Yaklaşan cumhurbaşkanı ve milletvekili seçiminde seçim kampanyaları süresince, ülkemizin yaşadığı deprem felaketi nedeniyle müzikli faaliyetler yapılmayacak Meydanlarda seçim şarkıları çalınmayacak. Arabalara konulan ses sistemiyle mahalle aralarında günün hemen her saatinde siyasi partilerin seçim şarkıları son ses açılarak dolaşılmayacak. Bu arabalarla köy köy gezilmeyecek. Sessiz ve sükûnetle geçecek bir seçim kampanya dönemi yaşayacağız. Çok iyi oldu, isabetli bir karar! Şu meydanlara ve yollara asılan parti flamaları, direklere ve duvarlara yapıştırılan fotoğraf ve bildiriler konusunda bir karar olup olmadığını henüz bilmiyorum ama dilerim onlar da yapılmaz ve o gereksiz harcamalar ve önlenemez israf da sona ermiş olur. Eski Türkiye'de bunlar yoktu zaten. Meydanlarda seçim konuşmaları yapılırdı. Bir de radyo konuşmaları vardı. Seçmen, oy vereceği siyasi parti liderini ancak buralardan tanırdı. Bolca gazete okunurdu. Gazetede fotoğrafını görürdü parti başkanlarının. Seçim meydanları gerçekten dolardı. Partiler araç tutarak seçmen taşımazdı meydanlara, insanlar kendi paralarıyla dolmuşa binerek giderdi liderleri görmeye. Başka türlü göremediği parti başkanını ancak meydanlarda görebilirdi. Şimdi öyle mi? Adamlar evimizin içinde, burnumuzun dibinde. Nerde ne konuştukları anında canlı yayınla odamızda, işyerimizde, arabamızda; cebimizde veya avucumuzda. Daha meydanlarda neyini göreceğiz! Onun için meydanlara gitmeyen seçmenleri partiler araba tutarak taşımaya çalışıyorlar. Meydanlara gelmesi için seçmene dürüm ayran dağıtanları bile gördük. Ya da ünlü bir sanatçıya konser verdirip arkasına konuşma yapan liderler gördük. Seçimlerde şarkı çalmaya 1983 seçimlerinde Anavatan Partisi'yle başladık. Partinin logosu arı peteği şeklinde çizilmiş bir Türkiye haritası ve onun üzerinde bir arıydı. Buna uygun olarak da 1970 yılında sözlerini Mehmet Erbulan'ın yazdığı, İsmet Nedim'in bestelediği ve dönemin ünlü sanatçıları tarafından plaklara okunan, hatta sinema filmi yapılan Arım Balım Peteğim isimli şarkı uyarlanarak seçim şarkısı yapılmıştı. Öteki partiler durur mu? Hemen onlar da seçim şarkıları yaparak meydanlara indiler. Ve ondan sonra bir gürültüdür gidiyor! Bir yerel seçim öncesi Alanya'da bulundum ve bir tane seçim şarkısı çalınan araç görmedim. Belli ki turistik yörelerde dışarıdan gelen konuklara saygı duydukları için buna özen göstermişler. Yabancıya saygı var da yerli ye yok mu? Nedir bu gürültü! Bu şarkıların seçmeni ne kadar etkilediği bilimsel çalışmalarla araştırılıp belirlenmiş midir bilmiyorum ama ortalığın bu kadar gürültüye boğulmasını hiç doğru bulmuyorum. Deprem dolayısıyla bu seçim uygulamadan kaldırdığımız müzikli seçim kampanyalarını bundan sonraki seçimlerde de sürdürelim. Bunlar her ne kadar kararsız seçmeni etkilemeye yönelik çalışmalarsa da artık seçmen onlarca kanaldan partileri ve liderlerini tanıyor. Konuşmalarını biliyor. İcraatlarını değerlendiriyor. Hiçbir lider artık seçmenine yeni bir şey veremiyor. Heyecan yaratamıyor. Sürükleyemiyor. Umut olamıyor. Coşturamıyor. Bunu iki şarkı çalarak mı yapacaksınız? Bu seçimde çalınmayacak ve göreceksiniz bu sükûnet ortamı daha verimli olacak. Bu bir eksiklik olarak yansımayacak seçimlere. Meydan konuşmaları da yapmayalım. Meydanlarda televizyonlarda söylediklerinizden başka bir şey mi söyleyeceksiniz? O eskidendi, haber alma araçlarımız bu kadar yokken! Şimdi bütün diyeceklerinizi biliyoruz. Kendinizi tekrarlamaktan ne siz yorulun ne de bizi yorun. Biz sizi biliyoruz. Şarkılarla Türklerle artık etkileyemezsiniz. Biraz sükûnet hem size hem bize iyi gelecek. Biraz kafamızı dinleyelim izninizle!