Sayın Cumhurbaşkanı, yerel yöneticilerinizi merkezi yönetimi oluşturan partiden seçin derken doğru söylüyor.  Bakın diyor, Hatay'a hizmet geldi mi? Sonra kendisi cevaplıyor, gelmedi! Daha ne desin? Bunu geçmişte Turgut Özal da söylemişti. Yerel yöneticilerinizi hükümetle uyumlu partilerden seçin demişti.  O bu kadar açık söylememişti, Biz yoksak doğalgaz yok dememişti. Ama seçimde beklenmedik bir sonuç ortaya çıkmıştı. Yerel seçimi ve belediyeleri büyük ölçüde muhalefet partisi kazanmış, Özal bu defa; millet bize bir ders verdi ancak kantarın topuzunu fazla kaçırdı demişti. Tarih tekerrürden ibaretmiş, kim bilir belki de yeni bir tekrar yaşayacaktır bu ülke!  Bir de eski Türkiye' de seçimlere sanıyorum üç ay kala içişleri, ulaştırma ve adalet bakanları yasa gereği istifa eder, yerlerine bağımsız bakanlar gelirdi. Bir siyasi partiye mensup bakanlar olur da kendi partileri lehinde devlet kaynaklarını kullanır veya kendi partisi yönünde taraf tutar diye böyle bir uygulama vardı. Bugün ki bakanları gördükçe gel de eski Türkiye'yi özleme! Sayın bakanlarımız partilerinin adayları seçimi kazansın diye il il meydan meydan gezip propaganda yapıyorlar. Bazıları da Sayın Cumhurbaşkanı gibi konuşup, hükümetin adayını kazandırmazsanız hizmet alamazsınız diyorlar. Devlet hizmetlerinin kendi tekellerinde olduğunu zannediyorlar. Peki, bunlar böyle diyor diye seçmen onlara mı oy verecek? Seçmen de kendince bir yöntem geliştirmiş; Cumhurbaşkanı doğru söylüyor diyorlar. Ancak yerel seçimde kendi siyasi görüşlerini temsil eden adayları seçip, cumhurbaşkanlığı seçiminde Cumhurbaşkanını yerel yöneticilerle uyumlu bir partiden seçecekler.  Yerel yöneticiler Cumhurbaşkanıyla uyumlu değil, Cumhurbaşkanı yerel yöneticilerle uyumlu olacak. Seçmen bunu kurgulamaya çalışıyor bu söylemlerden sonra. Diyelim ki şu anda Adalet ve Kalkınma Partili bir cumhurbaşkanı var. Yerel yöneticilerin de bu partiden seçilmesini istiyor. Yoksa Hatay gibi olursunuz, depremin vurduğu yetmezmiş gibi biz de bir vururuz diyorlar. Hatay'a hizmet geldi mi? Gelmedi! Seçmen de yerel yönetimleri muhalefet partilerinden seçerek işe başlayacak. Cumhurbaşkanlığı seçiminde de muhalefetin adayını cumhurbaşkanı seçerek sistem bütünlüğünü tamamlamış olacak.  Yerel yönetimlerle cumhurbaşkanı aynı siyasi partiden olacak. Cumhurbaşkanın eli yerel yöneticilerin omzunda olacak. Böylelikle Sayın Erdoğan'ın nihayet bir tezi doğrulanmış olacak, Siyaset uzun zaman kurguları isteyen bir iştir. Siyasette her şey bugünden yarına olmaz. Politikalar beş yıllıktır, on yıllıktır hatta elli yıllıktır. Geleceği bugünden kurgularsınız. Seçmen de bugünden dört yıl sonrasını kurguluyor. Önce yerel seçimi kazanacak seçmen, sonra da cumhurbaşkanlığı seçimini. Ve o beklenen siyasi uyum gerçekleşmiş olacak. Bu seçimde kantarın topuzu biraz fazla kaçarsa şaşırmayın. Çünkü hiçbir seçimde seçmen bu kadar açık tehdit edilmemişti.  Meydanlardan, kürsülerden bu kadar çok korkutulmamıştı.  Hiçbir seçimde bakanlar bu kadar alenen seçim çalışmasına katılmamıştı. Milletimizin bu korkutmalara bir tepkisi olacaktır. Geçmişte yaşandı, tekrar yaşanması da mümkündür. Bu millet bu kadarını kaldıramaz. Bu millet mağdurun yanında yer alacaktır.