Şu adadan şu Bodrum'a yüzesim gelir
Yüzsem de çıkamam ki, oh be!
Kuş olup da o yakaya uçasım gelir
Uçsam da konamam ki, oh be!
Geceleri ben adadan Bodrum'a bakardım
Işıkları ben görürdüm, oh be!
Türküleri ben dinlerdim
Gökyüzünü ben koklardım
Ve de nasıl özlerdim, oh be!
Ben döneksem döndüm diye memleketime
Döndüm baba döndüm işte, oh be!
Cem Karaca'nın “Oh Be” adlı şarkısının sözleri böyle! 12 Eylül 1980 faşist darbesi, kirli yüzünü sanatçılara, yazar, şair ve düşünürlere çevirince birçok ünlü isim, bir yolunu bulup ülkesinden yurt dışına çıkarak kurtuldu işkence, baskı ve zindanlardan. Bunlardan biri de Cem Karaca'ydı.
Uzun yıllar yurt dışında yaşamak zorunda kalan sanatçı yurt özlemi ile geçirdi günlerini. 1983 yılında vatandaşlıktan çıkarılmasına neden olan davadan beraat edince hakkında verilen gıyabi tutuklama kararı kaldırıldı. 29 Haziran 1987'de yurda döndü. Anadolu pop müziğinin ünlü temsilcisiydi Karaca. Güçlü sesi, özgün müziği ile halkının gönlünde yer almış değerli bir müzisyendi. Namus Belası, Sevda Kuşun Kanadında, Resimdeki Gözyaşları, Tamirci Çırağı, Sen de Başını Alıp Gitme, Ceviz Ağacı ve diğerleri hâlâ dillerde…
Ünlü tiyatro ve opera sanatçısı Toto Karaca'nın oğlu Cem Karaca (1945-2004), elli dokuz yıllık yaşamında Anadolu'da yeşeren pop müzik adına çok değerli, unutulmaz şarkılara imza atarak göç etti bu dünyadan.
Yurda döndükten sonra kendisine “dönek” diyenler için yazmış bestelemişti “Oh Be” şarkısını. Uzun saçları, elmacık kemikli yüzü, fötr şapkası, zıpka pantolonu ile kendi sitilini oluşturan Karaca, tok, derin, etkili sesiyle ruh vermişti şarkısına. Öylesine içten, öylesine duygulu söylüyordu…
Ne diyordu Karaca: Şu adadan şu Bodrum'a yüzesim gelir. Yüzsem de çıkamam ki! Ne acı, ne hüzünlü, ne yürek yakan bir duygu bu: Yurt özlemi! Eskiler buna “daüssıla” derlerdi. Doğulan, yaşanan, besteler yapılan, şarkılar söylenen öz topraklara dönememek ne hazin, ne iç burkucu!
Malta'ya sürgün giden Süleyman Nazif( 1869-1927), sürgün yıllarında dayanılmaz hale gelen yurt özlemini dile getiren “Daüssıla” şiirini kaleme almıştı. Bu şiirde yurt özlemin yakıcı bir dille anlatılır:
Bu şeb de cuşiş-i yâdınla ağladım durdum...
Gel ey kerîme-i tarih olan güzel yurdum.