Ülkemizin en büyük evcil hayvan mağazası olan tcremix.org sitemizde kedi veya köpek besleyenler için hayatlarını kolaylaştıracak çok sayıda ürün bulunuyor. Bunların en başında mamalar geliyor eğer köpek besliyorsanız köpek maması başta olmak üzere yavru köpek maması, yaşlı köpek maması, light köpek maması, tahılsız köpek maması, konserve köpek yaş mama ürünlerini bulabileceğiniz gibi köpek sağlık ürünleri, köpek ödülleri, köpek bakım ürünleri, köpek aksesuarları, köpek mama su kapları, köpek oyuncakları, köpek eğitim ürünleri, köpek tasmaları gibi işlerinizi kolaylaştıracak çok sayıda ürünü bulabilirsiniz. Kedi besleyen arkadaşlar başta kedi maması ana kategorimiz olmak üzere konserve kedi yaş maması, yavru kedi konserve maması, yavru kedi maması, kısırlaştırılmış kedi maması, yaşlı kedi maması, yetişkin kedi maması, light diyet kedi maması kategorilerimizi ziyaret ederek kedinizin temel beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilirisiniz. Diğer yandan ihtiyaç duyabileceğiniz diğer ürünleri kedi ödülleri, kedi tuvaletleri, kedi oyuncakları, kedi vitaminleri, kedi kumu, kedi aksesuarları, kedi bakım ürünleri, kedi mama su kapları ana kategorilerimizden bulabilirsiniz. Ayrıntılı armaa için alt kategorilerimize de göz atmanızda fayda var. Türkiye 'nin en büyük online pet shop mağazası tcremix.org sitemize hepiniz davetlisiniz.
Esenyurt Escort

ctwpaa.org https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler

Mustafa YAYLA
Köşe Yazarı
Mustafa YAYLA
 

GÖRELE LİSESİ

Elli yıl geriye gidelim desem, herkese ne kadar zor gelir değil mi.? Elli yıl sonraya gidelim desem, hepimiz birden, hele bizim kuşak beni hayalcilikle suçlar. İşte hayat denilen, uğruna çabaladığımız kocaman bir hiç. O zaman bize elli, yıl ileriye gitmek hayal olsa da, Gelin elli yıl önce yaşanmış günlere gidelim. Geriye gitmek kolaydır. Hemen pır diye bir ufacık kuş çevikliği ile uçarım. Elli yıl öncesini bugün gibi yaşarım. Gelin lise bir yıllarıma gidelim. yetmiş beşli siyah beyaz yıllara...Yumun gözlerinizi binin uçan halıma gidiyoruz Evimiz ile lise arası aşağı yukarı beş km kadar vardı. Her gün o yolu yayan yürürdük. Takım elbiselerimizle, kravat gömlekle, Saçlarımız hep aynı biçimde kesilmiş,Öğretmenlerimizin karşısında çakı gibi yakamız ilikli put gibi dururduk. bacaklarımızın titremesi, pantolon kumaşlarımızdan belli olurdu. sanki bir rüzgara kapılmış gibi uçuşurdu kumaş pır pır. Bazı arkadaşlarım yüksek köylerden geldikleri için lisenin hemen çevresindeki tek odalı ufacık odalarda kalırlardı. iki üç arkadaş bir araya gelir bu odaları kiralarlardı. Biz her gün evimize gidip gelsek de onlardan şanslıydık. Evimizde yer içer, aile birlikteliği içinde yaşardık. Öğretmenlerin gözü hep üzerimizde idi. Okul tuvaletlerinde tütün içenleri gözetlerler, Yakalandılar mı değnek tokat yemekten kendilerini kurtaramazlardı. Disiplin en üst seviyedeydi. Her sabah saç ,sakal, kılık kıyafet muayenesi yapılırdı. Bu korku ve travmalarla, derslerin ağırlığı ile geçen günlerimiz bir kabusa dönüşürdü. Sinemaya gitmeyi bile çok görürler, geceleri sinemaları basıp öğrenci ararlardı. Velilerimiz eti senin ,kemiği benim deyip teslim ettiği okul bize bazen bir hapishaneden farksız olurdu. Ama bu eğitim bizlere, erişilmesi çok zor bilgiler ve maharetler kattı. Saygıyı, sadakatı, öğretti. Hele Görele liseli olmanın kutsallığını işledi her yerimize. Her birimiz bire mümtaz kişiler olduk. Yüksek okula gidenler büyük adamlar oldular. Liseden mezun olup ileri gidemeyenler bir fakülte mezunu kadar bilgiye sahip olup toplumda hak ettikleri değeri buldular. Hala o bina dursa da eğitim çok değişti. Bizim zamanla, şimdi ki eğitim arasında uçurumlar var. Biz yürüyerek geldik. Şimdiler servislerle gelseler de. biz çilekeş bir kuşağın vefakar liselisiydik. Şimdi bakıyorum da, o zaman ki arkadaşlarıma ihtiyarlık üzerlerine sinse de hala genç ve zindeler. Bir kaç tanesi baston kullansa da. Kızıyorum bazen onlara, Atın bastonları, biz daha genciz desem de, Kaymakam lakaplı arkadaşıma bastonu bıraktıramıyorum. Elli yıl sonrası olmasa da elli yıl öncesinden bir kesitle rahatladıksa ne mutlu. İyi geceler diler saygılar sunarım. Kaymakam yarın bastonu çarşıya getirme. Boş ver tansiyon bir iner, bir çıkar. İçinde ki çocuğu uyar bu akşam. var mısın...? Merak etme, kaygılanma yarınlar bizim. Elli yıl daha yaşamasak da... !!! M.Yayla-Görele
Ekleme Tarihi: 27 Nisan 2023 - Perşembe

