Ülkemizin en büyük evcil hayvan mağazası olan tcremix.org sitemizde kedi veya köpek besleyenler için hayatlarını kolaylaştıracak çok sayıda ürün bulunuyor. Bunların en başında mamalar geliyor eğer köpek besliyorsanız köpek maması başta olmak üzere yavru köpek maması, yaşlı köpek maması, light köpek maması, tahılsız köpek maması, konserve köpek yaş mama ürünlerini bulabileceğiniz gibi köpek sağlık ürünleri, köpek ödülleri, köpek bakım ürünleri, köpek aksesuarları, köpek mama su kapları, köpek oyuncakları, köpek eğitim ürünleri, köpek tasmaları gibi işlerinizi kolaylaştıracak çok sayıda ürünü bulabilirsiniz. Kedi besleyen arkadaşlar başta kedi maması ana kategorimiz olmak üzere konserve kedi yaş maması, yavru kedi konserve maması, yavru kedi maması, kısırlaştırılmış kedi maması, yaşlı kedi maması, yetişkin kedi maması, light diyet kedi maması kategorilerimizi ziyaret ederek kedinizin temel beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilirisiniz. Diğer yandan ihtiyaç duyabileceğiniz diğer ürünleri kedi ödülleri, kedi tuvaletleri, kedi oyuncakları, kedi vitaminleri, kedi kumu, kedi aksesuarları, kedi bakım ürünleri, kedi mama su kapları ana kategorilerimizden bulabilirsiniz. Ayrıntılı armaa için alt kategorilerimize de göz atmanızda fayda var. Türkiye 'nin en büyük online pet shop mağazası tcremix.org sitemize hepiniz davetlisiniz.
Esenyurt Escort

ctwpaa.org https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler

Mustafa YAYLA
Köşe Yazarı
Mustafa YAYLA
 

TRAŞ

Aklıma nereden gelir bilmem. Bu gün traş olurken, yüzüm köpükler içinde çocukluğuma gidi verdim birden. Karşımda ki aynaya dedemle, Babaannem yansıyı verdi. Dedem ufak tefek, Ali Amca'mın benzetmesi Karamürsel sepeti gibi bir adamdı. Yüzünde hiç et yoktu. Elmacık kemikleri çıkmış, yanakları içine batsa da erkeklerin başına musallat sakalları sık ve sert olacaktı ki, çok sık traş olurdu. Nedenini bilmesem de, Dedemi Babaannem traş ederdi hep. Kocaman heybetli bir kadındı. Dedemin başı kadar yumrukları vardı. Başında yazması ile on parmağında binlerce maharet vardı. Ufacık avuç kadar bir tasta, yıllardır kullanılmış traş fırçasını sıcak suya daldırır, silindir şeklindeki sabuna sürer, Sonra da dedemin çökmüş,bir deri parçası yüzünü köpüğe bulardı. Sonra ''T'' Benzer alete kullanılmış, en yeni jileti takar kazımaya başlardı Dedemin sakalını. Yanakları etli olsa kolaydı elbet. Ama dedemin sakallarını kazımak ne kadar zordu. Dedem Babaannemin zorlandığını hissedince yanaklarını şişirirdi. Dudaklarının altına gelince jilet, dilini içeriden destek verirdi. Jiletin değdiği yerlerden, beyaz sabun köpüklerinden beyaza inat kan damlacıkları akmaya başlardı. jilet kesiği öyle bir kanardı ki. Babaannem kuruladıkça kanamalar artardı. Eline tasın kenarında kurşun kalem kalınlığında serçe parmağı kadar uzunluğunda ki kan taşını sürünce Dedemi yakar, dedem kızarak, öfkeden hoplayarak -Yine mi kestin Name, diye bağırır. tam o sırada her zaman ki öksürüğe tutulurdu. Babaannem Üzülür diyecek bir söz bulamaz yüzünü şekilden şekile sokarak ağlamamak için bahaneler aradı. Çünkü Babaannem ağlamayı çok severdi. bir çocuk gibi hep ağlardı. Başındaki yazmasının üzerine alnını sıkacak şekilde bir tülbent sarardı hep. O da hep baş ağrısından şikayet ederdi. Dedemi traşı zar, zor biter havlu ile kurulanır, kolonya ile yıkanırdı. hatırlamaya çalışıyorum ama bulamıyorum. Belki de ayna yoktu o yıllar. Kimse kendini tanımıyordu. Yüzünü tarif et deseler kimse yüzünü tasvir edemezdi. Yuvarlak el içi kadar aynalar vardı. Arkasında kırmızı öten bir horoz resmi vardı. Ne anlama geliyorsa. Neden horoz resmi, bir gül değildi. Birden yüzümdeki köpüğün söndüğünü hissettim. tekrar köpükledim. Belki de, elli beş yıllık bir yolu, bir kaç dakikada gitmiş gelmiştim. Elime üç bıçaklı makinamı aldım. hiç kesmeden kanamadan traşımı tamamladım. Ayna ters gösterse de, Dedemle babaannemin yaşadığı eziyeti yaşamadım. Zaman değişti değişmesine de, yine o yokluk yıllarımı geliyor diye düşünmedim de değil hani. Düşüncelerimin gerçekleşmemesi umuduyla......! M.Yayla-Görele
Ekleme Tarihi: 06 Ocak 2024 - Cumartesi

