İyi akşamlar sevgili dostlar. Ülkemiz seçim ortamına girdi. Siyasi partilerin ve toplumun hem sinirleri he heyecanları tavan yapmaya başladı. Azıcık okuyup yazan etrafına bakıp görebilen biri ülkemizin içinde bulunduğu olumsuz ortamı görüp tahlil edebilir. Hatta iddia ediyorum ülkemizin ve toplumun içinde bulunduğu olumsuz ortamı görmek için okuyup yazmaya bile gerek yok. Halk katmanları insan olmaktan kaynaklanan gereksinimlerini yerine getiremiyor. Karne aldığı için kendisine annesinin pirzola alacağını söyleyen yavru aklıma gelince inanın kasaba bile girmek istemiyorum. Bir babanın üç çocuğun astıktan sonra intihar ettiğini gazetede okuduğumda vapurda idim gayri ihtiyari bu da olmaz diye yüksek sesle bağırdım herkes bana baktı. Eşim yavaşça uyardı ne oluyorsun diye. Kimse bir babanın bu hale neden nasıl geldiğini yargılamayacak. Biri asılırken diğer çocukların nasıl ağladığını düşünerek içim kanıyor. Şu an yazıyı yazarken hüngür hüngür ağlıyorum. Bu toplum nasıl bu hale geldi diye düşünmeden edemedim.
Eve geldik Tv yi açtım Cumhurbaşkanının tekrar aday olup olmaması tartışılıyordu. Cumhur başkanı kendine has üslubu ile 2018 de anayasa yenilendi bunların bir şeyden haberi yok diyor muhalefeti eleştiriyor, ben bal gibi adayım diyordu.
Ben de Anayasanın 101. maddesini ve 2012 ve 2018 deki anayasa değişikliğindeki maddeleri ve değişiklikleri araştırmaya başladım. Anayasa 101. Madde aynen şöyle yazıyor." CUMHURBAŞKANI, KIRK YAŞINI DOLDURMUŞ, YÜKSEK ÖĞRENİM YAPMIŞ, MİLLETVEKİLİ SEÇİLME YETKİSİNE SAHİP, TÜRK VATANDAŞLARI ARASINDA, DOĞRUDAN HALK TARAFINDAN SEÇİLİR. CUMHURBAŞKANI GÖREV SÜRESİ BEŞ YILDIR. BİR KİMSE EN FAZLA İKİ DEFA CUMHURBAŞKANI SEÇİLEBİLİR." Anlamadığım bir durum var adı geçen bir kimse kimdir. Bu kimse iki kez seçilmiş midir. İki kez seçilen bu kimse kimdir. Kaldı ki hem 2012, hem 2018 değişikliklerinde bu anlatı değiştirilmemiştir. Hala anlamıyorum bu tartışmanın altında yatan neden nedir. Üst hukukçula, öğretim üyeleri bir komisyon kurarak Hukuk Biliminin önderliğinde bunu topluma anlatamaz mı. Bu nasıl bir durum birileri bizleri galiba vatandaşlıktan saymıyor. Ben de az çok İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih bölümü mezunuyum. Tabiri caiz se kapı gibi diplomam var. Yüzlerce de Üniversiteli arkadaşlarımla fotoğraflarım var her sene de İstanbul da buluşup eskileri yad ediyoruz.
ülkemizdeki Hukuk Fakültelerinin ANAYASA HUKUKU kürsülerindeki hocalarımız bu duruma ivedilikle çözüm getirmelerini diliyorum Ben artık çok rahatsız olmaya başladım.
Yine mi sürç ü lisan ettik affola.
Aklın bilimin egemen olduğu çocuklarımızın et ve süt de yiyebildikleri güzel günler dileklerimle sağlıcakla kalınız. ÇAKICI