Ülkemizin en büyük evcil hayvan mağazası olan tcremix.org sitemizde kedi veya köpek besleyenler için hayatlarını kolaylaştıracak çok sayıda ürün bulunuyor. Bunların en başında mamalar geliyor eğer köpek besliyorsanız köpek maması başta olmak üzere yavru köpek maması, yaşlı köpek maması, light köpek maması, tahılsız köpek maması, konserve köpek yaş mama ürünlerini bulabileceğiniz gibi köpek sağlık ürünleri, köpek ödülleri, köpek bakım ürünleri, köpek aksesuarları, köpek mama su kapları, köpek oyuncakları, köpek eğitim ürünleri, köpek tasmaları gibi işlerinizi kolaylaştıracak çok sayıda ürünü bulabilirsiniz. Kedi besleyen arkadaşlar başta kedi maması ana kategorimiz olmak üzere konserve kedi yaş maması, yavru kedi konserve maması, yavru kedi maması, kısırlaştırılmış kedi maması, yaşlı kedi maması, yetişkin kedi maması, light diyet kedi maması kategorilerimizi ziyaret ederek kedinizin temel beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilirisiniz. Diğer yandan ihtiyaç duyabileceğiniz diğer ürünleri kedi ödülleri, kedi tuvaletleri, kedi oyuncakları, kedi vitaminleri, kedi kumu, kedi aksesuarları, kedi bakım ürünleri, kedi mama su kapları ana kategorilerimizden bulabilirsiniz. Ayrıntılı armaa için alt kategorilerimize de göz atmanızda fayda var. Türkiye 'nin en büyük online pet shop mağazası tcremix.org sitemize hepiniz davetlisiniz.
Esenyurt Escort

ctwpaa.org https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler

Hayrettin Günay
Köşe Yazarı
Hayrettin Günay
 

MERSİN (1)

