Ülkemizin en büyük evcil hayvan mağazası olan tcremix.org sitemizde kedi veya köpek besleyenler için hayatlarını kolaylaştıracak çok sayıda ürün bulunuyor. Bunların en başında mamalar geliyor eğer köpek besliyorsanız köpek maması başta olmak üzere yavru köpek maması, yaşlı köpek maması, light köpek maması, tahılsız köpek maması, konserve köpek yaş mama ürünlerini bulabileceğiniz gibi köpek sağlık ürünleri, köpek ödülleri, köpek bakım ürünleri, köpek aksesuarları, köpek mama su kapları, köpek oyuncakları, köpek eğitim ürünleri, köpek tasmaları gibi işlerinizi kolaylaştıracak çok sayıda ürünü bulabilirsiniz. Kedi besleyen arkadaşlar başta kedi maması ana kategorimiz olmak üzere konserve kedi yaş maması, yavru kedi konserve maması, yavru kedi maması, kısırlaştırılmış kedi maması, yaşlı kedi maması, yetişkin kedi maması, light diyet kedi maması kategorilerimizi ziyaret ederek kedinizin temel beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilirisiniz. Diğer yandan ihtiyaç duyabileceğiniz diğer ürünleri kedi ödülleri, kedi tuvaletleri, kedi oyuncakları, kedi vitaminleri, kedi kumu, kedi aksesuarları, kedi bakım ürünleri, kedi mama su kapları ana kategorilerimizden bulabilirsiniz. Ayrıntılı armaa için alt kategorilerimize de göz atmanızda fayda var. Türkiye 'nin en büyük online pet shop mağazası tcremix.org sitemize hepiniz davetlisiniz.
Esenyurt Escort

YOL HİKAYELERİ (Tefrika No: 4567)

Kültür-Sanat 08.02.2024 - 04:00, Güncelleme: 08.02.2024 - 04:06 12636+ kez okundu.
 

YOL HİKAYELERİ (Tefrika No: 4567)

Geceye Emanet Öyküler (Murat Akyol yazdı)

Bendeniz; tek kişilik, ayak üstü komedi yapabilecek bir kişi miyim?..Bu da nereden çıktı? Tabi ki değilim! (Yabancı tabiriyle yazmak hiç istemedim ama yeniler adına, Stand up diyor.) *** Çok yıllar önceydi… Davetlisi olduğumuz Uluslararası Trabzon Edebiyat Festivali’nin (UTEF) kapanış galasındaydık. Zaten de beş gün kadar orada kalıp, İran’lı, Rus, Azeri ve Gürcistan’lı üstatlar ile Karadeniz yöremizin Edebiyatçılarıyla her günü başka bir mekanda olmak üzere çeşitli edebi ve sanatsal olaylara katılmıştık. Özellikle akşamları, beraber konakladığımız otelde bu değerli insanlarla uzun uzun sohbet etmek ve onların bu kıymetli Edebi sofralarında bulunma bahtiyarlığına eriştik. İçlerinde yazarlar, şairler, öğretmenler, akademisyenler, gazeteciler, sanatçılar ve edebiyatla ilintili mesleklerin farklı kulvarlarında (mesela, yayıncılar) olan insanlarla tanıştık. Dost olduk, arkadaş olduk. Festivalin kapanışı da, Trabzon Havaalanı’ndaki açılışı ve beş gün süren o zaman aralığı gibi güzel oldu. O yılın konusu: “Yol ve Mekan”’dı. (Esma Ala Türkmen ablamızın sözkonusu emekte büyük payı vardır, kendisine selam, sevgi, saygı.) Katılımcılardan ve anlatıcılardan biri olduğumuz, hikayeci olduğumuz için de son günde bizim payımıza ise “Yol Hikayeleri” düşmüş. (Fakat ben bunu henüz bilmiyorum.) Önce kalabalık bir toplulukla hep birlikte yemek yenildi. Ardında yapılan bir anonsla da mikrofon bize verildi!.. Tabi, misafirler arasında Rus yoldaşlar, Azeri ve İranlı gardaşlar, Gürcistanlı ve tüm Karadeniz’den dostlar-arkadaşlar var… İranlı ve Azeri dostlar için tercüman gerekmiyor, onlarla iyi kötü ve bir şekilde anlaşıyoruz kaç günlerdir bir yolunu bulup fakat mesela o yıl Rusya’dan gelen misafirimiz bir Rus profesör ve bu çok ilginçtir, adam Lev Tolstoy’un akrabası!.. Dediğine göre köylüsüymüş, onun köyünden çıktı bu cevval edebiyatçı! Kan çekiyor herasıl? İyi de? Ama şimdi ben bu adama burada ne