Ülkemizin en büyük evcil hayvan mağazası olan tcremix.org sitemizde kedi veya köpek besleyenler için hayatlarını kolaylaştıracak çok sayıda ürün bulunuyor. Bunların en başında mamalar geliyor eğer köpek besliyorsanız köpek maması başta olmak üzere yavru köpek maması, yaşlı köpek maması, light köpek maması, tahılsız köpek maması, konserve köpek yaş mama ürünlerini bulabileceğiniz gibi köpek sağlık ürünleri, köpek ödülleri, köpek bakım ürünleri, köpek aksesuarları, köpek mama su kapları, köpek oyuncakları, köpek eğitim ürünleri, köpek tasmaları gibi işlerinizi kolaylaştıracak çok sayıda ürünü bulabilirsiniz. Kedi besleyen arkadaşlar başta kedi maması ana kategorimiz olmak üzere konserve kedi yaş maması, yavru kedi konserve maması, yavru kedi maması, kısırlaştırılmış kedi maması, yaşlı kedi maması, yetişkin kedi maması, light diyet kedi maması kategorilerimizi ziyaret ederek kedinizin temel beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilirisiniz. Diğer yandan ihtiyaç duyabileceğiniz diğer ürünleri kedi ödülleri, kedi tuvaletleri, kedi oyuncakları, kedi vitaminleri, kedi kumu, kedi aksesuarları, kedi bakım ürünleri, kedi mama su kapları ana kategorilerimizden bulabilirsiniz. Ayrıntılı armaa için alt kategorilerimize de göz atmanızda fayda var. Türkiye 'nin en büyük online pet shop mağazası tcremix.org sitemize hepiniz davetlisiniz.
Esenyurt Escort

ctwpaa.org https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler

Mustafa YAYLA
Köşe Yazarı
Mustafa YAYLA
 

BEŞİK

Ben çocukken hiç oyuncaklarım almadı. Beşiğin oklavasında asılı mavi boncuklarla oynadım. İşte benim ilk göz göz ağrımdır mavi. Minicik ellerim mavi ile oynarken maviyi hissetmese de, Hala bebekliğimden kalma büyümeyen gözlerim maviyi gördüğünde maviye can atar. Bu bazen denizin suyunda, bazen bitmez tükenmez gökyüzünün boşluğunda bir kuş olur uçurur beni. Bilmem hiç farkına vardınız mı ? İnsanın göz bebekleri hiç büyümüyor. Sanki çocukluğumuzdan kalma tek organımız. Çünkü hep aynı görür. Renkler, şekiller, cisimler hep ilk dünyayı tanımaya başladığımız zamanda ki gibidir. Beşiklere sırt üstü yatırırlardı bizi. Ellerimizi ayaklarımızı sıkıca yürek dedikleri iki karış bezle sararlar, iki parmak kalınlığındaki elde dokuma yürek ipleri ile beşiğin üstüne boydan boya uzanan oklava denen ağaca bağlarlardı. Oklavanın üzerine mevsimine göre kış ise kalın battaniye, Yaz ise beyaz portlu çarşaf atarlardı. Beşik sallanırken baş ve ayak uçlarında ki ağaçtan şıngıraklar Ağaçların, yaprakların, rüzgarın şarkısını söylerdi. Uyur giderdik bilmediğimiz beşik uykularında. Saatler sonra ellerimiz yürekten çıkardı. Boncuklarla minicik parmaklarımızın dansı başlardı. Parmaklarımız o kadar ufacıktı ki boncuğun deliğinden geçek olurdu. İşte biz bu beşiklerde yatarken öğrendik ellerimizi kullanmayı.Beşiklerden çıkınca kendi oyuncaklarımızı hep kendimiz yaptık. Ne bıçaktan korktuk, ne ağacın sertliğinden. Ufacık kayıklar yaptık, Yüzmedi belki battı ama parmağımızı kesmesini o kayığı yaparken öğrendik. Kanın kırmızı olduğunu ilk kesiklerimiz de keşfettik. Parmağımız kesilmiş deyip acımadılar bazen ,Neden bıçağı aldın deyip bağırdılar. Bağırdılar ama yaramızı da çaputlarla sardılar. Düşe kalka büyüdük. Dizlerimiz de Düşmekten yara eksik olmazdı.Kabuk bağlardı kalın kalın. Yıkanırken su ile yumuşar suya düşerdi ağaç kabukları gibi. Kabuğun çıktığı yer pembe gül renginde parlardı diz kapaklarımız da, Sanal oyunlarımız hiç olmadı. hep mahalle arkadaşlarımızla oyunlar oynardık.Bazen kavga eder gözlerimizi yumruk darbeleriyle şişirdik.Yarın unutur yine tadına doyulmaz oyunlar kurardık. Şimdilerde beşikler kalktı tavana asıldı, Oyunlar bitti sanal dünyalar elimizde kaldı. Çocukluğumuzdan elimizde büyümeyen bir göz bebeklerimiz kaldı. Sadece maviler kaldı göz bebeklerimiz de. Diğer renklerde yitip gitti. Denizin mavisinde balıklar, gökyüzünün boşluğunda kuşlar yad oldu gitti. Neredesin parmağımın deliğinden geçen mavi boncuk, Ninnisiyle uyuduğum ağaçtan şınğırdak....M.Yayla-Görele  
Ekleme Tarihi: 20 Temmuz 2022 - Çarşamba

