Özgecan, Münevver, Başak ve diğerleri.! Artık yeter.!
1999 yılında kadına yönelik şiddete karşı toplumda farkındalık yaratmak amacıyla BM Genel Kurulu kararı ile 25 Kasım "Kadına Yönelik Şiddetin Yok Edilmesi İçin Uluslararası Mücadele Günü" olarak ilan edilmiştir.
Bugünün 25 Kasım olarak belirlenmesinin nedeni, 1960 yılında Dominik Cumhuriyetinde meydana gelen bir olaya dayanmaktadır. Ülkeyi diktatörlükle yöneten Rafael Trujillo' ya karşıtlığı ile bilinen Mirabel isminde ki üç kızkardeş.! Rafael Trujillo' nun; ülkede iki tehlike var, biri kilise diğeri Mirabal kardeşler açıklamasından sonra boğazlanıp taciz edilip vahşice öldürüldüler. !
1981 yılında Kolombiya' nın Bogota kentinde bir araya gelen Latin Amerikalı ve Karayip' li kadınlar kongresinde Mirabel kardeşlerin anısına 25 Kasım tarihi Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak ilan edildi.
Tüm dünya da ve ülkemizde kadınlara yapılan şiddet ve cinayetlere ne yazık ki dur diyemiyoruz. Hemen hemen her gün bir kadınımız ya şiddete maruz kalıyor ya da cinayete kurban gidiyor.
"Şiddet yetersiz kimsenin son barınağıdır."
Kadınlara yönelik şiddete karşı alınan önlemlerin yetersiz kaldığı gibi, bir an önce imzalanmasını beklediğimiz İstanbul Sözleşmesinin de iptal edilmesi ayrıca düşündürücü.!!?.
" Önce zihinlerimizde ki kadını özgürleştirmemiz gerekiyor.'
Kadına şiddet bir toplumsal hastalıktır. Toplumu ilgilendiren her sorun da idari yönetimlerin başlıca sorunu olmalı ve çözüm bulunmalıdır.
Şiddet sadece fiziksel değil, psikolojik baskı ile de bireylere uygulanan ciddi bir saldırı şeklidir. Aile olmanın önemini kavrayamayan ve sevgi ile büyümeyen bireylerin şiddet eyilimi bilimsel olarak da kanıtlanmıştır.
Bozuk ve mutsuz bir aile ortamında yetişen bireylerin toplum için de faydalı olmaları beklenemez.
"Bir ülkede kadın ve çocuklar şiddet görüyor ve öldürülüyorsa o ülkenin geleceği de ölüyor demektir."
"Şiddet korkunun çocuğudur."
"Dünyanın yarısını kadınlar oluşturur diğer yarısını da kadınlar yetiştirir."
Özgür ve korkusuz düşünce yapısı ile yetişen bireyler, gelecek için sağlıklı bir toplumun temelini sağlamış olurlar.
Sözlerimi Atamızın şu değerli sözü ile bitirmek isterim.
" Ey Türk kadını, sen yerlerde sürünmeye değil, omuzlarda taşınmaya layıksın.!" Nihal YEŞİLBAŞ