Ülkemizin en büyük evcil hayvan mağazası olan tcremix.org sitemizde kedi veya köpek besleyenler için hayatlarını kolaylaştıracak çok sayıda ürün bulunuyor. Bunların en başında mamalar geliyor eğer köpek besliyorsanız köpek maması başta olmak üzere yavru köpek maması, yaşlı köpek maması, light köpek maması, tahılsız köpek maması, konserve köpek yaş mama ürünlerini bulabileceğiniz gibi köpek sağlık ürünleri, köpek ödülleri, köpek bakım ürünleri, köpek aksesuarları, köpek mama su kapları, köpek oyuncakları, köpek eğitim ürünleri, köpek tasmaları gibi işlerinizi kolaylaştıracak çok sayıda ürünü bulabilirsiniz. Kedi besleyen arkadaşlar başta kedi maması ana kategorimiz olmak üzere konserve kedi yaş maması, yavru kedi konserve maması, yavru kedi maması, kısırlaştırılmış kedi maması, yaşlı kedi maması, yetişkin kedi maması, light diyet kedi maması kategorilerimizi ziyaret ederek kedinizin temel beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilirisiniz. Diğer yandan ihtiyaç duyabileceğiniz diğer ürünleri kedi ödülleri, kedi tuvaletleri, kedi oyuncakları, kedi vitaminleri, kedi kumu, kedi aksesuarları, kedi bakım ürünleri, kedi mama su kapları ana kategorilerimizden bulabilirsiniz. Ayrıntılı armaa için alt kategorilerimize de göz atmanızda fayda var. Türkiye 'nin en büyük online pet shop mağazası tcremix.org sitemize hepiniz davetlisiniz.
Esenyurt Escort

ctwpaa.org https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler

Serdar Kara
Köşe Yazarı
Serdar Kara
 

Zaman bizleri hırçın dalgalar gibi savurup duruyor!...