 Mersin'e gidiyorum, Olimpiyadlarda ilk madalya alan sporcumuz, güreşçi Ahmet Kireççi'nin - Mersinli Ahmet'in- yurduna. Karacaoğlan'ın vurgun olduğu Karakız'ın yattığı, kar­şı köyde de Karacaoğlan'ın türküler çağırdığı topraklara. Özdemir İnce'yi. Nevit Kodallı'yı, Abdülkadir Bulut'u, Ümit Yaşar Oğuzcan'ı, Osman Şahin'i, Cavit Orhan Tütengil'i, Halil Uysal'ı, Haşmet Zeybek'i, Hüseyin Gezer'i, Turhan Oğuzbaş'ı, Haldun Dormen'i... do­ğuran topraklara. Yeni, genç kente. 19.yüzyılın ilk yıllarında köy olan kente. Tarsus iskelesinin alivyonlarla dolarak işlevini yitirince Adana Ovası'nın başlıca iskelesi, limanı durumuna gelen kente, Mersin'e. T.C. Milli Eğitim bakanlığı Okuliçi Beden Eğitimi Spor ve İzcilik Daire Başkanlığı'nın düzenlediği "Türk Halk Oyunları Jüri Üyesi" eğitimi için gidiyorum Mersin'e. "Kurs" on iki gün sürecek. Az değil. Bu süre içinde Mersini görmüş, tanımış, gezmiş olacağım... Kurs duyurusu bir yazıyla Görele Lisesine de gelmişti. Bu tür kurslara katılım çok oluyormuş. Kimi değerlendirmelerden sonra başvuruların çoğu eleniyormuş. Bunları düşüne­rek başvuru dilekçeme "halkbilim" yazılarımdan ekledim. Konunun içinde olduğumu bilirler­se elenmeyecektim. Öyle oldu.1992 Ekim'inde çağrı yazısı geldi Görele Lisesi Müdürlüğü­ne.. Sevindim. Halkoyunları alanındaki birikimlerimi geliştirecektim, bölgemizde yarışma­larda seçici kurul üyesi olarak görev alacaktım, bölge oyunlarımızı nice toplulukların başarılı gösterilerinden gözleyecektim, Mersin'i gezecektim... Türkiye'nin tüm illerin­den gereksinime göre katılımlar olacaktı. Eğitim süresince bu değerli arkadaşlarla ta­nışacak, iletişime geçecektim... Bize öğretmenlik yapacak araştırmacılarla, derlemecilerle halkbilimcilerle tanışacaktım... Sevindim... Trabzon'dan Adana'ya, Mersin'e giden otobüs 13.30'da alacak beni Görele'den. Ulusoy'dur ya da Kanberoğlu. Onları yeğliyorum 1976'dan beri. O yol "kura çekimi için" Ankara' ya, kura sonucu öğretmen olarak gideceğim Kars'a da bunlarla gitmiştim... Hoşça kal yurdum Görele. Ver elini Mersin... Beş saat sonra Samsun'dayım. İnenler, binenler var. Bir dilim börek alıyorum satıcıdan. Bir de ayran... Yarım saat sonra kalkıyor Samsun'dan otobüsümüz. İnenlerin yerine binenler var. Koltuklar dolu. Akşam yemeği Terme' de yendi. Bundan sonra yemek için değil; gereksinim, çay, ayran için durulur... Kavak, Havza, Merzifon, Çorum. Çorum'u geçince Kırıkkale - Ankara yolu. Bu yoldan gittim üç beş kez. Biz Alaca yoluna dönüyoruz. Oradan Yozgat'a. Otobüsten bile olsa çevreme bakıyorum; görmek, öğrenmek için. Kısa süre kalıyoruz Yozgat'ta. Sorgun, Sarıkaya, Boğazlıyan. Girişte "Boğazlıyan" yazısını görünce "Boğazlıyan Kaymakamı" geçiyor usumdan. O yılla­rın olaylarını düşünüyorum... Otobüste başka düşünen var mıdır? Himmetdede'den Kırşehir'e giden yol. Oraya değil. Kayseri'ye dönüyoruz. Otogardayız. Gereksinim için iniliyor. Gece olduğu için kalabalık değil otogar. Yerel özellikler ta­şıyan satış yerleri. Ayakyolu apak. Bakımlı. Bir yeri tanımak için ayakyoluna da bakılma­lı tümcesi geçiyor usumdan. İncesu. Yeşilhisar. Araplı Geçidi. Niğde... Işımaya başlıyor... Buradan öte Aladağları, Bolkarları geçeceğiz. Dağlar, yaylalar... Toroslar. Pozantı. Kartpos­tallara basılmış görüntüler. Geçit. Gülek Boğazı. Uğultuyla iniyor, çıkıyor araçlar... Tarsus. Çok büyük ilçe. Çoğu illerimizden büyük... Mersin... İkinci gelişim bu yoldan... On yıl önce gelmiştim. Küçük kardeşim Halil Günay'ın düğününe. Adana'dan evlenmişti. Mersinde çıkarma gemisinin komutanıydı... Adana'yı tanı­mıştım, gezmiştim o gelişimde... Mersin'deyim. Milli Eğitimin "kamp, dinlenme yapıları" var. Silifke İncekum'da. Oraya gideceğim dolmuşla. Gitmeden bir iki saat geziyorum Mersin'de. Çorba içiyorum. "Tantuni" yiyorum. Dolmuştayım. Erdemli'yi geçiyoruz. Kıyıboyu yol. Oteller. Meyve ağaçları. Üzerinde yaz kış ter dökülen, emek verilen tarlalar. Akdeniz meyveleri... Kız kalesi'ni geçtik. Karşıda 'Milli Eğitim Yapıları". İniyorum. Kursa gelenler toplanıyor bir bir. Yapılar kü­çük bir çıktıda, burunda. Yapılar, yemekyeri, derslikler, yatak yerleri, bahçe... bakımlı. Sol uç kayalık. Buralardan denize girmek, yüzmek için, denize inen basamaklar... Cam gibi su. Dipteki en küçük canlı, çakıl görünüyor. Balıklar... Kıvrıla kıvrıla dolanan sarganlar... Ah ulan, sen Görele'de, Kurdağ'da olacaktım. Nasıl da avlardım seni istavrit yemiyle... Trabzon Fatih Eğitim Enstitüsünden sınıf arkadaşım Şerif Arıtürk'le buluşuyorum, yıllar sonra... Uşaktaymış... Trabzon Beşikdüzü'nden Coşkun Turt. Kaynaşıyoruz. Takımdaşız. Beşiktaşlıyız...
Ekleme Tarihi: 06 Kasım 2021 - Cumartesi

MERSİN (1)

 Mersin'e gidiyorum, Olimpiyadlarda ilk madalya alan sporcumuz, güreşçi Ahmet Kireççi'nin - Mersinli Ahmet'in- yurduna. Karacaoğlan'ın vurgun olduğu Karakız'ın yattığı, kar­şı köyde de Karacaoğlan'ın türküler çağırdığı topraklara. Özdemir İnce'yi. Nevit Kodallı'yı, Abdülkadir Bulut'u, Ümit Yaşar Oğuzcan'ı, Osman Şahin'i, Cavit Orhan Tütengil'i, Halil Uysal'ı, Haşmet Zeybek'i, Hüseyin Gezer'i, Turhan Oğuzbaş'ı, Haldun Dormen'i... do­ğuran topraklara.

Yeni, genç kente. 19.yüzyılın ilk yıllarında köy olan kente. Tarsus iskelesinin alivyonlarla dolarak işlevini yitirince Adana Ovası'nın başlıca iskelesi, limanı durumuna gelen kente, Mersin'e.

T.C. Milli Eğitim bakanlığı Okuliçi Beden Eğitimi Spor ve İzcilik Daire Başkanlığı'nın düzenlediği "Türk Halk Oyunları Jüri Üyesi" eğitimi için gidiyorum Mersin'e. "Kurs" on iki gün sürecek. Az değil. Bu süre içinde Mersini görmüş, tanımış, gezmiş olacağım...

