Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu cennet ülkemiz tarihin her döneminde tüm insanlığın dikkatini üzerine toplamıştır. On binlerce yıl değişik toplumlar tarafından işgal edilip vatan tutulmuştur. Bu uzun geçmişinde üzerinde çok farklı toplumlar yaşamıştır. Sınırları üzerende yüzlerce dil şiveleriyle konuşulmuş, bütün dinler pagan ve semavi dinler bütün mezhepleri ile inanacak insan bulmuştur Anadolu'da. 12. Yüz yılda İtalyan Tüccarların Türkiye ismini verdiği Anadolu coğrafyasında vatanı Anadolu olan On iki bin çiçekli bitki yaşamaktadır. Bu coğrafi ve kültürel zenginliğinin yanında Asya, Avrupa ve Afrikayı birbirine bağlayan ticaret yolu üzerinde olması nedeniyle de bütün toplumların dikkatini çekmiştir. Yaklaşık bin yıldan beridir de bizim ana Yurdumuzdur. Bin yıldan beridir bu toprakların tüm saldırılara rağmen vatanımız olduğunu bütün dünyaya kabul ettirmişizdir. 1683 İkinci Viyana Kuşatmasında başlayan geri çekilmeyi 1921 Sakarya savaşı ile durdurup, 30 Ağustos 1922 Baş Komutanlık Meydan savaşı ile ileri harekete dönüştürmüş, topraklarımıza göz diken düşmanları denize dökerek bu toprakların ana Vatanımız olduğunu bir kez daha kesin olarak bütün dünyaya kabul ettirmişizdir. 30 Ağustos varlığımızın teminatıdır. Çocuklarımıza bırakacağımız mirasın en önemlisidir, olmazsa olmazıdır. Görevi kimliği ne olursa olsun 30 Ağustos’u hafife alan kişi ve kurumlar bu topraklar için kanlarını döküp canlarını veren atalarımıza hakaret etmektedirler. 30 Ağustos bu toprakları vatan tutmamızın teminatıdır.
Hem bu topraklar üzerinde özgürce yaşayacaksın, hemde bu özgürlüğümüzün nedeni ve teminatı olan bu zaferleri görmemezlikten geleceksin. Bu normal bir insan davranışı değildir.
Laik Demokratik Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş nedeni olan 30 Ağustos Zafer Bayramımızı candan kutlar, bu bayramları bizlere yaşatan başta Baş Komutan Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK, silah arkadaşları ve şehit ve gazilerimizi saygı ile anıyorum.
Hüseyin Çakici