anlatmalıyım?.. E, bizim Giresun’un ne gadar deli dembelek hikayesini az sonra (çekinmem, başlar anlatırım) anlatacam da, bu adamcağız bizim Girasun’un bunca yerel dilinden, tabirinden, cümle ve söz kalıplarından, ayama ve lakaplarından ne anlar?.. Zavallı tercüman bunca manyaklığı bu garibime nasıl çevirir? Hele hele, adına Giresince dediğimiz ve sadece ama sadece bizlerin bildiği bir yerel dilimiz var ki; az sonra ağzım o yana doğru kayarsa, (Allah ağzımı kitlemesin) bunca yabancı, böylesi bir sunumdan ve işin aslı manyaklıktan ne anlar? Oysa, tercümanlar hazır! Oysa onlar şimdi kurulu saat gibi ağzımdan çıkacak cümleleri bekliyorlar mesleklerini icra etmek, Güzel Türkçemizden söylenecekleri çevirmek için.. … O an misafir olarak bulunduğumuz ilçenin; kaymakamı, (çok değerli Ayhan Yazgan’dır adı. Giresun Vali Yardımcılığı ve Alucra Kaymakamlığı da yapmıştı beyefendi zamanında) belediye başkanı ve mülki amirler var davetliler arasında. Bense onları çok bekletmedim… Bir başladım; Arnik teyze’den girdim, Deli Semiha-Abidi-Hamal Sebahattin’den çıktım… Tello, 50 Bin Enver falan derken yollarda izlerde bu yaşıma kadar başıma gelen komik hadiselerden tutun da, araya birkaç da yol fıkrası falan giydirip; doğruyu-yalanı iyice bir salladım ben hazır olan haziruna... Gırıklı İsiyin’imi de unutmadım. *** Ama ula?.. U’da ne?.. Bi yaşıma taa girdim ben aha’da! Ben bu; “Tolstoy’un köylüsü ha’bu Allah’ın Rus’undan tutun da, İranlı, Azeri, Gürcü milleti beni zaten iplemez, geri galan Türk’ler de konuştuğum bu Giresince’den pek bir şey anlamaz, hepsi de sallar bizi, geçer” derken içimden, bir alkış tufanıdır başladı ki sormayın hemen her "yol hikayesinden" soora, salonda... Goca restoran nümayiş yeri gibi oldu bir anda. .. Ben o anlardı, asla şımarmadım ama birazcık şeeettim yani? Yani gururlandım. Havaya girdim! Arkadaş? Gerçekten ve durup dururken, stand upcu mu oluyorum yoksa ben! … Saate bakmamıştım o süre zarfında ama on beş dakika sahnede kalmışım ben… Gösteri sonunda kaymakam ve belediye başkanı beylerin takdir ve övgü dolu sözlerine mazhar oldum... Gelişen diyaloglar ise az önceki gösterimi aratmayacak cinstendi; -Murat Bey sizi tebrik ederim, inanın çok eğlendik. On beş dakika sahne aldınız ama bir saat on beş dakika daha, keyifle dinlemek isterdik sizi. (Yaa, nerde sahne aldım ben kardeşim? Yemek yiyordum, yemek bitince birden adımı anons ettiler benim! Böyle bişiiden haberim bile yoktu!) -Çok teşekkür ederim Kaymakam Bey, çok naziksiniz efendim, teveccüh ediyorsunuz? Bizimkisi; işte öylesine, doğaçlama, alelacele, birdenbire sahneye atılma ve çok çok amatör çabalar efendim. (Kaymakam Bey’e diyemiyorum ki tam olarak; asılında yarı gerçek- yarı uydurma, sallama, dallama, deli dembelek olaylar ve gonuşuklardı işte dinlediğiniz bütün bunlar?) Kaymakam Bey; -Mütevazılık gösteriyorsunuz üstadım? Onu soruyorsanız, mesela, Cem Yılmaz’ı da canlı izledik! İnanın bana siz kadar ne samimi geldi bana, ne de anlattıkları bu kadar doğal, yalın ve de güzeldi? -Aman efendim estağfurullah! Ne haddimize… Cem Yılmaz bu işlerin duayenidir! (Aslında bunları dilde söylüyorum ama içimden de Kaymakam Bey’e hak veriyorum… Giresun’da Cem’i canlı bende izlediydim… Hiçbir espriye gülmediğim gibi sadece Giresun’la alakalı bir olaya, sadece ağzımı iki yana çekerek ve kerhen bir tebessüm ettiydim yalancıktan... O zamanların bizim belediye başkanı, Cem’in gösterisine iki katlı bir çelenk yolladıydı otuz sene evvel, nedense ve yalnız bir kişi, tek çelenk… Giresun öylesine bir mizah