Neden'mi? üzücü ama gerçek bu maalesef!
Değerli okuyucularım, basın mensupları olarak,
24 Temmuz'u Basında Sansürün Kaldırılışının 113. Yıldönümü ve
Gazeteciler Basın Bayramı olarak kutlamaktayız.
Ancak kabul etmek gerekir ki basın sektörü her yönüyle zor bir süreçten geçmektedir.
Çok sayıda ulusal ve yerel gazetenin yayın hayatına gerek pandemi öncesi gerek se pandemi sürecinde son vermek zorunda kaldığını ve yüzlerce gazetecinin işsiz kaldığını üzülerek ifade etmek isterim.
Günümüzde gazetecinin yaptıkları habercilik nedeniyle çeşitli gerekçelerle tutuklu ve hükümlü olarak cezaevlerinde yattıklarını söylersem, sanırım durumun vahametini çok daha iyi anlatmış olurum.
Dolayısıyla, 24 Temmuz Basın Bayramı olmaktan çok uzaklaştığı için buruk bir şekilde kutlamaktayız.
Değerli okuyucularım şimdi diyeceksiniz ki
Beklentiniz ne?
Beklentimiz yasama yürütme ve yargı ile birlikte, basın özgürlüğü konusunda ortaya çıkan sorunların biran önce gözden geçirilmesi ve gerekli düzenlemenin yapılması kaçınılmaz hale gelmiştir.
Basın mensuplarının açık ya da örtülü bir şekilde baskı altında olduğunu, saldırıya uğradıklarını ve özgür bir şekilde çalışmalarının engellendiklerini vurgulamam zaten basın camiasının içinde bulunduğu durumu net bir şekilde ortaya koymaktadır.
Dolayısıyla,
" Basın hürdür sansür edilemez" sözü çok uzaklarda kalmıştır ve " Basın/ medya alanında kapsamlı bir şekilde değişime ve yenilenmeye ihtiyaç vardır"
Kim ne derse desin!
Özgür ve tarafsız basın, toplumun her kesiminin güvencesidir.
Unutulmamalıdır ki, özgür ve tarafsız basın demokrasileri ayakta tutan vazgeçilmez unsurlarının en başta gelenidir"
Basın üzerindeki baskıların kalkması, gazetecilerin özgürce haber yapması ve cezaevlerinde yatan gazetecilerin biran önce serbest bırakılmaları dileğimle tüm meslektaşlarımın 24 Temmuz Basın Bayramı' nı en güzel duygularla kutluyor, selam ve sevgilerimi gönderiyorum.