GÖRELE LİSESİ

Elli yıl geriye gidelim desem, herkese ne kadar zor gelir değil mi.? Elli yıl sonraya gidelim desem, hepimiz birden, hele bizim kuşak beni hayalcilikle suçlar. İşte hayat denilen, uğruna çabaladığımız kocaman bir hiç. O zaman bize elli, yıl ileriye gitmek hayal olsa da, Gelin elli yıl önce yaşanmış günlere gidelim. Geriye gitmek kolaydır. Hemen pır diye bir ufacık kuş çevikliği ile uçarım. Elli yıl öncesini bugün gibi yaşarım. Gelin lise bir yıllarıma gidelim. yetmiş beşli siyah beyaz yıllara...Yumun gözlerinizi binin uçan halıma gidiyoruz
Evimiz ile lise arası aşağı yukarı beş km kadar vardı. Her gün o yolu yayan yürürdük. Takım elbiselerimizle, kravat gömlekle, Saçlarımız hep aynı biçimde kesilmiş,Öğretmenlerimizin karşısında çakı gibi yakamız ilikli put gibi dururduk. bacaklarımızın titremesi, pantolon kumaşlarımızdan belli olurdu. sanki bir rüzgara kapılmış gibi uçuşurdu kumaş pır pır. Bazı arkadaşlarım yüksek köylerden geldikleri için lisenin hemen çevresindeki tek odalı ufacık odalarda kalırlardı. iki üç arkadaş bir araya gelir bu odaları kiralarlardı. Biz her gün evimize gidip gelsek de onlardan şanslıydık. Evimizde yer içer, aile birlikteliği içinde yaşardık. Öğretmenlerin gözü hep üzerimizde idi. Okul tuvaletlerinde tütün içenleri gözetlerler, Yakalandılar mı değnek tokat yemekten kendilerini kurtaramazlardı. Disiplin en üst seviyedeydi. Her sabah saç ,sakal, kılık kıyafet muayenesi yapılırdı. Bu korku ve travmalarla, derslerin ağırlığı ile geçen günlerimiz bir kabusa dönüşürdü. Sinemaya gitmeyi bile çok görürler, geceleri sinemaları basıp öğrenci ararlardı. Velilerimiz eti senin ,kemiği benim deyip teslim ettiği okul bize bazen bir hapishaneden farksız olurdu. Ama bu eğitim bizlere, erişilmesi çok zor bilgiler ve maharetler kattı. Saygıyı, sadakatı, öğretti. Hele Görele liseli olmanın kutsallığını işledi her yerimize. Her birimiz bire mümtaz kişiler olduk. Yüksek okula gidenler büyük adamlar oldular. Liseden mezun olup ileri gidemeyenler bir fakülte mezunu kadar bilgiye sahip olup toplumda hak ettikleri değeri buldular. Hala o bina dursa da eğitim çok değişti. Bizim zamanla, şimdi ki eğitim arasında uçurumlar var. Biz yürüyerek geldik. Şimdiler servislerle gelseler de. biz çilekeş bir kuşağın vefakar liselisiydik. Şimdi bakıyorum da, o zaman ki arkadaşlarıma ihtiyarlık üzerlerine sinse de hala genç ve zindeler. Bir kaç tanesi baston kullansa da. Kızıyorum bazen onlara, Atın bastonları, biz daha genciz desem de, Kaymakam lakaplı arkadaşıma bastonu bıraktıramıyorum. Elli yıl sonrası olmasa da elli yıl öncesinden bir kesitle rahatladıksa ne mutlu. İyi geceler diler saygılar sunarım. Kaymakam yarın bastonu çarşıya getirme. Boş ver tansiyon bir iner, bir çıkar. İçinde ki çocuğu uyar bu akşam. var mısın...? Merak etme, kaygılanma yarınlar bizim. Elli yıl daha yaşamasak da... !!!
M.Yayla-Görele
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve goreleden.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

03
Mayıs
01
Mayıs
29
Nisan
27
Nisan
25
Nisan
21
Nisan
17
Nisan
14
Nisan
11
Nisan
08
Nisan
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.