cenneti ki, gösteri sonrasında bizim Cihan da parasını geri istediydi zati Cem’den, bizzat;) -Ver lan benim yedi yüz elli bin liramı!.. Hamal Sebahattin bile bizi senden fazla güldürüyor, parayı götürüp ona verecem! (Burada sözler, olayla ve diyaloglar karıştı sanırsam?.. Biz yine gösteri sonrasına dönelim. Araya ilçenin belediye başkanı giriyor tam bu anda da); -Murat Bey, bunu bir abartı falan gibi lütfen almayın ama sizde bir yıldız ışığı var… Bence bu tür gösterileri yurt çapına yaymalısınız. Özellikle anlattığınız o Giresunun son Ermenisi kadın, Deli Semiha, general hikayesi ve yol hikayelerinizin büyük şehirlerde çok yüksek talep göreceğinize inanıyorum.. (Allahım, Allahım!.. Ula ben buraya nerden düştüm? Artık bunca övgüden kızarıp rahatsız olmaya da başladım iyice.) Nezaketle cevapladım sayın başkanı; -Efendim, çok incesiniz, çok naziksiniz, var olunuz. Fakat bugün burada olan olay bir ilk ve doğaçlama bir durumdu. Ben (o zamanlar) yirmi beş yıllık devlet memuruyum ve aslında bu işlerden hiç anlamam. Sanırım organizasyon komitesi misafirlerimize biraz hoşça vakit geçirtmek için bize bir sürpriz yaptı galiba? Yoksa ben bana verilen kendi konumla ilgili iki gün önce Arsin’de sahne almıştım zaten. (Hakikaten de doğru. UTEF kapsamında Arsin ilçesinde Altın Post efsanesini anlattığım “Amazonların Mitolojideki Yeri ve Giresun Adası Aretias ile Olan Bağları” konulu bir sunumdu bu.) Başkan; -Öyle demeyin üstadım. Böylesi bir yeteneğin kaybolup gitmesi yazık olmaz mı? (Olmaz efendim olmaz, benden bu konuda hiçbir cacık olmaz) diyemedim ben tabi bu naif insana. Kibarca izin istedim, teşekkür-saygı-hürmet ederek ayrıldım yanlarından. Masama geçtim. Günün, işte böylesi bir demet içindeki son sürprizi ise oradan vedalaşıp da ayrılırken geldi de beni buldu. Nereli olduğunu, hangi kavme mensup olup olmadığını hiç bilemediğim, daha önce görmeyip hiç tanımadığım birisi, biz tam kalkıp gideceğimiz zaman benden imzalı fotoğraf istedi! (O anda da aklıma, daha az öncelerde demin aziz dinleyicilerime anlattığım Temel’in bir yol hikayesi geldi: Efendim, Türkiye’de denizlerin altı ile ilgili olan bilim dalı çok bilinmez ya hani?.. Bir araştırma için en modern dalgıç elbisesi ve diğer teknik imkanlarla deniz altına inen bir bilim adamımız dibe vardıktan sonra güçlükle hareket ederek, elindeki, suda yazan kalemle notlar almaya başlar… Tam o sırada da mayolu bir vatandaşın denizin dip taraflarında yüzmekte olduğunu görür… Bakar ki, tam Karadenizli tipi. Hayretle ve el işaretiyle adamı yanına çağırır, elindeki özel kalemle özel tahtaya ona şunları yazar; “Ben bu derinlikte mükemmel dalgıç elbiselerimle zor duruyorum, sen mayo ile nasıl duruyorsun?.. Karadenizli vatandaş bilim adamının elindeki kalemi alıp kapar ve aceleyle cevap yazar; “Ne yüzmesi ula, ben bilduğun poğuliirum!.. Üstelik, gittikçe de daha dibe batiirum!) (Fıkra, Hoca’m Haşim Albayrak Üstadımdandı)… Sonra fotoğraf talebi için dönüp; -Haaa bak işte bu büyük mesele? Dedim ben… (Çünkü bu sefer, gerçek bir Temel’le karşı karşıyayım.) -Her türlü sallama stand up’cılık var ama bak işte bi’tek o yok bende... Henüz o kadar meşhur değilim! … -Ama isterseniz imzalı bir kitabımı verebilirim.. Aldığım cevap çok daha bir acayipti; -Heç fotoğrafın yerini dutar mı ula ketap, standartcı??? *** Kahkahayı bastım ortalık yerde!.. Stand ap’cı mıyım, standarcı mı? Yoksa standart normal bir insan mıyım? Ben de karıştırdım artık. “Allah verdi de, iyi ki on beş dakikalık bir gösteri sundum” dedim o an kendi