Hayrettin Günay
Köşe Yazarı
Hayrettin Günay
 

FINDIK BAHÇELERİNDE SÖYLENEN TÜRKÜLER (4)

Bu türküler, bizim buralarda söylenirken Trabzon'da da, fındık bahçelerinde Hüse­yin Dilaver'in yaygınlaştırdığı türkü bırakılıyordur yamaçlara, göklere: Gemiciler kalkalım Şu yelkeni takalım Şuşurup da yelkeni Sırt üstüne yatalım Kızılırmak başına Şu ırgatı atalım Tutalım balık havyar Keyfimize bakalım * * * 1980 ya da 1981'dir. Hayrettin Günay Trabzon Numune Hastanesinde 29 gün fizik tedavi olmuştur. Tedavi sonrası doktoru Nejat Gönenç'ten de onay alarak bir haftalığına kaplıcaya gitmiştir... Fatsa'ya... Ilıca'ya... Bir derenin içindedir Ilıca. Yukarılarda fındık bahçelerinden fındık toplayanların sesi, türküsü gelmektedir. Bir gen­cin sesi:     Müdür Bey'in yeşil kürkü Yeni çıktı bu türkü Müdür Bey izin verdi Söylenecek bu türkü     Yanma da güzelim Yanıyom ben de Mendil salla geliyom ben Bir güzelim uğruna da Verem de oldum Ölüyom ben * * * Bizim kuşak da çok türküler söyledi fındık bahçelerinde... İnek yaymaya giderken türkü defterimi de götürürdüm... Neşet Ertaş'tan, Ali Ekber Çiçek'ten, Mahmut Erdal'dan söylerdim çoğunca. Karadır Şu bahtım Karalar, İki Büyük Nimetim Varlar, Köprüden Geçti Gelinler, Kar mı Yağmış Yüce Dağlar Başınalar, Aldın Aklım Bir Bakıştalar, Yare Gidem Yare Gidemler, Yolumuz Gurbete Düştüler, Ah Neyleyim Gönüller, Yaralı Ceylanım Avcılar Vurmazlar, Atma Beni Ellereler, Yarim Senden Ayrılalılar, Tanrıdan Diledim Bu Kadar Divlekler, Dudağında Kordur Tütenler, Gül Dalında Çalı Biter miler, Başı Pare Pareler...  Kimbilir kaç kez söylendi 1965'le 1975 arasında... Fındık bahçelerinde... Halil. Küçük kardeşim. 1960'lı. Annem öldüğünde 10 yaşındaydı. Ömer öğretmenimizden izin almışlardı. Amcamın torunu Mehmet Günay'la okuldan eve gelmişti ağlayarak. Boynuma sarılmıştı... Ağlıyorduk... Sonra ocak başına geçmişti.. bir çalı parçasıyla düşü­ne düşüne külleri eşelemişti... Halil de güzel sesiyle benim defterimdeki türkülerin tümünü söylemiştir Evin Kapısında, Dikme'de, Deliklitaş'ta, Oyrak'ta, Melibahçesi'nde... O yıllarda Aşık Mahzuni Şeriften, Şah Turna'dan.. da çok söylemiştir Halil... Fındık bahçelerinde:   Def ol git benim yurdumdan Amerika katil katil... * * * Bin darbe gelse de yıldırmaz bizi Birlik olduk güneşe yürüyoruz...     Halil'in söylediği türkülerden bir kaset kaldı, nice fotoğraflarıyla... 1988 Aralık'ının 25'inde yoğun karlı bir günde toprağa verdik Halil'i...
Ekleme Tarihi: 19 October 2022 - Wednesday

FINDIK BAHÇELERİNDE SÖYLENEN TÜRKÜLER (4)

Bu türküler, bizim buralarda söylenirken Trabzon'da da, fındık bahçelerinde Hüse­yin Dilaver'in yaygınlaştırdığı türkü bırakılıyordur yamaçlara, göklere:

Gemiciler kalkalım

Şu yelkeni takalım

Şuşurup da yelkeni

Sırt üstüne yatalım

Kızılırmak başına

Şu ırgatı atalım

Tutalım balık havyar

Keyfimize bakalım

* * *

1980 ya da 1981'dir. Hayrettin Günay Trabzon Numune Hastanesinde 29 gün fizik tedavi olmuştur. Tedavi sonrası doktoru Nejat Gönenç'ten de onay alarak bir haftalığına kaplıcaya gitmiştir... Fatsa'ya... Ilıca'ya... Bir derenin içindedir Ilıca. Yukarılarda fındık bahçelerinden fındık toplayanların sesi, türküsü gelmektedir. Bir gen­cin sesi:

 

 

Müdür Bey'in yeşil kürkü

Yeni çıktı bu türkü

Müdür Bey izin verdi

Söylenecek bu türkü

 

 

Yanma da güzelim

Yanıyom ben de

Mendil salla geliyom ben

Bir güzelim uğruna da

Verem de oldum

Ölüyom ben

* * *

Bizim kuşak da çok türküler söyledi fındık bahçelerinde... İnek yaymaya giderken türkü defterimi de götürürdüm... Neşet Ertaş'tan, Ali Ekber Çiçek'ten, Mahmut Erdal'dan söylerdim çoğunca. Karadır Şu bahtım Karalar, İki Büyük Nimetim Varlar, Köprüden Geçti Gelinler, Kar mı Yağmış Yüce Dağlar Başınalar, Aldın Aklım Bir Bakıştalar, Yare Gidem Yare Gidemler, Yolumuz Gurbete Düştüler, Ah Neyleyim Gönüller, Yaralı Ceylanım Avcılar Vurmazlar, Atma Beni Ellereler, Yarim Senden Ayrılalılar, Tanrıdan Diledim Bu Kadar Divlekler, Dudağında Kordur Tütenler, Gül Dalında Çalı Biter miler, Başı Pare Pareler...  Kimbilir kaç kez söylendi 1965'le 1975 arasında... Fındık bahçelerinde...

Halil. Küçük kardeşim. 1960'lı. Annem öldüğünde 10 yaşındaydı. Ömer öğretmenimizden izin almışlardı. Amcamın torunu Mehmet Günay'la okuldan eve gelmişti ağlayarak. Boynuma sarılmıştı... Ağlıyorduk... Sonra ocak başına geçmişti.. bir çalı parçasıyla düşü­ne düşüne külleri eşelemişti...

Halil de güzel sesiyle benim defterimdeki türkülerin tümünü söylemiştir Evin Kapısında, Dikme'de, Deliklitaş'ta, Oyrak'ta, Melibahçesi'nde... O yıllarda Aşık Mahzuni Şeriften, Şah Turna'dan.. da çok söylemiştir Halil... Fındık bahçelerinde:

 

Def ol git benim yurdumdan

Amerika katil katil...

* * *

Bin darbe gelse de yıldırmaz bizi

Birlik olduk güneşe yürüyoruz...

 

 

Halil'in söylediği türkülerden bir kaset kaldı, nice fotoğraflarıyla... 1988 Aralık'ının 25'inde yoğun karlı bir günde toprağa verdik Halil'i...

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.