Ülkemizin en büyük evcil hayvan mağazası olan tcremix.org sitemizde kedi veya köpek besleyenler için hayatlarını kolaylaştıracak çok sayıda ürün bulunuyor. Bunların en başında mamalar geliyor eğer köpek besliyorsanız köpek maması başta olmak üzere yavru köpek maması, yaşlı köpek maması, light köpek maması, tahılsız köpek maması, konserve köpek yaş mama ürünlerini bulabileceğiniz gibi köpek sağlık ürünleri, köpek ödülleri, köpek bakım ürünleri, köpek aksesuarları, köpek mama su kapları, köpek oyuncakları, köpek eğitim ürünleri, köpek tasmaları gibi işlerinizi kolaylaştıracak çok sayıda ürünü bulabilirsiniz. Kedi besleyen arkadaşlar başta kedi maması ana kategorimiz olmak üzere konserve kedi yaş maması, yavru kedi konserve maması, yavru kedi maması, kısırlaştırılmış kedi maması, yaşlı kedi maması, yetişkin kedi maması, light diyet kedi maması kategorilerimizi ziyaret ederek kedinizin temel beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilirisiniz. Diğer yandan ihtiyaç duyabileceğiniz diğer ürünleri kedi ödülleri, kedi tuvaletleri, kedi oyuncakları, kedi vitaminleri, kedi kumu, kedi aksesuarları, kedi bakım ürünleri, kedi mama su kapları ana kategorilerimizden bulabilirsiniz. Ayrıntılı armaa için alt kategorilerimize de göz atmanızda fayda var. Türkiye 'nin en büyük online pet shop mağazası tcremix.org sitemize hepiniz davetlisiniz.
Esenyurt Escort