kendime?.. Bu süre, Kaymakam Bey’in de dediği gibi şayet bir saat on beş dakika olsaydı ben ne yapardım?.. Düşünsenize? Olabilecek o muazzam izdihamdan, fotoğraf çekinmelerden-imza atmalara, hayranlarımla öpüşüp-koklaşıp bir türlü vedalaşıp ayrılamamalara kadar… Yıldız olmak zor iş, dostlar… Bu işlerse bizim harcımız değil… Biz hikayeciyiz. Sadece, çok kadim bir şehrin; naçizane bir kalemle, hikayelerinin ve aslında mucize insanlarının peşindeyiz. Bence öyle kalalım. *** Dönüş yolunda; bu konuda o günden yıllar sonra asıl benden çok çok ünlü olacak, bu mesleği bir sanat olarak icra edip ulusal ödüller kazanacak, yaptığı skeçler, videolar izlenme rekorları kıracak kadar başarılı olan çok kıymetlimiz, bizim “Bizim Kız” Nurşen çok güldü halime… Fakat Nurşen’den de hersimi aldım ben yıllar sonra. Çünkü yıllardır; izledikçe her videosunda “ben ona gülüyorum.” Başarıların daim olsun canım arkadaşım, değerli kalemdaşım, dostum, yol arkadaşım… Ee, ne demiş zaten Paul Auster amcamız? Doğru insan, Yanlış zaman. Doğru zaman, Yanlış insan... İşte hayat böyle Oyunlar oynar her zaman. Güneş teninizi yakmasın… Yağmur canınızı acıtmasın. Bu öyküyü okuyan gözlerinize yaş, ellerinize taş, o güzel yüreklerinize telaş değmesin. - S O N -  
Geceye Emanet Öyküler (Murat Akyol yazdı)
Bendeniz; tek kişilik, ayak üstü komedi yapabilecek bir kişi miyim?..Bu da nereden çıktı?
Tabi ki değilim! (Yabancı tabiriyle yazmak hiç istemedim ama yeniler adına, Stand up diyor.)
***
Çok yıllar önceydi… Davetlisi olduğumuz Uluslararası Trabzon Edebiyat Festivali’nin (UTEF) kapanış galasındaydık. Zaten de beş gün kadar orada kalıp, İran’lı, Rus, Azeri ve Gürcistan’lı üstatlar ile Karadeniz yöremizin Edebiyatçılarıyla her günü başka bir mekanda olmak üzere çeşitli edebi ve sanatsal olaylara katılmıştık. Özellikle akşamları, beraber konakladığımız otelde bu değerli insanlarla uzun uzun sohbet etmek ve onların bu kıymetli Edebi sofralarında bulunma bahtiyarlığına eriştik. İçlerinde yazarlar, şairler, öğretmenler, akademisyenler, gazeteciler, sanatçılar ve edebiyatla ilintili mesleklerin farklı kulvarlarında (mesela, yayıncılar) olan insanlarla tanıştık. Dost olduk, arkadaş olduk.
Festivalin kapanışı da, Trabzon Havaalanı’ndaki açılışı ve beş gün süren o zaman aralığı gibi güzel oldu. O yılın konusu: “Yol ve Mekan”’dı. (Esma Ala Türkmen ablamızın sözkonusu emekte büyük payı vardır, kendisine selam, sevgi, saygı.)
Katılımcılardan ve anlatıcılardan biri olduğumuz, hikayeci olduğumuz için de son günde bizim payımıza ise “Yol Hikayeleri” düşmüş. (Fakat ben bunu henüz bilmiyorum.)
Önce kalabalık bir toplulukla hep birlikte yemek yenildi. Ardında yapılan bir anonsla da mikrofon bize verildi!..
Tabi, misafirler arasında Rus yoldaşlar, Azeri ve İranlı gardaşlar, Gürcistanlı ve tüm Karadeniz’den dostlar-arkadaşlar var… İranlı ve Azeri dostlar için tercüman gerekmiyor, onlarla iyi kötü ve bir şekilde anlaşıyoruz kaç günlerdir bir yolunu bulup fakat mesela o yıl Rusya’dan gelen misafirimiz bir Rus profesör ve bu çok ilginçtir, adam Lev Tolstoy’un akrabası!.. Dediğine göre köylüsüymüş, onun köyünden çıktı bu cevval edebiyatçı! Kan çekiyor herasıl?
İyi de? Ama şimdi ben bu adama burada ne anlatmalıyım?.. E, bizim Giresun’un ne gadar deli dembelek hikayesini az sonra (çekinmem, başlar anlatırım) anlatacam da, bu adamcağız bizim Girasun’un bunca yerel dilinden, tabirinden, cümle ve söz kalıplarından, ayama ve lakaplarından ne anlar?.. Zavallı tercüman bunca manyaklığı bu garibime nasıl çevirir?
