Yeni Bir Ben’i bulmak epey zamanımı aldı, kendimi farkettim, değişimlere direnmek yerine, teslim oldum. Hayat bana rağmen değil, benimle beraber aktı. Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etmedim, akışa bıraktım her şeyi, eğitimler aldım, kendimi sorguladım, Yeni Bir Ben’i yarattım.
Hem değişimden korkuyor hem de yaşamınızda hiçbir şeyin kıpırdamadığından şikayet ediyorsanız, kendinizi ve yaşam kalıplarınızı, alışkanlıklarınızı gözden geçirmelisiniz.
Yaşamınızın neresinde tıkanıklık hissediyorsanız oraya yönelin ve daha önce yapmadığınız yeniliklere odaklanın.
“Gelecekteki bir ben olmak için şuan olduğum kişiden vazgeçmeye istekli olmalıyım” demiş Albert Einstein haydi o zaman Yeni Bir Ben’i var etmeye başlayalım
Anı Yaşa
Siz nerede yaşıyorsunuz, geçmişinizin kayıtlarında mı yoksa hayal ettiğiniz gelecekte mi?
Bazı kişiler değişime çok fazla direnç gösterirler. Ne kendileri değişirler ne de içinde bulundukları koşulları değiştirmek için gönüllü olurlar. Bu çok doğaldır, çünkü bilindik olan her zaman daha güvenlidir. Her değişiklik bilinmeyene yolculuktur, beraberinde büyük bir risk ve sorumluluk taşır. Eğer kişi kendinden, sahip olduklarından daha fazlasını istemiyorsa, onu harekete geçirecek bir memnuniyetsizlik yaşamıyorsa gelişmesi de imkansızdır. Çünkü ya geçmişte yaşarız yada geleceği bugünden yaşarız.
İleriye yönelik hedeflerimiz yoksa geçmişin kayıtlarında yaşarız. Konfor alanında olduğumuz için bu bize iyi hissettirir; iyi hissettikçe de bu durumu haklı çıkaracak düşünceler üretiriz. Bu düşünceler yeniden aynı duyguları tetikler ve seçimlerimize olan inancımızı güçlendirir.
Bu sarmaldan kurtulmanın tek yolu, her şeyden önce ne istediğimize kesin olarak karar vermektir. Ve istediğimiz bu şeyin mevcuttan daha büyük olması bizi geliştirmek üzere konfor alanımızın dışında olması gerekir ki ona ulaşmak için esneyebilelim. Sonrasında da istediğimiz şeye ulaşmanın bize katacağı duyguyu hissetmeli ve bunun olacağına inanarak teslimiyet içinde çalışmalıyız, en hayırlı neticeyi alacağımızı bilerek şükretmeliyiz.