ve lisaniyla-müsemma olan "KIRGIZ" Türkleri eserlerinde kullanmışlardır...
Soyadımla özleşen "CINDIK" kelimesine en eski yazılı kayıt;
KIRGIZ Türklerinin- yazılı eserlerinde rastlanmaktadır.
Kırgız Türkleri 7529 metre yüksekliğindeki "Tanrı Dağlarından" Zühre yıldızına bakarken, yıldızın ucundaki beyaz noktaciga "Cındık" demişlerdir...
Osmanlı İmparatorluğunun 36 padişahı -Oguzlarin Bozok- kolu/ Kayı boyu/ Karakeçili Oymagindan gelirken; aynı boyun Ak kecili- Kızıl kecili ve Sarı kecili oymaklari vardır.
Sarikecili Oymaginin kilim-pala ve At heybelerinde, Menegçal- Palançul yanışlarının- ucundaki beyaz noktaya "CINDIK" denilir. (Kay: Sarikecililer ve hayatları)
Kırgız edebiyatının en önemli iki yazarından biri olan;
"Aali Tokombayev: Ezginin Sırrı ve Yaralı Yürek" adlı eserlerinde,
CINDIK : kelimesini- "Gerçek nokta" olarak açıklamıştır.(kay: Manas Unv.Yayinlari)
Yine Afganistan' in Badahşan (Badakşan ) şehrinde çıkarılan, tesbih-yüzük ve takı yapında kullanilan - içinde kristaller bulunan bir madenin adıdır "CINDIK"
(Kay: TV.PROGRAMCISI: Raşid Agzikara- Afganistan(2) belgeseli...
Yine Çin' in Şian kentinden başlayıp- gelen İpek yolunun TUNCELİ boyutunda "CINDIK ve ULUS" yaylaları mevcuttur...
Antalya "CINDI" Yörük yaylası bunların bir diğeridir.
Hala günümüzde faaliyet gösteren Afganistan "CINDIK PARTİSİ" bir diğer isimlendirmedir.
Anadolu'daki "CİCİM halılarına
"CINDIK" halısı dendiğini değerli Öğretmenim "Sevil YÖRÜKOĞLU" hocamızın referansindan biliyoruz...
Atalarımız "CINDIK" lar önce Afganistan/ Badahsan' dan -Azerbaycan üzeri- Kars kapısından geçerek Arpaçay/ Kıraç köyüne yerleşmişler...
Aynı beldeden emekli emniyet mensubu sayın "Selahattin CINDIK" soydaşımla görüşüldü. Halen Kıraç köyünde geniş bir aile - oymak olarak yaşamlarına devam etmektedirler.
Kendilerine hayırlı ömürler diliyorum.
"Yörük yolunda gerek"
demişler...
Kadim yılların hitaminda İpek yolunu takip ederek Erzurum/Horasan ilçesi/Çamlikkale köyüne (Eski adıyla: Sıçan kalesine) yerleşirler...
Orada da uzun yıllar ikamet ederler...
Daha sonra yine Yörük oymaklari (CINDIK"lar - yola revan olurlar ve Kelkit üzerinden Gümüşhane/ Kürtün/ Çayırcukur beldesine inerler ve zamana direnirler senelerce Anadolu' nun o çıplak bozkirlarinda...
Aralarında "Karaca" soyadını alanlar var.
"Çayırcukur" köyünde hala çokça "CINDIK" oymagi yaşasa da "Kabakçı Ahmet" dedemiz, kardeşi- İbrahim ve diğer kardeş (Zuva beldesine giden) Harşit vadisinden çakıl taşlarını işaret-leyerek sahile yönelirler..
Zira geri dönmek zorunda kalırlarsa; kolayca yön tespiti yapabilmek için bir işaret- bir nişan olsun diye kocaman taş ve kayaları yol kenarına taşıyıp- dizerler kendilerince...
Harsit Çayi kenarındaki ayak yolunun isaret taşları arasından yürüyerek inerler Tirebolu sahiline...
Büyük bir su deryasında gözleri kaybolurken, şaşkın bir ruh halinde - kum ve denizle bulusurlar...
Denize taş atarlar bol- bol -Türk Dünyasının şanına minnetle...
Onlar için "Doğu" çok önemlidir.
Zira Doğu denince, Ana ve Ata vatanları- gelir akıllarına...
Doğuya yönelirler ve Görele' ye gelirler...
******
"GÖRELE"
deyince biraz eski tarihe gidelim...
1486 yılı ( 2 Bayazit dönemi) o zamanki adı "ELEGÜ..."
ELEGÜ KÖYÜ... ELEGÜ İSKELESİ -ELEGÜ DERESİ- ELEGÜ HASI CAMİİ" olarak biliniyor "GÖRELE" o yıllarda....
(Kay: Mehmet Fatsa -Görele'nin adını belirleyen tarihi eser- "HASAN AĞA CAMİİ" adlı belge. (Giresun Unv.)
"ELEGÜ" ADININ AÇILIMI
*************************
ELEGÜ ADI: Afganistan' daki Yüce "Elige" (Elik)dağından neşredilerek;
İki "Kök Türk" devletinin- Han'lik yapısıyla günümüze taşınır.
1.HUN IMPARATORLUGU. 2.GÖKTÜRK DEVLETİ
Her iki Türk devletinin de- Devlet çatısını oluşturan Sağ ve sol "Eliklik" (Beylik)mevcuttur.
