Ülkemizin en büyük evcil hayvan mağazası olan tcremix.org sitemizde kedi veya köpek besleyenler için hayatlarını kolaylaştıracak çok sayıda ürün bulunuyor. Bunların en başında mamalar geliyor eğer köpek besliyorsanız köpek maması başta olmak üzere yavru köpek maması, yaşlı köpek maması, light köpek maması, tahılsız köpek maması, konserve köpek yaş mama ürünlerini bulabileceğiniz gibi köpek sağlık ürünleri, köpek ödülleri, köpek bakım ürünleri, köpek aksesuarları, köpek mama su kapları, köpek oyuncakları, köpek eğitim ürünleri, köpek tasmaları gibi işlerinizi kolaylaştıracak çok sayıda ürünü bulabilirsiniz. Kedi besleyen arkadaşlar başta kedi maması ana kategorimiz olmak üzere konserve kedi yaş maması, yavru kedi konserve maması, yavru kedi maması, kısırlaştırılmış kedi maması, yaşlı kedi maması, yetişkin kedi maması, light diyet kedi maması kategorilerimizi ziyaret ederek kedinizin temel beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilirisiniz. Diğer yandan ihtiyaç duyabileceğiniz diğer ürünleri kedi ödülleri, kedi tuvaletleri, kedi oyuncakları, kedi vitaminleri, kedi kumu, kedi aksesuarları, kedi bakım ürünleri, kedi mama su kapları ana kategorilerimizden bulabilirsiniz. Ayrıntılı armaa için alt kategorilerimize de göz atmanızda fayda var. Türkiye 'nin en büyük online pet shop mağazası tcremix.org sitemize hepiniz davetlisiniz.
Esenyurt Escort

ctwpaa.org https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler

Mustafa YAYLA
Köşe Yazarı
Mustafa YAYLA
 

SÜLEYMAN DAYI VE ARABASI

Dik vadinin zirvesinde kocaman ağaçların dökülen yapraklarının üzerine oturup ağaçların arasından etrafı izlerken kurşundan bulutların gölgesi düşmüştü denize.Üşümüş tonlarca kurşun ağırlığında ki bulutların altında kımıldamadan durmaya çalışıyordu.İncecik bir sis üzerini kaplamıştı.Ben yazarken o kurşundan bulutların altında üşümekten titrerken,Çok uzaklardan bir kalem kalınlığında,bir kalem boyunda ufuklara teğet bir gemiye yol gösteriyordu yine de deniz.Hava o kadar sertti ki insanın içi ürperiyordu.Kendi kendime koca denizin baş edemediği soğukla sen mi baş edeceksin deyip soğuğu daha içten hissederek soğuğa tam teslim olacaktım ki,kasabada İki kollu,iki tekerlekli hamal arabasını çeken Süleyman dayı geldi aklıma.Alçak boyu,iri vücudu,karısının ördüğü yıllanmış V yaka kazağı,kahve rengi dizleri yamalı kadife yıllanmış şarap gibi pantolonu,boynunda sofra bezi ebadında beyazı yitip gitmiş atkısıyla belki tonlarca ağırlığındaki çimento çuvallarını Çekişi geldi gözlerimin önüne.İki eli arabanın iki kolunda arabaya asılırken kalın ipten boyunduruğu iman tahtasının üzerinde, yere yapışmış dönmeye çalışan çıkma oto lastiklerinin stabilize yolda yalpalar yaparak dönmesi,bir çukura düşünce lastiklerin inatçı keçi gibi donup kalması,Ama o adam asla pes etmez o tekerleri döndürür tekerler dönmeye başlayınca alnından fışkıran terini beyazı kaybolmuş şalına siler şalı bardakta ki çay gibi ter tüterdi.Üşüdüğü mü unutup onun alnından fışkıran,şalından tüten teri hatırladığımda ısını verdim.Sanki ağustos sıcağında buram buram terledim.Deniz hala üşüyor bulutlardan nal para yağıyordu.Ben Süleyman dayının Ekmek kazandığı el arabasının tonlarca yükü altında,Süleyman dayının alın terinin sıcaklığında ısınmanın bahtiyarlığını yaşadım.Rahmetle yad ediyor.Aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyorum....M.Yayla-Görele  
Ekleme Tarihi: 25 Aralık 2021 - Cumartesi

SÜLEYMAN DAYI VE ARABASI

Dik vadinin zirvesinde kocaman ağaçların dökülen yapraklarının üzerine oturup ağaçların arasından etrafı izlerken kurşundan bulutların gölgesi düşmüştü denize.Üşümüş tonlarca kurşun ağırlığında ki bulutların altında kımıldamadan durmaya çalışıyordu.İncecik bir sis üzerini kaplamıştı.Ben yazarken o kurşundan bulutların altında üşümekten titrerken,Çok uzaklardan bir kalem kalınlığında,bir kalem boyunda ufuklara teğet bir gemiye yol gösteriyordu yine de deniz.Hava o kadar sertti ki insanın içi ürperiyordu.Kendi kendime koca denizin baş edemediği soğukla sen mi baş edeceksin deyip soğuğu daha içten hissederek soğuğa tam teslim olacaktım ki,kasabada İki kollu,iki tekerlekli hamal arabasını çeken Süleyman dayı geldi aklıma.Alçak boyu,iri vücudu,karısının ördüğü yıllanmış V yaka kazağı,kahve rengi dizleri yamalı kadife yıllanmış şarap gibi pantolonu,boynunda sofra bezi ebadında beyazı yitip gitmiş atkısıyla belki tonlarca ağırlığındaki çimento çuvallarını Çekişi geldi gözlerimin önüne.İki eli arabanın iki kolunda arabaya asılırken kalın ipten boyunduruğu iman tahtasının üzerinde, yere yapışmış dönmeye çalışan çıkma oto lastiklerinin stabilize yolda yalpalar yaparak dönmesi,bir çukura düşünce lastiklerin inatçı keçi gibi donup kalması,Ama o adam asla pes etmez o tekerleri döndürür tekerler dönmeye başlayınca alnından fışkıran terini beyazı kaybolmuş şalına siler şalı bardakta ki çay gibi ter tüterdi.Üşüdüğü mü unutup onun alnından fışkıran,şalından tüten teri hatırladığımda

ısını verdim.Sanki ağustos sıcağında buram buram terledim.Deniz hala üşüyor bulutlardan nal para yağıyordu.Ben Süleyman dayının Ekmek kazandığı el arabasının tonlarca yükü altında,Süleyman dayının alın terinin sıcaklığında ısınmanın bahtiyarlığını yaşadım.Rahmetle yad ediyor.Aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyorum....M.Yayla-Görele

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve goreleden.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

25
Nisan
21
Nisan
17
Nisan
14
Nisan
11
Nisan
08
Nisan
03
Nisan
30
Mart
29
Mart
26
Mart
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.