Hayrettin Günay
Köşe Yazarı
Hayrettin Günay
 

İNCE OYUN (1)

Görele kadın oyunlarının en çekicisi, en görkemlisidir. Kaynaklara "Görele Çiftetellisi" olarak da girmiştir. Görele kemençesinin, kemençenin ulaşılmaz adı Karaman yaratıcılığıyla İstanbul'dan getirildiği, yöremize özgü seslerle, ezgiyle, sözlerle yeniden üretilerek ezgi, söz, oyun yetkinliğiyle yıllar yılı Görele'nin başat sanat ürününe dönüştüğünü biliyoruz...     Çaldığım kemençe Sesi gayet ince İnsan bi hoş oluyu Sevdiğini görünce     Aygınım baygınım ince bellim Ooooof ooooof çifte tellim Ninananay ninnananananay ninanananay nay Minnana ninanay ninnana nay nay ninanananay... Ezgisiyle oynayanı da dinleyeni de duygudan duyguya sürükleyen, coşturan, yer yer hüzünlendiren olağanüstü bir müzik şöleni ince oyun. Yaşayarak, duygulanarak, iç çatışma­larla anılarla çağrışımlarla beslenerek çalındığında kemençenin tellerinden öyle gönendirici, öyle mutlandırıcı, öyle kanatlandırıcı, öyle hüzünlendirici sesler çıkar... Allak bullak eder insanı. Ağlamayla gülmeyi bütünleştirir, dengeler... Sami Günay'ın çalışı, kendinden geçerek çalışı... Sırrı Öztürk'ün çalışı, kulağına tu­tarak kemençeyi... Çıkardığı sesleri içercesine içine çekişi... Katip Sadi'nin çalışı. Önüne bakarak, sonra uzaklara uzaklara bakarak dalgınlaşarak çalışı... Şenel'in, Şenel Dandi'nin çalışı... Boynunu bükerek, renkten renge girerek çalışı... Ahmet Ala'nın çalışı... Gözünü yumarak, kemençeyi kulağına yaklaştırarak; dedesi Karaman'ın sesini yakalamaya çalışa­rak çalışı... Burhan'ın, koldaşım Burhan Caba'nın çalışı... müzik inceliğinde, tüm tellere doğru basarak çalışı... Nazmi Özdemir'in, Sabri Özdemir'in, Şevki Özdemir'in... Daha nice büyük sanatçıların çalışı... Mehmet'in, Mehmet Maksutoğlu'nun çalışı.. Az hızlı gibi, az telaşlı gibi... Ama tadında, ama doyumsuz çalışı... İnce oyun ezgisini dinlemelisiniz... Bu adlardan... Onların yerini doldurmaya çalışan gençlerden... Uğur Keskin'den. Haşim Torun'dan. Ali Tetik'ten...Emre Sarıca'dan... İnce oyun ezgisini dinlemelisiniz. Duygu katar duygunuza. Anılarınızı yaşatır. Sanat görkeminin yüceliğiyle yıkanırsınız. Var olduğunuzun, insan olduğunuzun bilincine varır­sınız tepeden tırnağa... Yenilenirsiniz. Yaşama sevinciniz pır pır eder... Ekdiğim darı Biçdiğim darı Gel bekliyorum Gülüm gel okarı Aygınım baygınım ince bellim     1960'ların, 1970'lerin Çürükeynesil, Haydarlı, Kuşçulu, Devge, Daylı... düğünleridir... Ablalarımız, yengelerimiz, yaştaşlarımız... İnce oyuna kalkmışlardır. Onların saygılı dö­nüşleri... Tene sanat yaratıcılığı katan kıvrılışları; ölçülü, uzun parmaklı el çırpışları Elleri başın üstünde döndürüşleri, fıtık... Kıtık atışları... Tabanca sesini çağrıştırarak Çalgı, ezgi güzelliğine bedenlerini, gözlerini, bellerini, ellerini, parmaklarını, omuzlarını, ayaklarını, yüzlerini, jestlerini, mimiklerini... Bakışlarını. Bakışlarını katışları, bırakıve­rişleri... Bir daha ele hiç geçmeyecek güzelliğin, "estetiğin" doyulmaz anıları... İyi ki o yılların varsıllığını görmüşüm. İyi ki o oynayışlara, o çalışlara tanık olmuşum. İyi ki onlarla aynı havayı solumuşum... Onların tinsel incelişindeki sanat coşkusunun tanığıyım iyi ki. Müziği, şiiri, oyunu insan yaratıcılığının bu büyük, doğal sanat yüceliğini yaşamı­şım, alkışlamışım iyi ki... İnsan güzelliği, doğa güzelliğiyle bütünleşerek simgeler, renkler, devinimler yoluyla dönüşüyor sanata. Halk oyununa, dansa, türküye, ezgiye...
Ekleme Tarihi: 20 August 2022 - Saturday

İNCE OYUN (1)

Görele kadın oyunlarının en çekicisi, en görkemlisidir. Kaynaklara "Görele Çiftetellisi" olarak da girmiştir.

