Nasrettin Hoca'nın bile borçlarını ödemek için yaptığı bir planı vardı. Türkiye'nin bu ekonomik krizden çıkacak bir uygulama planı var mı?
Yani, şu ekonomik politikaları hayata geçirerek bu kriz dönemini aşacağız dedikleri bir açıklamasını gördünüz mü yönetimin?
Bu zor dönemi aşacağız, bu krizi atlatacağız diyorlar da bunun nasıl olacağını söyleyen yok. Ne yapacaksınız da bu ekonomik krizi atlatacağız?
Akla yatan bir açıklamanız var mı?
Sadece döviz garantili TL hesabına geçişi görüyoruz krizi aşmaya yönelik!
O da dövizin ateşini biraz düşürebildi, yani sadece köpüğünü aldı.
Nasrettin Hoca'nın fıkrasını bilirsiniz. Hoca da ekonomik kriz yaşamış bir dönem. Komşusundan borç almış. Ama ekonomik kriz öyle ha deyince geçmiyor ki, Hoca borcunu ödeyememiş uzun bir süre.
Komşu konuyu müzakere edelim demiş. Bir masa etrafında oturmuşlar.
Hoca borçlarını nasıl ödeyeceğini anlatmış. Demiş ki: Yolların kenarına dikenli teller çektim. Koyunlar buradan geçerken yünleri bu tellere takılacak. Biz de onları toplayıp, eğirip iplik yapacağız. O ipliklerden çorap örüp satacağız ve o paralarla borcumuzu ödeyeceğiz.
Fıkranın sonunu biliyor olmalısınız, her ne olursa olsun Nasrettin Hoca ekonomik krizden çıkmak için bir plan yapmış.
Ekonomik krizden çıkış için önce bir planınızın olması lazım.
Buna yol haritası diyorlar şimdilerde.
Ülkemizin bu krizden çıkması için hazırlanmış bir yol haritası var mı?
Bu durumlarda planların uygulanırlığı değil olup olmadığıdır önemli olan!
Hani bakan dedi ya, ekonomi güven işidir; bakın bu çok doğru, bu kriz döneminde söylenmiş en doğru söz belki de. Ama o güveni sağlamak için de bir şeylerin ortaya konulması gerekir. Bu güven ortamı bakanın gözlerine bakmakla mı oluşacak?
Şimdi diyecekler ki bu kriz ortamından çıkmak için; istihdam artırıcı ve üretime yönelik yatırımlar yapacağız, ihracatı ve turizm gelirlerini artıracağız.
Bunu zaten yıllardır söylüyorsunuz.
Televizyon ekranlarının vazgeçilmezi oldu bu söylem. Yönetimden ekrana çıkan hemen herkesin ekonomi konusunda söyledikleri beylik laflar bunlar.
Ya bu politikalar işe yaramıyor ya da sadece söylüyorsunuz ama yapamıyorsunuz.
Bugün ülkemizde yaşanan ekonomik krizin boyutuna bakarsanız yıllardır dile getirdiğiniz bu yöntemler hiç de işe yaramamış. Sonuç ortada!
Yeni bir şeyler söylemek ve farklı politikalar uygulamak lazım.
Peki, var mı yeni bir söylem? Varsa var deyin!
Katma Değer Vergilerinin düşürülmesi olumlu bir adım ama yetmiyor.
Gıdada raflara neredeyse hiç yansımadı. Dileriz elektrikte faturalara yansır!
Şunu diyebilir mi yönetim: Şöyle bir uygulama yaparak doğalgaz faturalarını ve akaryakıt fiyatlarını ciddi anlamda düşüreceğiz. Gıda fiyatlarında rahatlama sağlayacağız.
Şu ekonomik politikalarla enflasyonu tek haneli rakamlara düşüreceğiz.
Diyebilirler mi? Mesela kamu harcamalarında tasarrufa gideceğiz diyebilirler mi?
Adam yol kenarlarına dikenli tel bari çeker ki komşuların koyunlarının yünleri bu tellere takılsın. Sonra iplik yapacağız sonrada çorap örüp satacağız.
Bütün diyeceğiniz bunun gibi bir şeyler!
Ekonomik kriz yaşayan ülkemizde insanlar umut veren, güven telkin eden bir çift tatlı söz bekliyor. Yönetimin inandırıcı bir eylem yapmasını bekliyor.
Yoksa toplumsal karamsarlık git gide derinleşerek genişliyor.
Görmek istemiyor olabilirsiniz ama işte görenler söylüyor; duyun bari!