Kağan'a- Han'a bağlı - Sağ Eliklik ve Sol Eliklik ( Sağ Beylik ve Sol Beylik)devleti yönetir.
(Kaynak: Hun İmp. ve Göktürk Dev.Tarihi kayıtları.)
Ali Şir Nevai- (1441-1501) eserlerinde çokça yer alan " Türk Elige (Elegü) dağı; kutsal dağ.
Örnek: şöyle der Ali Şir Nevai;
"Kim şuhreti- çün cahange Tolgay;
Türk Elige dağı bahre bolgay"
Ali Şir Nevai eserlerinde onlarca yerde değinmiştir bu kutsal Elige dağına...
TÜRK KUTSAL DAĞI= "ELİGE" ve
GÖRELE ( ELEGÜ) boyutu...
*****************************
1071 yılında Büyük Selçuklu Imp. SULTAN ALPARSLAN'in
Sağ cenahtaki kumandanı
"Danisment Ahmet Taylu et Turkmani" dır.
1071 Malazgirt savaşıyla
Bizans(Roman Diojen) yenilmiş- Anadolu kapıları tamamen Türklere açılmış ve savaş ganimeti olarak Sultan Alparslan- Sağ kolu Danisment'in adıyla anılan beyliğine: Kayseri/ Develi- Yozgat /Akdagmadeni-Sivas/ Koyulhisar- Gümüşhane /Kürtün- Tokat /Niksar ve Ordu/Mesudiye bölgesini verir. Bir yıl sonra oğlu Melikşah (1072) başa geçer.
1243 Kösedağ savaşının ardından, (1247 yilinda)Selçuklu Devleti yirmiye yakın Beylige ayrilirken;
Danismentli Ana Beyligi de kısa bir zaman sonra ikiye bölünür...
Yerine iki beylik vücut bulur.
1.Merkezi Elbistan' da bulunan Dulkadirogullari Beyligi.
2.Merkezi Koyulhisar-Niksar ve Mesudiye de bulunan
Hacı Bayramli Beyligi(Hacı Emirli Beyligi)
1313 yılında Hacı Bayramli Beyi (Hacı Bayram bey) Niksar-Asagi Kürtün (ELEGÜ) kervan yolunu vurdurarak; Trabzon Rum Pontus Imparatorlugu üzerine yürümüştür.
Beyligin Doğu sınırı "Sağ Eliklik" Sağ Beylik sınırı Aşağı Kürtün( GÖRELE) deki ALADAĞ (SIS DAGI- Ali meydanı dir)
GÖRELE' ye = Sağ Elige
(Elegü) adının buradan geldiği kuvvetle muhtemeldir.
Görele civarında Elik keçi hikayeleri; Elik keçinin kutsal sayılması, bizim bu tezimizi kuvvetlendirmektedir.
*****
Yine dönelim CINDIK 'LAR soyadına..
Görele /köylerine Daylı köyü başta olmak üzre Karayanli köyü (Haydarli) Karadere köyü Çanakçı ve Zuva' nın köylerine (Cındır Soy adiyla) dağılırlar...
İşte benim bir ömürlük saha çalışmam ve Yörük-lugum..
Naçizane Görele -soylar- oymaklar- asiretler ile ilgili "GÖRELE ' NİN SIRLARI" isimli 600 sayfalık araştırmamdan çok kısa bir bölüm...
Hülasa;
Tarihi Türkmen halılarında ki Küçük yanışlara(motiflere) "CINDIK" denir...
Bu araştırma şahsıma aittir ve çeşitli basın kaynaklarıyla birlikte;
"GÜNEŞİN TERKİSİNDE" isimli
Şiir kitabımda yıllar önce
yayımlanmıştır...
Her hakkı şahsıma aittir.
Kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.
Tüm okuyucularıma saygılarımla...
Bir yörük şiirine ne dersiniz...
****************************
Güfte: Halil CINDIK
Beste ve yorum: YÜCEL ÖNER
Türkülerin elçisi değerli Yücel bey hocamın sanat ufkuna sağlık.
SAYAMADIM
**************
Kıl çadırın kızı (*)Gül pembe yörük
Dokundun gönlüme / zul sayamadım.
Vuslatın- atının / belleri kırık
Umutlari saydım / yıl sayamadım.
Çifte gamze al yanağın- alında.
Bin- hayal söndürdüm /senin yolunda
Cümle- baharların /yeşil dalında
Dikenleri saydım /Gül sayamadım
Zümrüt-ü Anka'ya / yurt olan süme(*)
Geçitsiz dağları/ sürme- üstüme
Acılar sinemde/ bak küme - küme
Yıldızları saydım/ Gün sayamadım
Telleri ağlatan / dertli kemancı
Hüzünler yoldaşım / her şey yabancı
Nice kervan geçti / geçmedi sancı
Sıra dağlar saydım / Yol sayamadım
Nisan yağmurları/ seller de diye
Kırk yılın sevdası / diller de diye
Canan' ın kokusu/ güller de diye
Rüzgarları saydım / yel sayamadım.
*******
(*) Süme: Gezip- görülecek güzel yer.
(*)Gülpembe: Pembe renkli güzel gül. Nişanlıligi ifade eden yörük kizinin oya rengi. Minnet ve şükran ifadesi.