Hele hele, adına Giresince dediğimiz ve sadece ama sadece bizlerin bildiği bir yerel dilimiz var ki; az sonra ağzım o yana doğru kayarsa, (Allah ağzımı kitlemesin) bunca yabancı, böylesi bir sunumdan ve işin aslı manyaklıktan ne anlar?
Oysa, tercümanlar hazır! Oysa onlar şimdi kurulu saat gibi ağzımdan çıkacak cümleleri bekliyorlar mesleklerini icra etmek, Güzel Türkçemizden söylenecekleri çevirmek için..
O an misafir olarak bulunduğumuz ilçenin; kaymakamı, (çok değerli Ayhan Yazgan’dır adı. Giresun Vali Yardımcılığı ve Alucra Kaymakamlığı da yapmıştı beyefendi zamanında) belediye başkanı ve mülki amirler var davetliler arasında.
Bense onları çok bekletmedim…
Bir başladım; Arnik teyze’den girdim, Deli Semiha-Abidi-Hamal Sebahattin’den çıktım… Tello, 50 Bin Enver falan derken yollarda izlerde bu yaşıma kadar başıma gelen komik hadiselerden tutun da, araya birkaç da yol fıkrası falan giydirip; doğruyu-yalanı iyice bir salladım ben hazır olan haziruna... Gırıklı İsiyin’imi de unutmadım.
***
Ama ula?.. U’da ne?..
Bi yaşıma taa girdim ben aha’da!
Ben bu; “Tolstoy’un köylüsü ha’bu Allah’ın Rus’undan tutun da, İranlı, Azeri, Gürcü milleti beni zaten iplemez, geri galan Türk’ler de konuştuğum bu Giresince’den pek bir şey anlamaz, hepsi de sallar bizi, geçer” derken içimden, bir alkış tufanıdır başladı ki sormayın hemen her "yol hikayesinden" soora, salonda... Goca restoran nümayiş yeri gibi oldu bir anda. .. Ben o anlardı, asla şımarmadım ama birazcık şeeettim yani? Yani gururlandım. Havaya girdim!
Arkadaş? Gerçekten ve durup dururken, stand upcu mu oluyorum yoksa ben!
Saate bakmamıştım o süre zarfında ama on beş dakika sahnede kalmışım ben… Gösteri sonunda kaymakam ve belediye başkanı beylerin takdir ve övgü dolu sözlerine mazhar oldum... Gelişen diyaloglar ise az önceki gösterimi aratmayacak cinstendi;
-Murat Bey sizi tebrik ederim, inanın çok eğlendik. On beş dakika sahne aldınız ama bir saat on beş dakika daha, keyifle dinlemek isterdik sizi.
(Yaa, nerde sahne aldım ben kardeşim? Yemek yiyordum, yemek bitince birden adımı anons ettiler benim! Böyle bişiiden haberim bile yoktu!)
-Çok teşekkür ederim Kaymakam Bey, çok naziksiniz efendim, teveccüh ediyorsunuz? Bizimkisi; işte öylesine, doğaçlama, alelacele, birdenbire sahneye atılma ve çok çok amatör çabalar efendim.
(Kaymakam Bey’e diyemiyorum ki tam olarak; asılında yarı gerçek- yarı uydurma, sallama, dallama, deli dembelek olaylar ve gonuşuklardı işte dinlediğiniz bütün bunlar?)
Kaymakam Bey;
-Mütevazılık gösteriyorsunuz üstadım? Onu soruyorsanız, mesela, Cem Yılmaz’ı da canlı izledik! İnanın bana siz kadar ne samimi geldi bana, ne de anlattıkları bu kadar doğal, yalın ve de güzeldi?
-Aman efendim estağfurullah! Ne haddimize… Cem Yılmaz bu işlerin duayenidir!
(Aslında bunları dilde söylüyorum ama içimden de Kaymakam Bey’e hak veriyorum… Giresun’da Cem’i canlı bende izlediydim… Hiçbir espriye gülmediğim gibi sadece Giresun’la alakalı bir olaya, sadece ağzımı iki yana çekerek ve kerhen bir tebessüm ettiydim yalancıktan... O zamanların bizim belediye başkanı, Cem’in gösterisine iki katlı bir çelenk yolladıydı otuz sene evvel, nedense ve yalnız bir kişi, tek çelenk… Giresun öylesine bir mizah cenneti ki, gösteri sonrasında bizim Cihan da parasını geri istediydi zati Cem’den, bizzat;)
-Ver lan benim yedi yüz elli bin liramı!.. Hamal Sebahattin bile bizi senden fazla güldürüyor, parayı götürüp ona verecem!
