Bir gün aklına gelecek olursam, bana şiir ısmarla. Eylül’ü konuşalım demiş Cemal Süreya.. Sonbaharın bu ilk ayının romantizmi kendine özgüdür… Çıkageldi mi, aşka, sevgiye, dirilmeye, sağlığa, başarıya dair nice beklentiyi de beraberinde getirir. Eylüle dair romanlar, öyküler ve şiirler yazıldı, besteler yapıldı, şarkılar ve türküler yakıldı hep... Filmler çekildi… Ressamların ve fotoğraf sanatçılarının da demirbaş konusu ve rengi oldu Eylül her zaman… Ve hatta eylülün sarı, hüzünlü rengi Van Gogh tablolarına ölümsüz fırça dokunuşlarıyla sonsuza dek resmedildi… Bunaltan, yakıp kavuran yaz sıcaklarından sonra çıkagelen eylülden beklentilerini şair Birhan Eroğlu şöyle anlatır mesela: “Ne mi istiyorum? / Eylül gibi bir şey istiyorum ben; / Yakmasın, üşütmesin. / Sarı-yeşil olsun, / Rüzgâr ılık essin. / Sarı sabrım, yeşil dileğim olsun. / Rüzgâr ılık essin, yağmuru huzur versin…” Özdemir Asaf da dizelerinde; “Hazan dediler, / Hüzün dediler, / Kalbimizi ele verdiler… / Oysa sadece Eylül’dü gelen, / Güzelliği göremediler…” der… Eylülü bir kavuşma ve buluşma ayı olarak algılayan şairler de var… Örneğin Bülent Ortaçgil, “Onca yıl sen burada / Onca yıl ben burada / Yollarımız hiç kesişmemiş / Şu Eylül akşamı dışında” der… Mehmet Rauf’un “Eylül” adlı romanını şimdi kitaplar arasından çekip almanın ve Alpay’ın “Eylül’de Gel” şarkısının eşliğinde sararmış sayfalarından bir kez daha okumanın tam zamanıdır işte şimdi… Eylül romantizmini dolu dolu yaşayabilmek için… Eylül üzüm ayı, bağ bozumu günleridir aynı zamanda… Taptaze şarap kokusuyla buluşmaktır… Alpay'ın gönüllerde ve belleklerde simgeleşen ve unutulmazlar arasındaki yerini alan o çok dokunaklı sonbahar şarkısı "Eylül'de Gel" ile bitireyim yazımı, “Tatil geldiği zaman / Ağlarım ben inan / Gidiyorsun işte / Arkana bakmadan / Nasıl geçer bu yaz? / Ne olur bana yaz / Sen, sen, sen / Sen bir ömre bedel / Yok, yok, yok / Gitme gitme gel / Eylül’de gel / Okul yolu sensiz / Ölüm kadar sessiz / Geçtim o yoldan dün / İçim doldu hüzün / Yapraklar solarken / Adını anarken / Bekletme ne olur/ Gelmek zamanı gel / Yok, yok, yok / Gitme, gitme gel / Eylül’de gel / Eylül’de gel, Eylül’de okul yoluna / Konuşmadan yürüyelim, gireyim koluna / Görenler ‘dönmüş, hem de mutlu’ diyecekler / Ağaçlar sevinçten başımıza konfeti gibi / Yaprak dökecekler…” Eylül’de gel…
Anasayfa
Yazarlar
Seval DEMİREL
Yazı Detayı
Bu yazı 203+ kez okundu.
Eylül…
Bir gün aklına gelecek olursam, bana şiir ısmarla. Eylül’ü konuşalım demiş Cemal Süreya.. Sonbaharın bu ilk ayının romantizmi kendine özgüdür… Çıkageldi mi, aşka, sevgiye, dirilmeye, sağlığa, başarıya dair nice beklentiyi de beraberinde getirir. Eylüle dair romanlar, öyküler ve şiirler yazıldı, besteler yapıldı, şarkılar ve türküler yakıldı hep... Filmler çekildi… Ressamların ve fotoğraf sanatçılarının da demirbaş konusu ve rengi oldu Eylül her zaman… Ve hatta eylülün sarı, hüzünlü rengi Van Gogh tablolarına ölümsüz fırça dokunuşlarıyla sonsuza dek resmedildi…
Bunaltan, yakıp kavuran yaz sıcaklarından sonra çıkagelen eylülden beklentilerini şair Birhan Eroğlu şöyle anlatır mesela: “Ne mi istiyorum? / Eylül gibi bir şey istiyorum ben; / Yakmasın, üşütmesin. / Sarı-yeşil olsun, / Rüzgâr ılık essin. / Sarı sabrım, yeşil dileğim olsun. / Rüzgâr ılık essin, yağmuru huzur versin…”
Özdemir Asaf da dizelerinde; “Hazan dediler, / Hüzün dediler, / Kalbimizi ele verdiler… / Oysa sadece Eylül’dü gelen, / Güzelliği göremediler…” der…
Eylülü bir kavuşma ve buluşma ayı olarak algılayan şairler de var… Örneğin Bülent Ortaçgil, “Onca yıl sen burada / Onca yıl ben burada / Yollarımız hiç kesişmemiş / Şu Eylül akşamı dışında” der…
Mehmet Rauf’un “Eylül” adlı romanını şimdi kitaplar arasından çekip almanın ve Alpay’ın “Eylül’de Gel” şarkısının eşliğinde sararmış sayfalarından bir kez daha okumanın tam zamanıdır işte şimdi… Eylül romantizmini dolu dolu yaşayabilmek için…
Eylül üzüm ayı, bağ bozumu günleridir aynı zamanda… Taptaze şarap kokusuyla buluşmaktır…
Alpay'ın gönüllerde ve belleklerde simgeleşen ve unutulmazlar arasındaki yerini alan o çok dokunaklı sonbahar şarkısı "Eylül'de Gel" ile bitireyim yazımı,
“Tatil geldiği zaman / Ağlarım ben inan / Gidiyorsun işte / Arkana bakmadan / Nasıl geçer bu yaz? / Ne olur bana yaz / Sen, sen, sen / Sen bir ömre bedel / Yok, yok, yok /
Gitme gitme gel / Eylül’de gel / Okul yolu sensiz / Ölüm kadar sessiz / Geçtim o yoldan dün / İçim doldu hüzün / Yapraklar solarken / Adını anarken / Bekletme ne olur/ Gelmek zamanı gel / Yok, yok, yok / Gitme, gitme gel /
Eylül’de gel / Eylül’de gel, Eylül’de okul yoluna / Konuşmadan yürüyelim, gireyim koluna /
Görenler ‘dönmüş, hem de mutlu’ diyecekler /
Ağaçlar sevinçten başımıza konfeti gibi /
Yaprak dökecekler…” Eylül’de gel…
Ekleme
Tarihi: 01 Eylül 2022 - Perşembe
Eylül…
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.