ctwpaa.org https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler

Özcan Temel
Köşe Yazarı
Özcan Temel
 

NEZAKET

Haddeden geçmiş nezâket yâl ü bâl olmuş sana  Mey süzülmüş şîşeden ruhsar-ı âl olmuş sana    Beyit, on yedinci yüzyılda yaşamış divan şiirinin ünlü şairi Nedim'in kaleminden çıkma. Sevgiliye seslenen şair “Nezaket haddeden geçmiş sana boy pos olmuş; şarap şişeden süzülmüş sana kırmızı yanak olmuş” diyor. Sözlüklerde, madenleri tel durumuna getirmek için kullanılan ve türlü çapta delikleri olan çelik araç olarak tanımlanır hadde. Haddeden geçmek biçimlenmek, haddeden geçirmek biçim vermektir.  Nezaket, toplumda karşılığı olan önemli değerdir. Düş dünyasında canlandırdığı sevgilinin nezaketini yani narinliğini, inceliğini haddeden geçirerek ona bir kat daha değer katıyor, şair. Böylece nezaketin, nazikliğin, inceliğin önemine vurgu yapıyor.   Nazik insan zariftir, duyguludur, ağırbaşlıdır, ölçülüdür. Duruşu, davranışı, konuşması sakin bir dere gibidir. Karşısındakine güven, huzur verir. Güzeldir, hoştur. Kalp kırmaz, gönül yıkmaz… Nazik olmayan saygısız, kaba sabadır. Nezaketsizdir. Böyle tipler iticidir. Duygu, düşünce ve davranışlarında bir derinlik, bir incelik, bir naziklik yoktur. Bir başka söylemle kibar değildirler.  Hamdır böyleleri; çiğdir, değersizdir. Toplumda olumlu bir karşılığı yoktur. Ünlü Fransız yazar Voltaire “İyi ahlak, insanlar arasında bir nezaket alışverişidir; bu alışverişte yer almayan değersizdir” diyerek nezaketin erdemli insana olumlu yönde değer kattığına vurgu yapar.  Göğsünü meltem rüzgârları ile şişirip sakin denizlerde coşkuyla yol alan göz alıcı bir yelkenli gibidir divan şiiri. Gönlünü seviye (aşk) açar, sırtını mazmunlara dayar. Sevgilinin yanağı, boyu boşu, saçı, dişi, gözü, kaşı, ağızı ve dudağı mazmunlar yoluyla dile getirilir. Gül yanağı simgeler; inci dişi, gonca ağızı, gece saçı, nergis gözü, keman kaşı…    Bunlardan biri de servi ya da servi revandır.  Sevgilinin boyu, posu, endamı, alımlılığı, güzelliği servi ile sembolize edilir. Dahası sevgili yürüyen bir servi olarak tasavvur edilir. Duygu ve düş/ler dünyasına dalan Nedim, bir servi inceliğinde olan sevgiliyi haddeden geçirterek yeniden biçimlendirir.  Daha da incelmiştir sevgili daha da zarifleşmiştir, nazikleşmiştir. Hoş olmuştur. Estetik bir değer kazanmıştır. Bu aşırı abartılı anlatımın bir başka yansısı Fuzûlî'de görülür: Öyle zaif kıl tenimi firkatinde kim / Vaslına mümkün ola yetürmek saba beni! Sevgiliden ayrı kalmanın üzüntüsü ile mum gibi eriyen bedenimi öyle zayıflat ki kuru bir yaprağa döneyim.  Böylece sabahleyin tatlı tatlı esen meltem (saba) önüne katıp kolayca sevgiliye ulaştırsın beni diyen Fuzûlî bir yanda nezaketi haddeden geçiren Nedim diğer yanda.     Bu haliyle servi revanın  (yürüyen serviye) ötesine geçmiştir, sevgili.  Bunun adı nezakettir, kibarlıktır, zarifliktir, inceliktir. İnce şeyleri düşünmektir, anlamaktır, nezaket. Böyle söylüyor Gülten Akın: Ah, kimselerin vakti yok / Durup ince şeyleri anlamaya… Haksız mı?  Nazik insanlar incelikli, hassas, duygulu, kibardır. Güler yüzlüdürler. Ağzından bal damlarcasına etkileyici, gönül alıcı bir dille konuşurlar.  Saygılıdırlar, hoşgörülüdürler. Güven vericidirler. Daima sevgiyle bakan gözleri, daima aydınlık bir yüzleri vardır. Nazik insanlar kalp kırmaz,  gönül yıkmaz; incitici olmaz.    Lale Devri diye de bilinen dönemde inşa edilen birbirinden alımlı çeşmeler, köşkler, havuzlar,  gezinti yerleri ve ünlü Sa'dâbâd'ı ile İstanbul tezyinat (süs, süsleme) ve mimari anlamda yeni bir yüze kavuşur. Bu İstanbul'un batıya öykünen yüzüdür.  