Öğretmen kimdir. Öğretmenlik mesleği nasıl bir meslektir, toplumdaki yeri önemi nedir önce onu irdelemek gerekir.
Öğretmen, çağdaş bilimin verilerini akademik olarak yüksek derecede öğrenip bilgilerini toplumun gelişmesi için aklın ve bilimin öncülüğünde başta ülkesinin çocuklarına hatta tüm insanlarına anlatan, aktaran meslek erbabıdır. Öğretmenlik mesleğinin emekliliği yoktur olamaz da.
Öğretmenlik mesleğinin iki vazgeçilmez eylemi, öğrenmek ve öğretmek eylemidir. Öğretmek eylemini hayata geçirmekle görevli öğretmen okumak, her gün yeni bilgileri öğrenmek zorundadır. Öğrendiği bilgileri bilimin aklın önderliğinde demokratik koşumlarda öğrencilerine öğretmekle yükümlüdür. Üretime dönük toplum oluşturmak çağı yakalamak, insan hak ve özgürlüklerine saygılı toplum yapılandırmanın tek koşulu budur. Anadolu toplumu kendi içinde gerek inanç gerek etnik anlamda birbirlerinden tamamen farklılıklar gösteren sosyal yapı içindedir. Anadolu’nun her hangi bir bölgesinde öğretmenlik yapan bir öğretmen inanç, etnik kimlik ve siyasi düşüncesini bir tarafa bırakarak çağdaş bilimden yana eşitlikçi eğitim modelini hayata geçirmek zorundadır.
Eğitim nedir? Nasıl programlanır ve nasıl hayata geçirilir? Eğitim üst yapı kurumudur. Devlet tarafından planlanarak, hayata geçirilir. Devlet eğitim sistemini planlarken mutlaka çağın gereklerini, toplumsal değerleri, bilim ve aklın gerekliliğini, demokratik değerleri dikkate almak zorundadır. Mutlaka ve mutlaka eğitim sistemini üretime dönük planlamak zorundadır. Devlet eğitimi planlarken farklı inanç ve kimlikteki vatandaşlarının inanç ve sosyal yapılarını değerlendirmek zorundadır. Bir gurubun, bir inanç sisteminin ya da bir etnik gurubun düşüncesi doğrultusunda baskı yapılarak eğitim hayata geçirilemez. Bu çağdaş ve bilimsel bir eğitim modeli değildir.
Devlet, ya da siyasi otorite bulunduğu coğrafyanın koşullarını, toplumun nüfus yapısını, nüfus artış hızını, bilimsel gelişmeleri dikkatle takip edip istatistik biliminden de destek alarak gelecek yıllar içinde hangi branşta ne kadar öğrenmene gereksinimi olduğunu bilimin verileri ile hesap edip tespit eder. Bu veriler doğrultusunda öğretmen yetiştiren kurumları, bölgenin coğrafi koşulları dikkate alınarak ülkenin her tarafına eşit bir şekilde dağıtarak açar. Bu okuldan mezun olan gençleri de ülkenin ihtiyaç duyulan bölgelerine göndererek eğitimin bilimsel, çağdaş bir şekilde gerçekleşmesini sağlar.(Köy Enstitüsü modeli bu eğitim sisteminin hayata geçiren çağdaş eğitim sistemi idi.)
Demokratik kurallar doğrultusunda örgütlenen, çağdaş, bilimden yana hayat felsefesi olan toplumlarda ve yönetim şekillerinde atanamayan öğretmen kavramı olamaz.
Ülkenin koşulları ve gerçeklerinin dışında bölgelerin koşulları dikkate alınmadan plansız açılan okullardan mezun olan öğretmenler istatistik biliminden yararlanılmadığı için bilinçsiz bir şekilde çoğalacak ve atanamadıkları için açıkta kalacaklardır. Ya da karın tokluğuna bile olmayan yanlış ve kuralsız örgütlenen özel okul ve dershanelerde güvencesiz çalışmak zorunda kalacaklardır. Bu çarpık çağ dışı üretim ve bilimden uzak sistemin asıl sorumlusu siyasi otoritenin kendisidir.
Bunun sonucunda toplumda üretim dengeleri bozulacak yoksulluk kader gibi değerlendirip insanlar yoksul ve mutsuz hale getirilecektir. Dünya toplumları arasındaki rekabette geri kalınacak ve ekonomik ve toplumsal saldırının hedefi haline getirilecektir.
Yanlış planlanan ve yanlış örgütlenen eğitim sistemi nedeniyle geleceğimizin gençleri maalesef heba edilmektedir. Asıl “BEKA” sorunu çarpık, bilim dışı örgütlenen eğitim sistemidir.
Kendi çağ dışı düşüncelerle yeniden örgütlenilmeye çalışılan Eğitim Müfredatını da bu düşünce kapsamında değerlendirmek gerekir.
Çağdaş, bilim ve akıldan yana tam demokratik bir Türkiye dileklerimle sağlıcakla kalınız. 03.05.2024
Hüseyin ÇAKICI
Emekli Tarih Öğretmeni
Giresun Ticaret Lisesi Eski Müdürü