Ülkemizin en büyük evcil hayvan mağazası olan tcremix.org sitemizde kedi veya köpek besleyenler için hayatlarını kolaylaştıracak çok sayıda ürün bulunuyor. Bunların en başında mamalar geliyor eğer köpek besliyorsanız köpek maması başta olmak üzere yavru köpek maması, yaşlı köpek maması, light köpek maması, tahılsız köpek maması, konserve köpek yaş mama ürünlerini bulabileceğiniz gibi köpek sağlık ürünleri, köpek ödülleri, köpek bakım ürünleri, köpek aksesuarları, köpek mama su kapları, köpek oyuncakları, köpek eğitim ürünleri, köpek tasmaları gibi işlerinizi kolaylaştıracak çok sayıda ürünü bulabilirsiniz. Kedi besleyen arkadaşlar başta kedi maması ana kategorimiz olmak üzere konserve kedi yaş maması, yavru kedi konserve maması, yavru kedi maması, kısırlaştırılmış kedi maması, yaşlı kedi maması, yetişkin kedi maması, light diyet kedi maması kategorilerimizi ziyaret ederek kedinizin temel beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilirisiniz. Diğer yandan ihtiyaç duyabileceğiniz diğer ürünleri kedi ödülleri, kedi tuvaletleri, kedi oyuncakları, kedi vitaminleri, kedi kumu, kedi aksesuarları, kedi bakım ürünleri, kedi mama su kapları ana kategorilerimizden bulabilirsiniz. Ayrıntılı armaa için alt kategorilerimize de göz atmanızda fayda var. Türkiye 'nin en büyük online pet shop mağazası tcremix.org sitemize hepiniz davetlisiniz.
Esenyurt Escort

ctwpaa.org https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler siyah bayrak ayna

Mevlüt Kaya
Köşe Yazarı
Mevlüt Kaya
 

ZEMHERİ VE GÜCÜK AYLARINA DAİR BAZI MAHALLÎ NOTLAR (2)

-Geçen haftanın devamı- Muhtemelen burada toprağın ısısının artmış olduğunun veya karın su oranının yüksek olduğunun deneyimlenmişliği aktarılmaktadır. Ek olarak halk takvimine dair bu aktarımlarda; “Ya başım ya beşim: Gücük biri. Fırtına Gücük birinde geldi zaten, daha Gücük başında çıktı bu…” şeklinde bilgi aktarılmıştır (Namık Topal ile yapılan görüşme, 14 Şubat 2021). Yine, Espiye yöresindeki halk anlatılarına göre; Gücük ayının 18. gecesi (miladi 3 Mart) “Kesikbaş Gecesi”dir. Kesikbaş gecesi denilmesinin nedeni de şöyle anlatılır:  “Peygamber efendimizin zamanı imiş. Devler adam yermiş. Bir adamı dev, kuyuya götürmüş de başını kesmiş; baş yuvarlanmış gitmiş, gövdesini alıp götürmüş kuyuya dev… Baş, gelip Hz. Ali’ye şikâyet etmiş devi. Sonra yuvarlanarak gitmiş. Hz. Ali gidip devi kesip, kuyudan adamın gövdesini alıp getirmiş; o gece bitişmiş baş gövdeye, bu olay gücük ayının 18’i gecesi olmuş. O gecenin adı Kesikbaş Gecesi kalmış bundan dolayı. Bu gecede kar da yağsa, aş aşlasan o günde bitiyor, derdi rahmetlik babam.” (Muhittin Güç ile yapılan görüşme, 9 Şubat 2021). Bu anlatıda, “kesik başın gövdeye bitişmesi”, halk arasında bir keramet olarak kabul edilmiştir ve buna isnaden Gücük ayının 18. gecesinin de (miladi 3 Mart) kerametli, bereketli bir gece olduğuna inanılmıştır. Kesik başın gövdeye bitişmesi ile meyve fidanının aşılanması arasında manevi bir bağ kurulmuş, aşılanan ağacın bu gecede “kar da yağsa” tutacağına inanıldığı aktarılmıştır. Eynesil’den Namık Topal ile yapılan görüşmede ise bu gecelere “kesikbaş gecesi” denilmesinin nedeni, yöre insanının fidan üretim teknikleri ile ilgilidir: Topal; “Kesikbaş dediğimiz, dalından keserek fidan üretme (kalem ve anaç kullanılarak yapılan aşılama işlemi) işine bizde ‘kesikbaş’ derler. Muhtemelen fidan aşılama tekniği ile söz konusu hikâyenin adı arasındaki benzerliğe istinaden bağlantı kurmuşlardır” demiştir (Namık Topal ile yapılan görüşme, 14 Şubat 2021). Kesikbaş hikâyesinin Anadolu’da ve dışındaki farklı coğrafyalarda pek çok varyantı bulunmaktadır. Yöremizde ise söz konusu hikâye, kısaca bu şekilde aktarılmaktadır. Süleyman Çelebi’nin yazdığı Vesilet’ün-Necat’ta yer almadığı halde, sonradan mevlitlere yer yer dâhil edilmiş olan “Kesikbaş Hikâyesi”, Hz. Muhammed’e ve Hz. Ali’ye duyulan sevgi, şükran ve hayranlık duygularının bir göstergesidir “Özellikle Makedonya, Bulgaristan ve Yunanistan’da halkın Vesîletü’n-Necât metni içine dâhil ettiği Hikâye-i Deve, Hikâye-i Güvercin, Hikâye-i Kesikbaş gibi Mevlid kıssaları da ilave edilerek daha uzun okunmaktadır. Agide tercümesi ve bazı Boşnakça mevlidlerde de bu kıssalardan bazılarına yer verilmiştir.”; Mevlid Külliyâtı, Süleyman Çelebi Vesîletü’n-Necât ve Tercümeleri–I, Ed. Bilal Kemikli, Diyanet İşleri Başkanlığı yay., Ankara 2016, s. 382. Bu konuda ayrıca bkz. Necdet Şengün, “Hz. Fatıma Mevlidi ve Vesiletü'n-Necat İle Mukayesesi”·, C.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi XII/2- 2008, s. 425, ss. 419-438).    
Ekleme Tarihi: 14 Ağustos 2021 - Cumartesi