Görele kemençesinin, kemençenin ulaşılmaz adı Karaman yaratıcılığıyla İstanbul'dan getirildiği, yöremize özgü seslerle, ezgiyle, sözlerle yeniden üretilerek ezgi, söz, oyun yetkinliğiyle yıllar yılı Görele'nin başat sanat ürününe dönüştüğünü biliyoruz...

 

 

Çaldığım kemençe

Sesi gayet ince

İnsan bi hoş oluyu

Sevdiğini görünce

 

 

Aygınım baygınım ince bellim

Ooooof ooooof çifte tellim

Ninananay ninnananananay ninanananay nay

Minnana ninanay ninnana nay nay ninanananay...

Ezgisiyle oynayanı da dinleyeni de duygudan duyguya sürükleyen, coşturan, yer yer hüzünlendiren olağanüstü bir müzik şöleni ince oyun. Yaşayarak, duygulanarak, iç çatışma­larla anılarla çağrışımlarla beslenerek çalındığında kemençenin tellerinden öyle gönendirici, öyle mutlandırıcı, öyle kanatlandırıcı, öyle hüzünlendirici sesler çıkar... Allak bullak eder insanı. Ağlamayla gülmeyi bütünleştirir, dengeler...

Sami Günay'ın çalışı, kendinden geçerek çalışı... Sırrı Öztürk'ün çalışı, kulağına tu­tarak kemençeyi... Çıkardığı sesleri içercesine içine çekişi... Katip Sadi'nin çalışı. Önüne bakarak, sonra uzaklara uzaklara bakarak dalgınlaşarak çalışı... Şenel'in, Şenel Dandi'nin çalışı... Boynunu bükerek, renkten renge girerek çalışı... Ahmet Ala'nın çalışı... Gözünü yumarak, kemençeyi kulağına yaklaştırarak; dedesi Karaman'ın sesini yakalamaya çalışa­rak çalışı... Burhan'ın, koldaşım Burhan Caba'nın çalışı... müzik inceliğinde, tüm tellere doğru basarak çalışı... Nazmi Özdemir'in, Sabri Özdemir'in, Şevki Özdemir'in... Daha nice büyük sanatçıların çalışı... Mehmet'in, Mehmet Maksutoğlu'nun çalışı.. Az hızlı gibi, az telaşlı gibi... Ama tadında, ama doyumsuz çalışı...

İnce oyun ezgisini dinlemelisiniz... Bu adlardan... Onların yerini doldurmaya çalışan gençlerden... Uğur Keskin'den. Haşim Torun'dan. Ali Tetik'ten...Emre Sarıca'dan...

İnce oyun ezgisini dinlemelisiniz. Duygu katar duygunuza. Anılarınızı yaşatır. Sanat görkeminin yüceliğiyle yıkanırsınız. Var olduğunuzun, insan olduğunuzun bilincine varır­sınız tepeden tırnağa... Yenilenirsiniz. Yaşama sevinciniz pır pır eder...

Ekdiğim darı

Biçdiğim darı

Gel bekliyorum

Gülüm gel okarı

Aygınım baygınım ince bellim

 

 

1960'ların, 1970'lerin Çürükeynesil, Haydarlı, Kuşçulu, Devge, Daylı... düğünleridir... Ablalarımız, yengelerimiz, yaştaşlarımız... İnce oyuna kalkmışlardır. Onların saygılı dö­nüşleri... Tene sanat yaratıcılığı katan kıvrılışları; ölçülü, uzun parmaklı el çırpışları Elleri başın üstünde döndürüşleri, fıtık... Kıtık atışları... Tabanca sesini çağrıştırarak Çalgı, ezgi güzelliğine bedenlerini, gözlerini, bellerini, ellerini, parmaklarını, omuzlarını, ayaklarını, yüzlerini, jestlerini, mimiklerini... Bakışlarını. Bakışlarını katışları, bırakıve­rişleri... Bir daha ele hiç geçmeyecek güzelliğin, "estetiğin" doyulmaz anıları... İyi ki o yılların varsıllığını görmüşüm. İyi ki o oynayışlara, o çalışlara tanık olmuşum. İyi ki onlarla aynı havayı solumuşum... Onların tinsel incelişindeki sanat coşkusunun tanığıyım iyi ki. Müziği, şiiri, oyunu insan yaratıcılığının bu büyük, doğal sanat yüceliğini yaşamı­şım, alkışlamışım iyi ki...

İnsan güzelliği, doğa güzelliğiyle bütünleşerek simgeler, renkler, devinimler yoluyla dönüşüyor sanata. Halk oyununa, dansa, türküye, ezgiye...

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.