BEŞİK

Ben çocukken hiç oyuncaklarım almadı.

Beşiğin oklavasında asılı mavi boncuklarla oynadım. İşte benim ilk göz göz ağrımdır mavi. Minicik ellerim mavi ile oynarken maviyi hissetmese de, Hala bebekliğimden kalma büyümeyen gözlerim maviyi gördüğünde maviye can atar. Bu bazen denizin suyunda, bazen bitmez tükenmez gökyüzünün boşluğunda bir kuş olur uçurur beni. Bilmem hiç farkına vardınız mı ? İnsanın göz bebekleri hiç büyümüyor. Sanki çocukluğumuzdan kalma tek organımız. Çünkü hep aynı görür. Renkler, şekiller, cisimler hep ilk dünyayı tanımaya başladığımız zamanda ki gibidir. Beşiklere sırt üstü yatırırlardı bizi. Ellerimizi ayaklarımızı sıkıca yürek dedikleri iki karış bezle sararlar, iki parmak kalınlığındaki elde dokuma yürek ipleri ile beşiğin üstüne boydan boya uzanan oklava denen ağaca bağlarlardı. Oklavanın üzerine mevsimine göre kış ise kalın battaniye, Yaz ise beyaz portlu çarşaf atarlardı. Beşik sallanırken baş ve ayak uçlarında ki ağaçtan şıngıraklar Ağaçların, yaprakların, rüzgarın şarkısını söylerdi. Uyur giderdik bilmediğimiz beşik uykularında. Saatler sonra ellerimiz yürekten çıkardı. Boncuklarla minicik parmaklarımızın dansı başlardı. Parmaklarımız o kadar ufacıktı ki boncuğun deliğinden geçek olurdu. İşte biz bu beşiklerde yatarken öğrendik ellerimizi kullanmayı.Beşiklerden çıkınca kendi oyuncaklarımızı hep kendimiz yaptık. Ne bıçaktan korktuk, ne ağacın sertliğinden. Ufacık kayıklar yaptık, Yüzmedi belki battı ama parmağımızı kesmesini o kayığı yaparken öğrendik. Kanın kırmızı olduğunu ilk kesiklerimiz de keşfettik. Parmağımız kesilmiş deyip acımadılar bazen ,Neden bıçağı aldın deyip bağırdılar. Bağırdılar ama yaramızı da çaputlarla sardılar. Düşe kalka büyüdük. Dizlerimiz de Düşmekten yara eksik olmazdı.Kabuk bağlardı kalın kalın. Yıkanırken su ile yumuşar suya düşerdi ağaç kabukları gibi. Kabuğun çıktığı yer pembe gül renginde parlardı diz kapaklarımız da, Sanal oyunlarımız hiç olmadı. hep mahalle arkadaşlarımızla oyunlar oynardık.Bazen kavga eder gözlerimizi yumruk darbeleriyle şişirdik.Yarın unutur yine tadına doyulmaz oyunlar kurardık. Şimdilerde beşikler kalktı tavana asıldı, Oyunlar bitti sanal dünyalar elimizde kaldı. Çocukluğumuzdan elimizde büyümeyen bir göz bebeklerimiz kaldı. Sadece maviler kaldı göz bebeklerimiz de. Diğer renklerde yitip gitti. Denizin mavisinde balıklar, gökyüzünün boşluğunda kuşlar yad oldu gitti. Neredesin parmağımın deliğinden geçen mavi boncuk, Ninnisiyle uyuduğum ağaçtan şınğırdak....M.Yayla-Görele

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve goreleden.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

01
Mayıs
29
Nisan
27
Nisan
25
Nisan
21
Nisan
17
Nisan
14
Nisan
11
Nisan
08
Nisan
03
Nisan
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.