Bir değişmenin,  yenileşmenin ötesinde yeme içme,  zevk ve eğlence dönemidir de Lale Devri. Bu dönemi en güzel anlatan yine Nedim'in dizelerindedir:  Bir safâ bahşedelim gel şu dil-i naşada   Gidelim serv-i revânım yürü Sa'd-âbâd'a   İşte üç çifte kayık iskelede âmâde   Gidelim serv-i revânım yürü Sa'd-âbâd'a     Gülelim oynayalım kâm alalım dünyadan  Ma-i Tesnim içelim çeşme-i nev-peydâ-dan  Görelim âb-ı hayat akdığın ejderhâdan   Gidelim serv-i revânım yürü Sa'd-âbâd'a      Gah varıp havz kenârında hırâmân olalım   Gah varıp Kasr-ı Cinân seyrine hayrân olalım   Gah şarkı okuyup gâh gazel-hân olalım   Gidelim serv-i revânım yürü Sa'd-âbâd'a   “Gülelim oynayalım kâm alalım dünyadan” dizesinde özetlendiği üzere “yeme içme, gezme, zevk ve eğlenme, gülme, mutlu olma; şiir okuyup şarkı söyleme” bir başka söylemle gününü gün etme dönemidir, Lale Devri. Patrona Halil ayaklanması ile son bulan bu cafcaflı dönemin yeni çehresine ışık tutar şiir: Sa'dâbâd, üç çift kürekli kayık, ejderha kurnalı çeşme, fıskiyeli havuz, Kasr-ı Cinan…    Yalılar, köşkler, saraylar; çeşmeler, gezinti yerleri, yeme içmeler, eğlenmeler; incelikler, zarafetler… İşte budur, Lale Devrinin renkli fotoğrafı. Mehtaplı gecelerde, üç çift kürekli kayıklarda Boğazı seyre çıkmış haddeden geçmiş duygulu, nazik kadınlar… Gazelhanlar (gazel okuyan), şarkı söyleyenler…  Bu dönemi, tüm düşsel, duygusal dokusuyla, albenisiyle, coşkusuyla yeniden yaşatır, Mahurdan Gazel şiirinde Yahya Kemal:  Gördüm ol meh dûşuna bir şal atıp Lâhûr'dan  Gül yanaklar üstüne yaşmak tutunmuş nurdan  Nerdübanlar bûşiş-i nermîn-i dâmâniyle mest  İndi bin işveyle bir kâşâne-i fağfûrdan  Atladı dâmen tutup üç çifte bir zevrakçeye  Geçti sandım mâh-ı nev âyine-i billûrdan  Halk-ı Sâ'dâbad iki sâhil boyunca fevc fevc  Vâde'i teşrîfine alkış tutarken dûrdan  Cedvel-i Sîm'in kenarından bu âvâzın Kemâl  Koptu bir fevvâre-i zerrîn gibi mâhûrdan  Gazel, ay yüzlü bir kadın betimlenmesi ile başlıyor.  Hindistan Lahur'da dokunmuş bir şalı omuzuna atan zarif, nazik, duygulu kadın, gül yanakları üzerine kırmızı (nur) bir yaşmak çekmiştir. Bu etkileyici, estetik bir görünümdür. Fağfur (çinili) köşkten nazla, işveyle inen kadının eteğinin yumuşak, sıcak, duygulu öpüşleriyle merdivenler mest olmakta, kendinden geçmektedir. Kadın, eteğini toplayarak üç çift kürekçinin çektiği kayığa biner. Özne, o an billur aynaya (su) yeni doğan ayın (sevgili) görüntüsünün düştüğünü hayal eder.  Sa'dâbâd halkı iki sahil boyunca dizilmiş kayıkla gelen güzelin teşrifine alkış tutmaktadır. Cetvel-i Sim'in (Kâğıthane deresi üzerinde mermer kullanılarak yapılan su kanalı) kıyısından bir altın fıskiye gibi yükselen alkış sesleri, sonuçta mahur makamında bir besteye dönüşür…   Nezaketli, nazik insanların içi dışı; özü sözü birdir. İtici, kırıcı değildir. Bir Sivas türküsünde dile getirildiği gibi nezaketli insanların gönlü naziktir;  havalanmaz, engin olur. Vl. Yüzyılda yaşamış Çinli düşünür (filozof) Lao Tzu “Sözlerdeki incelik güven yaratır. Düşüncedeki incelik derinlik yaratır. Duygulardaki incelik ise sevgi yaratır. Bunlara sahip olan insan ise her zaman kendini aratır” diyerek nazik, nezaketli, saygılı, bilge insanda olması gereken değerleri sıralamış. Bu çıkarımları kim elinin tersiyle itebilir?   Nezaket yalnızca nazik, kibar, hoş, sıcak, içten, saygılı bir davranış değildir; bir yaşam tarzıdır. Nezaketin özünde saygı, incelik, yumuşaklık vardır. Nezaketli insanlar saygındır; güven vericidir. Bilgili,  görgülü, donanımlıdır.  Sevgiyle yoğurulmuş, merhametle mayalanmış bir kalp taşırlar. Ne yazık ki günümüzde böyle insanlar sayıca azaldı. Nezaketin, nazikliğin, inceliğin yerini kaba sabalık aldı. Ne yazık ki nezaket şiir dizelerinde kaldı.  
Ekleme Tarihi: 29 Aralık 2023 - Cuma

