Karlı dağların yamaçlarına sarımsı renkler bırakan güneşin her yüze vurduğunda,gecenin karanlığında ayışığının mum ışığı kadar yarı gölgelik ortamlar yarattığında,yağmur taneciklerinin gözlerden süzülerek yanakları ıslatarak yere düşüp kaybolduğunda,yeşillikler arasında yaz ayının kavurucu sıcağının gölgesinde bir soluk nefeslenirken vardır elbet herkesin hüzünlü bir hikayesi vardır elbet mazisi ile bir gönül uhteliği,vardır elbet keşkeleri,vardır elbet geçmişi ile hesabı. Hikayeler aynı zamanlar ve yerler farklı olsada neticede sonlar bir karış kara toprağın teslimiyetine boyun eğerler.ister caferliden,ister taflanlı isterseniz avuluk mahallesinden bakınız,baktığımız yer hiç değişmediği.sadece bakış açımızın değişerek bir girdabın içinden sıyrılmaya çalışırken,bu üç cepheden baktığımız zaman Terziali (canlı),Akharman(zantarı) inanca(imatlı) köyleri,dere içinden Çanakçı istikameti ve Sis dağı sürekli gözümüze aşina olan yerlerdir.şöyle bir evin önüne çıkıp yada evin üstüne çıkıp,bir bardak demli çayı yudumlarken uzaklara bakıp derine dalmışken ,bu gözlerimize büyük resmi çizerek doğanın mükemmeliyetini bizlere sunan bu yerlere baktığımız zaman mutlaka herkesin kendini sorguladığı zamanlar olmuştur.keşke dediği zamanlar,yaptığı iyilikler ,yaptığı kötülükler,yaşamış olduğu dostane arkadaşlıklar ve dostluklar,yüreğine pusu kurmuş fesatlıklar. İnsanoğlu hep güzel yerlerin kendisine ait olmasını istemiştir.en güzel arazi benim olsun,en yüksek tepeye evi ben yapayım,manzarası güzel olsun,derenin kenarına bir ev yapayım yada oradan bir adaire alayımki hem dere yada deniz manzaralı olsun hemde yeşilliği aynı anda görelebileyim,hangi tepeye ev yaparsan yap hangi güzelliğin ortasında olursan ol ÖMÜR BİTİP VAKİT TAMAM olduğu zaman geçmişlede hesabın bitmiş demektir.varsın en güzel mezarda senin olsun,etrafı en pahalı mermerlerle çevrilmiş,baş ucuna en güzel en pahalı güller dikilmiş,en mükemmel şekilde sokak lambası ile aydınlatılmış,mermer taşına fiyakalı yazılar yazılmış,bütün bunlar olsa ne fayda,Peki mezarın içindeki temizmi? NEFRETİ DUDAĞINA BAL YAPANLARIN SÖYLEDİKLERİ VE SARFETTİKLERİ KÖTÜ SÖZLER EN BÜYÜK SİLAHLARI VE SAVUNMA MEKANİZMALARIDIR. Kim bilir,sözünü sakınıp kalp kırmaktan imtina edenler ister sılada yaşayanların ,isterse gurbetten sılaya yol arşınlayanların yüreğinde pişip diline erişmeyen nice geçmişin hesapları vardır,onlar susarlar keşkelerini yüreklerinde yaşarlar. YAŞAMAK İÇİN TEK BİR SEBEBİ OLAN İNSANIN HER TÜRLÜ NASILA DAYANMA GÜCÜ VARDIR.köyümüz bir ,suyumuz bir,yolumuz bir,keşkelerin olmadığı,küçük hesapların yapılmadığı,bir olanların sayısının çok olduğu,büyüklerin yaptığı hataların yapılmadığı,onların bıraktığı yıkımların onarıldığı,gözlerin her uzaklara bakışında vicdan muhasebesinin yapıldığı,film şeridi gibi hayatın özetini yaşarken derslerin çıkarıldığı,malın mülkün dünyada kalacağını benimseyenlerin çok olup tamah etmediği ,komşu haklarına saygının tavan yaptığı kaplerin kırılmadığı bir köyde hep beraber yaşamak dileğiyle Kalın sağlıcakla Saygılarımla