Bir işi bilim ve teknikle değil de inatla yaparsanız böyle sonuçların ortaya çıkması normaldir. Onun için ülkemizde yapılan bazı işlerin bugün birer sorun olarak karşımıza çıkması normaldir. O gün yapılan uyarıları dikkate almazsanız bugün bu sorunlarla boğuşmak zorunda kalırsınız. Samsun'la Sarp arasında yapılan Karadeniz Sahil Yolu Projesi'nin en tartışılan bölümü Giresun şehir içi geçişi olmuştur. O gün bu güzergâhın yanlış ve yetersiz olduğunu söyleyenlere ve yazıp çizenlere inat bu proje uygulanmıştır. Bugün Giresun şehir içi geçişinde sorunlar yaşandığı konuşuluyor Giresun'da. Liman kavşağına Dal-Çık yapılacakmış. Bu proje ne kadar yanlışsa Dal-Çık projesi de o kadar yanlıştır. Ama görünen o ki bu proje bütün itirazlara rağmen inadına yapılacaktır. İnadına yapıldığı için de sorunu çözmeyecektir. Çözüm Güney Çevre Yolu'dur. Bu yol sahil yolu yapılırken yapılmalıydı. Doğrusu buydu. O kadar söylendiği halde hep kulak arkası edildi. Kulak arkası edildiği için de bugün şehrin bağrına koca bir delik açmak gündeme geldi. Hadi o gün yapmadınız; bari bugün yapın. Projesi bile hazır. Sadece yapım ihalesi yapılacak. İş bittiğinde de Giresun şehir geçişi sorunu tamamen çözülecek. Bu kadar kolay! Ya şu limandaki silolara ne demeli. O gün inadına o siloları yaptıranlar bugün inadına söktürüyorlar! Anlamak mümkün değil! O silolar yapılırken bunun yanlış olduğunu söyleyenleri, yazanları ve görüş açıklayanları neredeyse terörist ilan edenler bugün dosya sallayarak konuşuyorlar; O silolar sökülecek. Ya hu, Allah aşkına; neden yaptınız, neden söküyorsunuz? Öngörünüz bu kadar mı? Hayır, inadına yaptılar. Yeri gelmişken; bu inadına yapacağız sözü de Sayın Cumhurbaşkanına aittir. Kanal İstanbul'u inadına yapacağız sözü hiç unutulmayacak. Bu söz söylenmemiş olsa da tavır açıkça onu gösteriyor. Siloları sökenlerin yarın Dal-Çık tünelini doldurduğunu gördüğünüzde şaşırmayasınız. Ve Çavuşlu Katı Atık Bertaraf Tesisi… İnadına yapılan işlerden birisi olarak kayıtlara geçmiştir. Yanlış oldu ve bugün sorun olmaya devam ediyor. Yerel seçimler öncesi tesisi kaldıracağız diyen Sayın Bakan da sözünü tutmadı. Bir proje ortaya atıldığında bunun kamuoyunda tartışılması gerekir. Projeyi yapan kurum o bölgenin insanlarıyla bunu görüşmeli öncelikle. Çünkü o projeyi kullanacak olan yöre insanıdır. O bölgenin siyasi parti yetkilileri, sivil toplum kuruluşları, ilgili meslek odaları, basın yayın kurumları o projeyle ilgili olumlu ya da olumsuz görüşlerini ortaya koymalı. Eksik gördüğü noktalara işaret etmeli, kullanım özelliğine göre görüş sunmalı ve eksik gördüğü kesimler için öneriler sunmalı. Proje sahibi kurum da bunları dikkate almalı. Yukarıda örnek olarak aldığımız projelerde bu aşamalar ne kadar takip edildi veya karşı öneriler ne kadar dikkate alındı sorusunu sormadan geçemiyoruz. Belli ki hiç dikkate alınmamış. Alınsaydı bugün bu sorunları yaşar mıydık? Görünen o ki bu ülkeyi yaz-boz tahtasına çevirmişler. Eskiden Ali yaza Veli bozar derdik; şimdi Ali yazıyor Ali bozuyor. Yaparken para harcanıyor yıkarken yine para harcanıyor! Ondan sonra da; bu ülkenin ekonomisi neden düzelmiyor diyoruz, nasıl düzelsin! İnatla, özellikle siyasi inatla yapılan işlerin ömrü bu kadar oluyor. Biz kendi yöremizi biliyoruz, kim bilir başka yörelerde neler yapıyorlar inatla?