ZEMHERİ VE GÜCÜK AYLARINA DAİR BAZI MAHALLÎ NOTLAR (2)

-Geçen haftanın devamı-

Muhtemelen burada toprağın ısısının artmış olduğunun veya karın su oranının yüksek olduğunun deneyimlenmişliği aktarılmaktadır. Ek olarak halk takvimine dair bu aktarımlarda; “Ya başım ya beşim: Gücük biri. Fırtına Gücük birinde geldi zaten, daha Gücük başında çıktı bu…” şeklinde bilgi aktarılmıştır (Namık Topal ile yapılan görüşme, 14 Şubat 2021).

Yine, Espiye yöresindeki halk anlatılarına göre; Gücük ayının 18. gecesi (miladi 3 Mart) “Kesikbaş Gecesi”dir. Kesikbaş gecesi denilmesinin nedeni de şöyle anlatılır:  “Peygamber efendimizin zamanı imiş. Devler adam yermiş. Bir adamı dev, kuyuya götürmüş de başını kesmiş; baş yuvarlanmış gitmiş, gövdesini alıp götürmüş kuyuya dev… Baş, gelip Hz. Ali’ye şikâyet etmiş devi. Sonra yuvarlanarak gitmiş. Hz. Ali gidip devi kesip, kuyudan adamın gövdesini alıp getirmiş; o gece bitişmiş baş gövdeye, bu olay gücük ayının 18’i gecesi olmuş. O gecenin adı Kesikbaş Gecesi kalmış bundan dolayı. Bu gecede kar da yağsa, aş aşlasan o günde bitiyor, derdi rahmetlik babam.” (Muhittin Güç ile yapılan görüşme, 9 Şubat 2021).

Bu anlatıda, “kesik başın gövdeye bitişmesi”, halk arasında bir keramet olarak kabul edilmiştir ve buna isnaden Gücük ayının 18. gecesinin de (miladi 3 Mart) kerametli, bereketli bir gece olduğuna inanılmıştır. Kesik başın gövdeye bitişmesi ile meyve fidanının aşılanması arasında manevi bir bağ kurulmuş, aşılanan ağacın bu gecede “kar da yağsa” tutacağına inanıldığı aktarılmıştır.

Eynesil’den Namık Topal ile yapılan görüşmede ise bu gecelere “kesikbaş gecesi” denilmesinin nedeni, yöre insanının fidan üretim teknikleri ile ilgilidir: Topal; “Kesikbaş dediğimiz, dalından keserek fidan üretme (kalem ve anaç kullanılarak yapılan aşılama işlemi) işine bizde ‘kesikbaş’ derler. Muhtemelen fidan aşılama tekniği ile söz konusu hikâyenin adı arasındaki benzerliğe istinaden bağlantı kurmuşlardır” demiştir (Namık Topal ile yapılan görüşme, 14 Şubat 2021).

Kesikbaş hikâyesinin Anadolu’da ve dışındaki farklı coğrafyalarda pek çok varyantı bulunmaktadır. Yöremizde ise söz konusu hikâye, kısaca bu şekilde aktarılmaktadır. Süleyman Çelebi’nin yazdığı Vesilet’ün-Necat’ta yer almadığı halde, sonradan mevlitlere yer yer dâhil edilmiş olan “Kesikbaş Hikâyesi”, Hz. Muhammed’e ve Hz. Ali’ye duyulan sevgi, şükran ve hayranlık duygularının bir göstergesidir “Özellikle Makedonya, Bulgaristan ve Yunanistan’da halkın Vesîletü’n-Necât metni içine dâhil ettiği Hikâye-i Deve, Hikâye-i Güvercin, Hikâye-i Kesikbaş gibi Mevlid kıssaları da ilave edilerek daha uzun okunmaktadır. Agide tercümesi ve bazı Boşnakça mevlidlerde de bu kıssalardan bazılarına yer verilmiştir.”; Mevlid Külliyâtı, Süleyman Çelebi Vesîletü’n-Necât ve Tercümeleri–I, Ed. Bilal Kemikli, Diyanet İşleri Başkanlığı yay., Ankara 2016, s. 382. Bu konuda ayrıca bkz. Necdet Şengün, “Hz. Fatıma Mevlidi ve Vesiletü'n-Necat İle Mukayesesi”·, C.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi XII/2- 2008, s. 425, ss. 419-438).

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve goreleden.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.