Kurs duyurusu bir yazıyla Görele Lisesine de gelmişti. Bu tür kurslara katılım çok oluyormuş. Kimi değerlendirmelerden sonra başvuruların çoğu eleniyormuş. Bunları düşüne­rek başvuru dilekçeme "halkbilim" yazılarımdan ekledim. Konunun içinde olduğumu bilirler­se elenmeyecektim. Öyle oldu.1992 Ekim'inde çağrı yazısı geldi Görele Lisesi Müdürlüğü­ne..

Sevindim. Halkoyunları alanındaki birikimlerimi geliştirecektim, bölgemizde yarışma­larda seçici kurul üyesi olarak görev alacaktım, bölge oyunlarımızı nice toplulukların başarılı gösterilerinden gözleyecektim, Mersin'i gezecektim... Türkiye'nin tüm illerin­den gereksinime göre katılımlar olacaktı. Eğitim süresince bu değerli arkadaşlarla ta­nışacak, iletişime geçecektim... Bize öğretmenlik yapacak araştırmacılarla, derlemecilerle halkbilimcilerle tanışacaktım... Sevindim...

Trabzon'dan Adana'ya, Mersin'e giden otobüs 13.30'da alacak beni Görele'den. Ulusoy'dur ya da Kanberoğlu. Onları yeğliyorum 1976'dan beri. O yol "kura çekimi için" Ankara' ya, kura sonucu öğretmen olarak gideceğim Kars'a da bunlarla gitmiştim...

Hoşça kal yurdum Görele. Ver elini Mersin... Beş saat sonra Samsun'dayım. İnenler, binenler var. Bir dilim börek alıyorum satıcıdan. Bir de ayran... Yarım saat sonra kalkıyor Samsun'dan otobüsümüz. İnenlerin yerine binenler var. Koltuklar dolu. Akşam yemeği Terme' de yendi. Bundan sonra yemek için değil; gereksinim, çay, ayran için durulur... Kavak, Havza, Merzifon, Çorum. Çorum'u geçince Kırıkkale - Ankara yolu. Bu yoldan gittim üç beş kez. Biz Alaca yoluna dönüyoruz. Oradan Yozgat'a. Otobüsten bile olsa çevreme bakıyorum; görmek, öğrenmek için. Kısa süre kalıyoruz Yozgat'ta. Sorgun, Sarıkaya, Boğazlıyan. Girişte "Boğazlıyan" yazısını görünce "Boğazlıyan Kaymakamı" geçiyor usumdan. O yılla­rın olaylarını düşünüyorum... Otobüste başka düşünen var mıdır?

Himmetdede'den Kırşehir'e giden yol. Oraya değil. Kayseri'ye dönüyoruz. Otogardayız. Gereksinim için iniliyor. Gece olduğu için kalabalık değil otogar. Yerel özellikler ta­şıyan satış yerleri. Ayakyolu apak. Bakımlı. Bir yeri tanımak için ayakyoluna da bakılma­lı tümcesi geçiyor usumdan. İncesu. Yeşilhisar. Araplı Geçidi. Niğde... Işımaya başlıyor... Buradan öte Aladağları, Bolkarları geçeceğiz. Dağlar, yaylalar... Toroslar. Pozantı. Kartpos­tallara basılmış görüntüler. Geçit. Gülek Boğazı. Uğultuyla iniyor, çıkıyor araçlar... Tarsus. Çok büyük ilçe. Çoğu illerimizden büyük... Mersin...

İkinci gelişim bu yoldan... On yıl önce gelmiştim. Küçük kardeşim Halil Günay'ın düğününe. Adana'dan evlenmişti. Mersinde çıkarma gemisinin komutanıydı... Adana'yı tanı­mıştım, gezmiştim o gelişimde...

Mersin'deyim. Milli Eğitimin "kamp, dinlenme yapıları" var. Silifke İncekum'da. Oraya gideceğim dolmuşla. Gitmeden bir iki saat geziyorum Mersin'de. Çorba içiyorum. "Tantuni" yiyorum. Dolmuştayım. Erdemli'yi geçiyoruz. Kıyıboyu yol. Oteller. Meyve ağaçları. Üzerinde yaz kış ter dökülen, emek verilen tarlalar. Akdeniz meyveleri... Kız kalesi'ni geçtik. Karşıda 'Milli Eğitim Yapıları". İniyorum. Kursa gelenler toplanıyor bir bir. Yapılar kü­çük bir çıktıda, burunda. Yapılar, yemekyeri, derslikler, yatak yerleri, bahçe... bakımlı. Sol uç kayalık. Buralardan denize girmek, yüzmek için, denize inen basamaklar... Cam gibi su. Dipteki en küçük canlı, çakıl görünüyor. Balıklar... Kıvrıla kıvrıla dolanan sarganlar...

Ah ulan, sen Görele'de, Kurdağ'da olacaktım. Nasıl da avlardım seni istavrit yemiyle...

Trabzon Fatih Eğitim Enstitüsünden sınıf arkadaşım Şerif Arıtürk'le buluşuyorum, yıllar sonra... Uşaktaymış... Trabzon Beşikdüzü'nden Coşkun Turt. Kaynaşıyoruz. Takımdaşız. Beşiktaşlıyız...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve goreleden.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.