(Burada sözler, olayla ve diyaloglar karıştı sanırsam?.. Biz yine gösteri sonrasına dönelim. Araya ilçenin belediye başkanı giriyor tam bu anda da);
-Murat Bey, bunu bir abartı falan gibi lütfen almayın ama sizde bir yıldız ışığı var… Bence bu tür gösterileri yurt çapına yaymalısınız. Özellikle anlattığınız o Giresunun son Ermenisi kadın, Deli Semiha, general hikayesi ve yol hikayelerinizin büyük şehirlerde çok yüksek talep göreceğinize inanıyorum..
(Allahım, Allahım!.. Ula ben buraya nerden düştüm? Artık bunca övgüden kızarıp rahatsız olmaya da başladım iyice.)
Nezaketle cevapladım sayın başkanı;
-Efendim, çok incesiniz, çok naziksiniz, var olunuz. Fakat bugün burada olan olay bir ilk ve doğaçlama bir durumdu. Ben (o zamanlar) yirmi beş yıllık devlet memuruyum ve aslında bu işlerden hiç anlamam. Sanırım organizasyon komitesi misafirlerimize biraz hoşça vakit geçirtmek için bize bir sürpriz yaptı galiba? Yoksa ben bana verilen kendi konumla ilgili iki gün önce Arsin’de sahne almıştım zaten.
(Hakikaten de doğru. UTEF kapsamında Arsin ilçesinde Altın Post efsanesini anlattığım “Amazonların Mitolojideki Yeri ve Giresun Adası Aretias ile Olan Bağları” konulu bir sunumdu bu.)
Başkan;
-Öyle demeyin üstadım. Böylesi bir yeteneğin kaybolup gitmesi yazık olmaz mı?
(Olmaz efendim olmaz, benden bu konuda hiçbir cacık olmaz) diyemedim ben tabi bu naif insana. Kibarca izin istedim, teşekkür-saygı-hürmet ederek ayrıldım yanlarından. Masama geçtim.
Günün, işte böylesi bir demet içindeki son sürprizi ise oradan vedalaşıp da ayrılırken geldi de beni buldu.
Nereli olduğunu, hangi kavme mensup olup olmadığını hiç bilemediğim, daha önce görmeyip hiç tanımadığım birisi, biz tam kalkıp gideceğimiz zaman benden imzalı fotoğraf istedi!
(O anda da aklıma, daha az öncelerde demin aziz dinleyicilerime anlattığım Temel’in bir yol hikayesi geldi:
Efendim, Türkiye’de denizlerin altı ile ilgili olan bilim dalı çok bilinmez ya hani?.. Bir araştırma için en modern dalgıç elbisesi ve diğer teknik imkanlarla deniz altına inen bir bilim adamımız dibe vardıktan sonra güçlükle hareket ederek, elindeki, suda yazan kalemle notlar almaya başlar… Tam o sırada da mayolu bir vatandaşın denizin dip taraflarında yüzmekte olduğunu görür… Bakar ki, tam Karadenizli tipi. Hayretle ve el işaretiyle adamı yanına çağırır, elindeki özel kalemle özel tahtaya ona şunları yazar; “Ben bu derinlikte mükemmel dalgıç elbiselerimle zor duruyorum, sen mayo ile nasıl duruyorsun?.. Karadenizli vatandaş bilim adamının elindeki kalemi alıp kapar ve aceleyle cevap yazar; “Ne yüzmesi ula, ben bilduğun poğuliirum!.. Üstelik, gittikçe de daha dibe batiirum!)
(Fıkra, Hoca’m Haşim Albayrak Üstadımdandı)… Sonra fotoğraf talebi için dönüp;
-Haaa bak işte bu büyük mesele?
Dedim ben… (Çünkü bu sefer, gerçek bir Temel’le karşı karşıyayım.)
-Her türlü sallama stand up’cılık var ama bak işte bi’tek o yok bende... Henüz o kadar meşhur değilim!
-Ama isterseniz imzalı bir kitabımı verebilirim..
Aldığım cevap çok daha bir acayipti;
-Heç fotoğrafın yerini dutar mı ula ketap, standartcı???
***
Kahkahayı bastım ortalık yerde!.. Stand ap’cı mıyım, standarcı mı? Yoksa standart normal bir insan mıyım? Ben de karıştırdım artık.
“Allah verdi de, iyi ki on beş dakikalık bir gösteri sundum” dedim o an kendi kendime?..
Bu süre, Kaymakam Bey’in de dediği gibi şayet bir saat on beş dakika olsaydı ben ne yapardım?.. Düşünsenize? Olabilecek o muazzam izdihamdan, fotoğraf çekinmelerden-imza atmalara, hayranlarımla öpüşüp-koklaşıp bir türlü vedalaşıp ayrılamamalara kadar…
Yıldız olmak zor iş, dostlar… Bu işlerse bizim harcımız değil… Biz hikayeciyiz. Sadece, çok kadim bir şehrin; naçizane bir kalemle, hikayelerinin ve aslında mucize insanlarının peşindeyiz. Bence öyle kalalım.