NEZAKET

Haddeden geçmiş nezâket yâl ü bâl olmuş sana 
Mey süzülmüş şîşeden ruhsar-ı âl olmuş sana   

Beyit, on yedinci yüzyılda yaşamış divan şiirinin ünlü şairi Nedim'in kaleminden çıkma. Sevgiliye seslenen şair “Nezaket haddeden geçmiş sana boy pos olmuş; şarap şişeden süzülmüş sana kırmızı yanak olmuş” diyor. Sözlüklerde, madenleri tel durumuna getirmek için kullanılan ve türlü çapta delikleri olan çelik araç olarak tanımlanır hadde. Haddeden geçmek biçimlenmek, haddeden geçirmek biçim vermektir.  Nezaket, toplumda karşılığı olan önemli değerdir. Düş dünyasında canlandırdığı sevgilinin nezaketini yani narinliğini, inceliğini haddeden geçirerek ona bir kat daha değer katıyor, şair. Böylece nezaketin, nazikliğin, inceliğin önemine vurgu yapıyor.  
Nazik insan zariftir, duyguludur, ağırbaşlıdır, ölçülüdür. Duruşu, davranışı, konuşması sakin bir dere gibidir. Karşısındakine güven, huzur verir. Güzeldir, hoştur. Kalp kırmaz, gönül yıkmaz… Nazik olmayan saygısız, kaba sabadır. Nezaketsizdir. Böyle tipler iticidir. Duygu, düşünce ve davranışlarında bir derinlik, bir incelik, bir naziklik yoktur. Bir başka söylemle kibar değildirler.  Hamdır böyleleri; çiğdir, değersizdir. Toplumda olumlu bir karşılığı yoktur. Ünlü Fransız yazar Voltaire “İyi ahlak, insanlar arasında bir nezaket alışverişidir; bu alışverişte yer almayan değersizdir” diyerek nezaketin erdemli insana olumlu yönde değer kattığına vurgu yapar. 
Göğsünü meltem rüzgârları ile şişirip sakin denizlerde coşkuyla yol alan göz alıcı bir yelkenli gibidir divan şiiri. Gönlünü seviye (aşk) açar, sırtını mazmunlara dayar. Sevgilinin yanağı, boyu boşu, saçı, dişi, gözü, kaşı, ağızı ve dudağı mazmunlar yoluyla dile getirilir. Gül yanağı simgeler; inci dişi, gonca ağızı, gece saçı, nergis gözü, keman kaşı…   
Bunlardan biri de servi ya da servi revandır.  Sevgilinin boyu, posu, endamı, alımlılığı, güzelliği servi ile sembolize edilir. Dahası sevgili yürüyen bir servi olarak tasavvur edilir. Duygu ve düş/ler dünyasına dalan Nedim, bir servi inceliğinde olan sevgiliyi haddeden geçirterek yeniden biçimlendirir.  Daha da incelmiştir sevgili daha da zarifleşmiştir, nazikleşmiştir. Hoş olmuştur. Estetik bir değer kazanmıştır. Bu aşırı abartılı anlatımın bir başka yansısı Fuzûlî'de görülür: Öyle zaif kıl tenimi firkatinde kim / Vaslına mümkün ola yetürmek saba beni! Sevgiliden ayrı kalmanın üzüntüsü ile mum gibi eriyen bedenimi öyle zayıflat ki kuru bir yaprağa döneyim.  Böylece sabahleyin tatlı tatlı esen meltem (saba) önüne katıp kolayca sevgiliye ulaştırsın beni diyen Fuzûlî bir yanda nezaketi haddeden geçiren Nedim diğer yanda.  
  Bu haliyle servi revanın  (yürüyen serviye) ötesine geçmiştir, sevgili.  Bunun adı nezakettir, kibarlıktır, zarifliktir, inceliktir. İnce şeyleri düşünmektir, anlamaktır, nezaket. Böyle söylüyor Gülten Akın: Ah, kimselerin vakti yok / Durup ince şeyleri anlamaya… Haksız mı? 
Nazik insanlar incelikli, hassas, duygulu, kibardır. Güler yüzlüdürler. Ağzından bal damlarcasına etkileyici, gönül alıcı bir dille konuşurlar.  Saygılıdırlar, hoşgörülüdürler. Güven vericidirler. Daima sevgiyle bakan gözleri, daima aydınlık bir yüzleri vardır. Nazik insanlar kalp kırmaz,  gönül yıkmaz; incitici olmaz.   
Lale Devri diye de bilinen dönemde inşa edilen birbirinden alımlı çeşmeler, köşkler, havuzlar,  gezinti yerleri ve ünlü Sa'dâbâd'ı ile İstanbul tezyinat (süs, süsleme) ve mimari anlamda yeni bir yüze kavuşur. Bu İstanbul'un batıya öykünen yüzüdür.  Bir değişmenin,  yenileşmenin ötesinde yeme içme,  zevk ve eğlence dönemidir de Lale Devri. Bu dönemi en güzel anlatan yine Nedim'in dizelerindedir: 
Bir safâ bahşedelim gel şu dil-i naşada  
Gidelim serv-i revânım yürü Sa'd-âbâd'a  
İşte üç çifte kayık iskelede âmâde  
Gidelim serv-i revânım yürü Sa'd-âbâd'a 
  
Gülelim oynayalım kâm alalım dünyadan 
Ma-i Tesnim içelim çeşme-i nev-peydâ-dan 
Görelim âb-ı hayat akdığın ejderhâdan  
Gidelim serv-i revânım yürü Sa'd-âbâd'a 
   
Gah varıp havz kenârında hırâmân olalım  
Gah varıp Kasr-ı Cinân seyrine hayrân olalım  
Gah şarkı okuyup gâh gazel-hân olalım  
Gidelim serv-i revânım yürü Sa'd-âbâd'a  