TRAŞ

Aklıma nereden gelir bilmem. Bu gün traş olurken, yüzüm köpükler içinde çocukluğuma gidi verdim birden. Karşımda ki aynaya dedemle, Babaannem yansıyı verdi. Dedem ufak tefek, Ali Amca'mın benzetmesi Karamürsel sepeti gibi bir adamdı. Yüzünde hiç et yoktu. Elmacık kemikleri çıkmış, yanakları içine batsa da erkeklerin başına musallat sakalları sık ve sert olacaktı ki, çok sık traş olurdu. Nedenini bilmesem de, Dedemi Babaannem traş ederdi hep. Kocaman heybetli bir kadındı. Dedemin başı kadar yumrukları vardı. Başında yazması ile on parmağında binlerce maharet vardı. Ufacık avuç kadar bir tasta, yıllardır kullanılmış traş fırçasını sıcak suya daldırır, silindir şeklindeki sabuna sürer, Sonra da dedemin çökmüş,bir deri parçası yüzünü köpüğe bulardı. Sonra ''T'' Benzer alete kullanılmış, en yeni jileti takar kazımaya başlardı Dedemin sakalını. Yanakları etli olsa kolaydı elbet. Ama dedemin sakallarını kazımak ne kadar zordu. Dedem Babaannemin zorlandığını hissedince yanaklarını şişirirdi. Dudaklarının altına gelince jilet, dilini içeriden destek verirdi. Jiletin değdiği yerlerden, beyaz sabun köpüklerinden beyaza inat kan damlacıkları akmaya başlardı. jilet kesiği öyle bir kanardı ki. Babaannem kuruladıkça kanamalar artardı. Eline tasın kenarında kurşun kalem kalınlığında serçe parmağı kadar uzunluğunda ki kan taşını sürünce Dedemi yakar, dedem kızarak, öfkeden hoplayarak
-Yine mi kestin Name, diye bağırır. tam o sırada her zaman ki öksürüğe tutulurdu. Babaannem Üzülür diyecek bir söz bulamaz yüzünü şekilden şekile sokarak ağlamamak için bahaneler aradı. Çünkü Babaannem ağlamayı çok severdi. bir çocuk gibi hep ağlardı. Başındaki yazmasının üzerine alnını sıkacak şekilde bir tülbent sarardı hep. O da hep baş ağrısından şikayet ederdi. Dedemi traşı zar, zor biter havlu ile kurulanır, kolonya ile yıkanırdı. hatırlamaya çalışıyorum ama bulamıyorum. Belki de ayna yoktu o yıllar. Kimse kendini tanımıyordu. Yüzünü tarif et deseler kimse yüzünü tasvir edemezdi. Yuvarlak el içi kadar aynalar vardı. Arkasında kırmızı öten bir horoz resmi vardı. Ne anlama geliyorsa. Neden horoz resmi, bir gül değildi. Birden yüzümdeki köpüğün söndüğünü hissettim. tekrar köpükledim. Belki de, elli beş yıllık bir yolu, bir kaç dakikada gitmiş gelmiştim. Elime üç bıçaklı makinamı aldım. hiç kesmeden kanamadan traşımı tamamladım. Ayna ters gösterse de, Dedemle babaannemin yaşadığı eziyeti yaşamadım. Zaman değişti değişmesine de, yine o yokluk yıllarımı geliyor diye düşünmedim de değil hani. Düşüncelerimin gerçekleşmemesi umuduyla......!
M.Yayla-Görele
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve goreleden.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

03
Mayıs
01
Mayıs
29
Nisan
27
Nisan
25
Nisan
21
Nisan
17
Nisan
14
Nisan
11
Nisan
08
Nisan
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.