***
Dönüş yolunda; bu konuda o günden yıllar sonra asıl benden çok çok ünlü olacak, bu mesleği bir sanat olarak icra edip ulusal ödüller kazanacak, yaptığı skeçler, videolar izlenme rekorları kıracak kadar başarılı olan çok kıymetlimiz, bizim “Bizim Kız” Nurşen çok güldü halime…
Fakat Nurşen’den de hersimi aldım ben yıllar sonra.
Çünkü yıllardır; izledikçe her videosunda “ben ona gülüyorum.”
Başarıların daim olsun canım arkadaşım, değerli kalemdaşım, dostum, yol arkadaşım…
Ee, ne demiş zaten Paul Auster amcamız?
Doğru insan,
Yanlış zaman.
Doğru zaman,
Yanlış insan...
İşte hayat böyle
Oyunlar oynar her zaman.
Güneş teninizi yakmasın… Yağmur canınızı acıtmasın. Bu öyküyü okuyan gözlerinize yaş, ellerinize taş, o güzel yüreklerinize telaş değmesin.
- S O N -
 
Adana kapalı escort Çukurova kapalı escort Seyhan kapalı escort Ankara kapalı escort Mamak kapalı escort Etimesgut kapalı escort Polatlı kapalı escort Pursaklar kapalı escort Haymana kapalı escort Çankaya kapalı escort Keçiören kapalı escort Sincan kapalı escort Antalya kapalı escort Kumluca kapalı escort Konyaaltı kapalı escort Manavgat kapalı escort Muratpaşa kapalı escort Kaş kapalı escort Alanya kapalı escort Kemer kapalı escort Bursa kapalı escort Eskişehir kapalı escort Gaziantep kapalı escort Şahinbey kapalı escort Nizip kapalı escort Şehitkamil kapalı escort İstanbul kapalı escort Merter kapalı escort Nişantaşı kapalı escort Şerifali kapalı escort Maltepe kapalı escort Sancaktepe kapalı escort Eyüpsultan kapalı escort Şişli kapalı escort Kayaşehir kapalı escort Büyükçekmece kapalı escort Beşiktaş kapalı escort Mecidiyeköy kapalı escort Zeytinburnu kapalı escort Sarıyer kapalı escort Bayrampaşa kapalı escort Fulya kapalı escort Beyoğlu kapalı escort Başakşehir kapalı escort Tuzla kapalı escort Beylikdüzü kapalı escort Pendik kapalı escort Bağcılar kapalı escort Ümraniye kapalı escort Üsküdar kapalı escort Esenyurt kapalı escort Küçükçekmece kapalı escort Esenler kapalı escort Güngören kapalı escort Kurtköy kapalı escort Bahçelievler kapalı escort Sultanbeyli kapalı escort Ataşehir kapalı escort Kağıthane kapalı escort Fatih kapalı escort Çekmeköy kapalı escort Çatalca kapalı escort Bakırköy kapalı escort Kadıköy kapalı escort Avcılar kapalı escort Beykoz kapalı escort Kartal kapalı escort İzmir kapalı escort Balçova kapalı escort Konak kapalı escort Bayraklı kapalı escort Buca kapalı escort Çiğli kapalı escort Gaziemir kapalı escort Bergama kapalı escort Karşıyaka kapalı escort Urla kapalı escort Bornova kapalı escort Çeşme kapalı escort Kayseri kapalı escort Kocaeli kapalı escort Gebze kapalı escort İzmit kapalı escort Malatya kapalı escort Manisa kapalı escort Mersin kapalı escort Yenişehir kapalı escort Mezitli kapalı escort Erdemli kapalı escort Silifke kapalı escort Akdeniz kapalı escort Anamur kapalı escort Muğla kapalı escort Bodrum kapalı escort Milas kapalı escort Dalaman kapalı escort Marmaris kapalı escort Fethiye kapalı escort Datça kapalı escort Samsun kapalı escort Atakum kapalı escort İlkadım kapalı escort Adıyaman kapalı escort Afyonkarahisar kapalı escort Ağrı kapalı escort Aksaray kapalı escort Amasya kapalı escort Ardahan kapalı escort Artvin kapalı escort Aydın kapalı escort Balıkesir kapalı escort Bartın kapalı escort Batman kapalı escort Bayburt kapalı escort Bilecik kapalı escort Bingöl kapalı escort Bitlis kapalı escort Bolu kapalı escort Burdur kapalı escort Çanakkale kapalı escort Çankırı kapalı escort Çorum kapalı escort Denizli kapalı escort Diyarbakır kapalı escort Düzce