“Gülelim oynayalım kâm alalım dünyadan” dizesinde özetlendiği üzere “yeme içme, gezme, zevk ve eğlenme, gülme, mutlu olma; şiir okuyup şarkı söyleme” bir başka söylemle gününü gün etme dönemidir, Lale Devri. Patrona Halil ayaklanması ile son bulan bu cafcaflı dönemin yeni çehresine ışık tutar şiir: Sa'dâbâd, üç çift kürekli kayık, ejderha kurnalı çeşme, fıskiyeli havuz, Kasr-ı Cinan…   
Yalılar, köşkler, saraylar; çeşmeler, gezinti yerleri, yeme içmeler, eğlenmeler; incelikler, zarafetler… İşte budur, Lale Devrinin renkli fotoğrafı. Mehtaplı gecelerde, üç çift kürekli kayıklarda Boğazı seyre çıkmış haddeden geçmiş duygulu, nazik kadınlar… Gazelhanlar (gazel okuyan), şarkı söyleyenler… 
Bu dönemi, tüm düşsel, duygusal dokusuyla, albenisiyle, coşkusuyla yeniden yaşatır, Mahurdan Gazel şiirinde Yahya Kemal: 
Gördüm ol meh dûşuna bir şal atıp Lâhûr'dan 
Gül yanaklar üstüne yaşmak tutunmuş nurdan 

Nerdübanlar bûşiş-i nermîn-i dâmâniyle mest 
İndi bin işveyle bir kâşâne-i fağfûrdan 

Atladı dâmen tutup üç çifte bir zevrakçeye 
Geçti sandım mâh-ı nev âyine-i billûrdan 

Halk-ı Sâ'dâbad iki sâhil boyunca fevc fevc 
Vâde'i teşrîfine alkış tutarken dûrdan 

Cedvel-i Sîm'in kenarından bu âvâzın Kemâl 
Koptu bir fevvâre-i zerrîn gibi mâhûrdan 

Gazel, ay yüzlü bir kadın betimlenmesi ile başlıyor.  Hindistan Lahur'da dokunmuş bir şalı omuzuna atan zarif, nazik, duygulu kadın, gül yanakları üzerine kırmızı (nur) bir yaşmak çekmiştir. Bu etkileyici, estetik bir görünümdür. Fağfur (çinili) köşkten nazla, işveyle inen kadının eteğinin yumuşak, sıcak, duygulu öpüşleriyle merdivenler mest olmakta, kendinden geçmektedir. Kadın, eteğini toplayarak üç çift kürekçinin çektiği kayığa biner. Özne, o an billur aynaya (su) yeni doğan ayın (sevgili) görüntüsünün düştüğünü hayal eder.  Sa'dâbâd halkı iki sahil boyunca dizilmiş kayıkla gelen güzelin teşrifine alkış tutmaktadır. Cetvel-i Sim'in (Kâğıthane deresi üzerinde mermer kullanılarak yapılan su kanalı) kıyısından bir altın fıskiye gibi yükselen alkış sesleri, sonuçta mahur makamında bir besteye dönüşür…  
Nezaketli, nazik insanların içi dışı; özü sözü birdir. İtici, kırıcı değildir. Bir Sivas türküsünde dile getirildiği gibi nezaketli insanların gönlü naziktir;  havalanmaz, engin olur. Vl. Yüzyılda yaşamış Çinli düşünür (filozof) Lao Tzu “Sözlerdeki incelik güven yaratır. Düşüncedeki incelik derinlik yaratır. Duygulardaki incelik ise sevgi yaratır. Bunlara sahip olan insan ise her zaman kendini aratır” diyerek nazik, nezaketli, saygılı, bilge insanda olması gereken değerleri sıralamış. Bu çıkarımları kim elinin tersiyle itebilir?  
Nezaket yalnızca nazik, kibar, hoş, sıcak, içten, saygılı bir davranış değildir; bir yaşam tarzıdır. Nezaketin özünde saygı, incelik, yumuşaklık vardır. Nezaketli insanlar saygındır; güven vericidir. Bilgili,  görgülü, donanımlıdır.  Sevgiyle yoğurulmuş, merhametle mayalanmış bir kalp taşırlar. Ne yazık ki günümüzde böyle insanlar sayıca azaldı. Nezaketin, nazikliğin, inceliğin yerini kaba sabalık aldı. Ne yazık ki nezaket şiir dizelerinde kaldı.  

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve goreleden.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.