Hayat Hepimize Bir Rol Vermiş Tutunmaya Çalışıyoruz!... Hayat bu; su gibi geçip gidiyor işte… Kâh gülüyor, kâh ağlıyoruz. Bazen dağları delecek güce sahip yürekler Bazen kuş kanadı kadar narin. Her şeye rağmen yeni bir yıl yeni umutlar, yeni güzellikler demek Aslında hayat ne zormuş değil mi? Kuş olsan kanadını kırıyorlar, çiçek olsan dalını, insan olsan kalbini değil mi? Ne güzel demiş bir şiirinde Nazım Hikmet “Bugün yine çok güzelsin hayat Seni sevdiğimi söylemek gerekiyor içimden Güvercinler uçuruyorum hiç tanımadığım insanlara yüreğimden Tutacaksın bilmiyorum sana uzattığım ellerimden Bugün yine çok güzelsin hayat her şeye rağmen…” Bir gün eninde sonunda bir süre sonra, ”Nimetlerine bir türlü doyamadığımız” bu fani dünyayıbırakıp gideceğimizi asla düşünemiyoruz… O yüzden de, arkamızda kalacak insanların gönüllerine bir aydınlık pencere açacak şeyleri hep ihmal ediyoruz; sevdiğimiz insanları her fırsatta bağrımıza basmak gibi şeyleri mesela… Üzdüğümüz için üzgün olduklarımızdan özür dilemek gibi… Yüz vermemek, iktidarımızı korumak adına bir kol boyu uzak tuttuklarımıza, Onlara çok değer verdiğimizi ve onlarsız bir hayatı düşünmek bile istemediğimizi söylemek gibi… Hayat bu ya, hepimize bir rol vermiş tutunmaya çalışıyoruz… Yaşamaya alışmak zor… Kimilerimiz hayata tutunmayı başarırken, kimilerimiz hayatın kargaşasında sürüklenip gidiyor. Sağlam durmak zor… Emek istiyor bazı şeyleri yoluna koymak, direnmemiz gerekiyor acılara, ayrılıklara… Hayat acımasız… Çoğu zaman arkamızdan vurur bizi. Hiç beklemediğimiz anda, hiç beklemediğimiz kişiler yara açar kalplerimizde… Yetişemeyiz hayatın yalanlarına, karaktersizliğine… Ama haksızlık etmemeli kimseye, yüzümüz gülüyor bazı bazı… Ne var ki bu sefer de biz tadını çıkaramıyoruz geçici mutluluğumuzun… O kadar alışmışız ki acı çekmeye, zamansız gelen kısa mutluluklar şaşırtıyor bizleri… Alışmaya başladığımız anda da uçup gidiyor elimizden... Hayatta hiçbir şeye “dur” diyemiyoruz ne yazık ki. Hayat ellerimizden kayıp giderken sadece baka kalıyoruz olanlara… Küçük bir çocuğun alamadığı oyuncağa baktığı gibi… Bomboş ve çaresiz… Zamanı değerlendirmeyi bir türlü öğrenemiyoruz. Sürekli bir ikilem arasındayız… Hep bir yanımız “kal” diyor, bir yanımız “git”… Bir yanımız “yap” diyor, bir yanımız “yapma”… Kararsızlıklarla öldürüyoruz durduramadığımız zamanı… Yapacak şey çok, ama biz hep “yarın” diyoruz… Hem zamanı, hem sevdiklerimizi erteliyoruz… Günden güne uzaklaşıyoruz, tek başınalığı seçiyoruz. Az ses çok huzur diyoruz… Konuşulan çoğu şeyi dinlemiyor, önemsemiyoruz… Öyle bir gün geliyor ki, yalnız yaşadığımız günlere isyan ediyoruz… Bu hayatı biz seçtik diye kızıyoruz kendimize. Ne yapacaklarımızı yapmış oluyoruz ne de yaşanacak bir mutluluğumuz oluyor. Zamanın gideni getirdiğine değil, var olanı götürdüğüne kötü bir tecrübeyle inanıyoruz… “İyi ki!” demek yerine “keşke!” demeyi seçtiğimiz zamanlara ağlıyoruz… “Keşke, keşke!” diye haykırıyoruz giden zamanımız için… Ne acıdır ki zaman bizleri hırçın dalgalar gibi savurup duruyor… Ve biz sadece giden zamanımızın ardından bakıyoruz… Ne yazık ki zamanı tutamıyoruz o zaman biz de bizim için değerli olanların zamanla elimizden kayıp gitmesine engel olalım… Hiçbir şey için geç değildir ve hiçbir şey için doğru zaman yoktur. Doğru zaman, yapmayı istediğimiz zamandır… Hiçbir şey için geç kalmamalı insan, yarın her şey için çok geç olabilir…
Ekleme Tarihi: 26 Mart 2024 - Salı

Zaman bizleri hırçın dalgalar gibi savurup duruyor!...

Hayat Hepimize Bir Rol Vermiş Tutunmaya Çalışıyoruz!... Hayat bu; su gibi geçip gidiyor işte…

Kâh gülüyor, kâh ağlıyoruz.

Bazen dağları delecek güce sahip yürekler

Bazen kuş kanadı kadar narin.

Her şeye rağmen yeni bir yıl yeni umutlar, yeni güzellikler demek

Aslında hayat ne zormuş değil mi? Kuş olsan kanadını kırıyorlar, çiçek olsan dalını, insan olsan kalbini değil mi?