kapalı escort Edirne kapalı escort Elazığ kapalı escort Erzincan kapalı escort Erzurum kapalı escort Giresun kapalı escort Gümüşhane kapalı escort Hakkari kapalı escort Hatay kapalı escort Iğdır kapalı escort Isparta kapalı escort Kahramanmaraş kapalı escort Karabük kapalı escort Karaman kapalı escort Kars kapalı escort Kastamonu kapalı escort Kırıkkale kapalı escort Kırklareli kapalı escort Kırşehir kapalı escort Kilis kapalı escort Konya kapalı escort Kütahya kapalı escort Mardin kapalı escort Muş kapalı escort Nevşehir kapalı escort Niğde kapalı escort Ordu kapalı escort Osmaniye kapalı escort Rize kapalı escort Sakarya kapalı escort Siirt kapalı escort Sinop kapalı escort Sivas kapalı escort Şanlıurfa kapalı escort Şırnak kapalı escort Tekirdağ kapalı escort Tokat kapalı escort Trabzon kapalı escort Tunceli kapalı escort Uşak kapalı escort Van kapalı escort Yalova kapalı escort Yozgat kapalı escort Zonguldak kapalı escort
Adana eskort Çukurova eskort Seyhan eskort Ankara eskort Mamak eskort Etimesgut eskort Polatlı eskort Pursaklar eskort Haymana eskort Çankaya eskort Keçiören eskort Sincan eskort Antalya eskort Kumluca eskort Konyaaltı eskort Manavgat eskort Muratpaşa eskort Kaş eskort Alanya eskort Kemer eskort Bursa eskort Eskişehir eskort Gaziantep eskort Şahinbey eskort Nizip eskort Şehitkamil eskort İstanbul eskort Merter eskort Nişantaşı eskort Şerifali eskort Maltepe eskort Sancaktepe eskort Eyüpsultan eskort Şişli eskort Kayaşehir eskort Büyükçekmece eskort Beşiktaş eskort Mecidiyeköy eskort Zeytinburnu eskort Sarıyer eskort Bayrampaşa eskort Fulya eskort Beyoğlu eskort Başakşehir eskort Tuzla eskort Beylikdüzü eskort Pendik eskort Bağcılar eskort Ümraniye eskort Üsküdar eskort Esenyurt eskort Küçükçekmece eskort Esenler eskort Güngören eskort Kurtköy eskort Bahçelievler eskort Sultanbeyli eskort Ataşehir eskort Kağıthane eskort Fatih eskort Çekmeköy eskort Çatalca eskort Bakırköy eskort Kadıköy eskort Avcılar eskort Beykoz eskort Kartal eskort İzmir eskort Balçova eskort Konak eskort Bayraklı eskort Buca eskort Çiğli eskort Gaziemir eskort Bergama eskort Karşıyaka eskort Urla eskort Bornova eskort Çeşme eskort Kayseri eskort Kocaeli eskort Gebze eskort İzmit eskort Malatya eskort Manisa eskort Mersin eskort Yenişehir eskort Mezitli eskort Erdemli eskort Silifke eskort Akdeniz eskort Anamur eskort Muğla eskort Bodrum eskort Milas eskort Dalaman eskort Marmaris eskort Fethiye eskort Datça eskort Samsun eskort Atakum eskort İlkadım eskort Adıyaman eskort Afyonkarahisar eskort Ağrı eskort Aksaray eskort Amasya eskort Ardahan eskort Artvin eskort Aydın eskort Balıkesir eskort Bartın eskort Batman eskort Bayburt eskort Bilecik eskort Bingöl eskort Bitlis eskort Bolu eskort Burdur eskort Çanakkale eskort Çankırı eskort Çorum eskort Denizli eskort Diyarbakır eskort Düzce eskort Edirne eskort Elazığ eskort Erzincan eskort Erzurum eskort Giresun eskort Gümüşhane eskort Hakkari eskort Hatay eskort Iğdır eskort Isparta eskort Kahramanmaraş eskort Karabük eskort Karaman eskort Kars eskort Kastamonu eskort Kırıkkale eskort Kırklareli eskort Kırşehir eskort Kilis eskort Konya eskort Kütahya eskort Mardin eskort Muş eskort Nevşehir eskort Niğde eskort Ordu eskort Osmaniye eskort Rize eskort Sakarya eskort Siirt eskort Sinop eskort Sivas eskort Şanlıurfa eskort Şırnak eskort Tekirdağ eskort Tokat eskort Trabzon eskort Tunceli eskort Uşak eskort Van eskort Yalova eskort Yozgat eskort Zonguldak eskort
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

siyahbet giriş