Ne güzel demiş bir şiirinde Nazım Hikmet

“Bugün yine çok güzelsin hayat

Seni sevdiğimi söylemek gerekiyor içimden

Güvercinler uçuruyorum hiç tanımadığım insanlara yüreğimden

Tutacaksın bilmiyorum sana uzattığım ellerimden

Bugün yine çok güzelsin hayat her şeye rağmen…”

Bir gün eninde sonunda bir süre sonra, ”Nimetlerine bir türlü doyamadığımız” bu fani dünyayıbırakıp gideceğimizi asla düşünemiyoruz…

O yüzden de, arkamızda kalacak insanların gönüllerine bir aydınlık pencere açacak şeyleri hep ihmal ediyoruz; sevdiğimiz insanları her fırsatta bağrımıza basmak gibi şeyleri mesela… Üzdüğümüz için üzgün olduklarımızdan özür dilemek gibi… Yüz vermemek, iktidarımızı korumak adına bir kol boyu uzak tuttuklarımıza, Onlara çok değer verdiğimizi ve onlarsız bir hayatı düşünmek bile istemediğimizi söylemek gibi…

Hayat bu ya, hepimize bir rol vermiş tutunmaya çalışıyoruz… Yaşamaya alışmak zor… Kimilerimiz hayata tutunmayı başarırken, kimilerimiz hayatın kargaşasında sürüklenip gidiyor. Sağlam durmak zor… Emek istiyor bazı şeyleri yoluna koymak, direnmemiz gerekiyor acılara, ayrılıklara…

Hayat acımasız… Çoğu zaman arkamızdan vurur bizi. Hiç beklemediğimiz anda, hiç beklemediğimiz kişiler yara açar kalplerimizde… Yetişemeyiz hayatın yalanlarına, karaktersizliğine…

Ama haksızlık etmemeli kimseye, yüzümüz gülüyor bazı bazı… Ne var ki bu sefer de biz tadını çıkaramıyoruz geçici mutluluğumuzun…

O kadar alışmışız ki acı çekmeye, zamansız gelen kısa mutluluklar şaşırtıyor bizleri… Alışmaya başladığımız anda da uçup gidiyor elimizden... Hayatta hiçbir şeye “dur” diyemiyoruz ne yazık ki. Hayat ellerimizden kayıp giderken sadece baka kalıyoruz olanlara… Küçük bir çocuğun alamadığı oyuncağa baktığı gibi… Bomboş ve çaresiz…

Zamanı değerlendirmeyi bir türlü öğrenemiyoruz. Sürekli bir ikilem arasındayız…

Hep bir yanımız “kal” diyor, bir yanımız “git”…

Bir yanımız “yap” diyor, bir yanımız “yapma”…

Kararsızlıklarla öldürüyoruz durduramadığımız zamanı…

Yapacak şey çok, ama biz hep “yarın” diyoruz…

Hem zamanı, hem sevdiklerimizi erteliyoruz… Günden güne uzaklaşıyoruz, tek başınalığı seçiyoruz. Az ses çok huzur diyoruz… Konuşulan çoğu şeyi dinlemiyor, önemsemiyoruz…

Öyle bir gün geliyor ki, yalnız yaşadığımız günlere isyan ediyoruz… Bu hayatı biz seçtik diye kızıyoruz kendimize. Ne yapacaklarımızı yapmış oluyoruz ne de yaşanacak bir mutluluğumuz oluyor. Zamanın gideni getirdiğine değil, var olanı götürdüğüne kötü bir tecrübeyle inanıyoruz…

“İyi ki!” demek yerine “keşke!” demeyi seçtiğimiz zamanlara ağlıyoruz… “Keşke, keşke!” diye haykırıyoruz giden zamanımız için…

Ne acıdır ki zaman bizleri hırçın dalgalar gibi savurup duruyor… Ve biz sadece giden zamanımızın ardından bakıyoruz…

Ne yazık ki zamanı tutamıyoruz o zaman biz de bizim için değerli olanların zamanla elimizden kayıp gitmesine engel olalım… Hiçbir şey için geç değildir ve hiçbir şey için doğru zaman yoktur. Doğru zaman, yapmayı istediğimiz zamandır… Hiçbir şey için geç kalmamalı insan, yarın her şey için çok geç olabilir…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve goreleden.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.