Ülkemizin en büyük evcil hayvan mağazası olan tcremix.org sitemizde kedi veya köpek besleyenler için hayatlarını kolaylaştıracak çok sayıda ürün bulunuyor. Bunların en başında mamalar geliyor eğer köpek besliyorsanız köpek maması başta olmak üzere yavru köpek maması, yaşlı köpek maması, light köpek maması, tahılsız köpek maması, konserve köpek yaş mama ürünlerini bulabileceğiniz gibi köpek sağlık ürünleri, köpek ödülleri, köpek bakım ürünleri, köpek aksesuarları, köpek mama su kapları, köpek oyuncakları, köpek eğitim ürünleri, köpek tasmaları gibi işlerinizi kolaylaştıracak çok sayıda ürünü bulabilirsiniz. Kedi besleyen arkadaşlar başta kedi maması ana kategorimiz olmak üzere konserve kedi yaş maması, yavru kedi konserve maması, yavru kedi maması, kısırlaştırılmış kedi maması, yaşlı kedi maması, yetişkin kedi maması, light diyet kedi maması kategorilerimizi ziyaret ederek kedinizin temel beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilirisiniz. Diğer yandan ihtiyaç duyabileceğiniz diğer ürünleri kedi ödülleri, kedi tuvaletleri, kedi oyuncakları, kedi vitaminleri, kedi kumu, kedi aksesuarları, kedi bakım ürünleri, kedi mama su kapları ana kategorilerimizden bulabilirsiniz. Ayrıntılı armaa için alt kategorilerimize de göz atmanızda fayda var. Türkiye 'nin en büyük online pet shop mağazası tcremix.org sitemize hepiniz davetlisiniz.
Esenyurt Escort

ctwpaa.org https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler

Özcan Temel
Köşe Yazarı
Özcan Temel
 

KİN

Adımız miskindir bizim Düşmanımız kindir bizim   13. yüzyıldan yüzyıllar ötesine seslenir Yunus Emre: Düşmanımız kindir! İnsanlardaki bir zaafa parmak basar. Kin duymak, kin beslemek, kinlenmek, kin gütmek, kin bağlamak,  kin kusmak…  Kin, garez insanı ya da insanları yanlışa, kötülüğe sürükleyen ham bir duygudur. İçinde kin, garez biriktiren insan, gün gelir bunu kusar. Bir başka söylemle öç almaya çalışır ya da öç alır.  Şiirde geçen “miskin” sözcüğünü uyuşuk, tembel, bir durum karşısında tepki göstermeyen kişi anlamında değil dünya malında gözü olmayan, alçakgönüllü, gösterişsiz, sade yaşamaktan yana olan kişi anlamında kullanmıştır. Yunus Emre böyle biridir. Dünya malında gözü olmayan, azla yetinen, gönlünü sevgi deryasına açan, kalender;  ham duygulardan arınmış;  “ Sevelim sevilelim / Dünya kimseye kalmaz” olgunluğuna erişmiş bilge bir derviştir.  Kin duyan insan/lar nefretle beslenir. Sevgi sözcüğünün zıt anlamlısıdır nefret. Sevgi olumlu, yüce bir duygudur; nefret olumsuz bir duygu. Sevgide derinlik vardır; nefrette sığlık.  Bir kimsenin kötülüğünü, mutsuzluğunu istemeye yönelik bir duygudur, nefret. Bir başka anlamı tiksinti ve tiksinmedir.  Kin, garez, nefret sözcüklerini değil konuşmak, tartışmak, duymak bile istemiyorum. Bu soğuk sözcükler beni olumsuz etkiliyor, huzursuz ediyor, canımı sıkıyor, karamsarlığa itiyor. İyilikten, sevgiden, hoşgörüden yanayım, daima. Yapıcı, yönlendirici, yardımcı olmak isterim. Bu benim yaradılışımda var. Belki de Yunus Emre'yi benimsemem, özümsemem, içselleştirmem, bundan.  Bu incitici, yaralayıcı kaba sözcüklerin içimi daraltan, ruhumu sıkan olumsuz etkisinden kurtulmak için yıllar önce kaleme aldığım bir şiirimi anımsadım,  birden.  Şöyle başlıyordu dizeler: Nelere yandı bunca / İçimde közdür ayna / Sevgi nehir olunca / Yanık bir sözdür ayna // Sütten ak, sudan berrak / Ham duygulardan ırak / Sevgi ile sımsıcak / Gönüldür, gözdür ayna… Sevgi ne kadar sıcak, ne kadar içten, ne kadar derinlikli…  Sevgi dili ne kadar etkileyici… Her tatlı dilde, her güler yüzde bir sevgi pınarı vardır, akar. Bozkırın tezenesinin söylediği gibi “Tatlı dile, güler yüze doyulur mu?”  Kin duyan insanlar hazımsızdır da. Kin duydukları kişiyi düşman bellerler.  Akılla değil ham duygularla hareket eder. Bu tipler huzursuz ve kıskanç olur. Bir kişiyi ya da bir nesneyi paylaşamama duygusudur, kıskançlık. Çocuklar birbirini kıskanır, büyükler sevdiklerini.  Hani zaman zaman duyarız “seven kıskanır” söylemini. Bu doğrudur. Hatta kıskançlık üzerine yazılan ünlü bir şiir vardır. Faruk Nafiz Çamlıbel, sevdiği kadını aşırı kıskanır. Psikolojik rahatsızlık noktasına varan bu duygusunu “Kıskanç” adlı şiirinde açığa vurur:  Sakın bir söz söyleme... Yüzüme bakma sakın! Sesini duyan olur, sana göz koyan olur. Düşmanımdır seni kim bulursa cana yakın, Anan bile okşarsa benim bağrım kan olur...     Dilerim Tanrı'dan ki sana açık kucaklar Bir daha kapanmadan kara toprakla dolsun, Kan tükürsün adını candan anan dudaklar, Sana benim gözümle bakan gözler kör olsun! Öyle ki Çamlıbel, sevdiği kızı, doğuran, besleyen, büyüten, yetiştiren annesinin okşamasından bile rahatsızlık duyar. Sevdiğini kim cana yakın bulursa ona düşman olduğunu söyler.   Adını candan ananlara “kan tükürsün” diyerek ilenir… Nereden nereye sürüklendik. Kin, nefret, kıskançlık…  Oysaki bütün bu ham duyguların ilacı, kuşkusuz, sevgidir. Sevginin dili şiir; şiirin dili sevgi olalı birçok ünlü şair, şiirlerinde sevginin coşkusunu, derinliğini, sıcak dilini başarı ile yansıtmış.  Bunlardan biri de İlhan Berk: Ne zaman seni düşünsem Bir ceylan su içmeye iner Çayırları büyürken görürüm. Her akşam seninle Yeşil bir zeytin tanesi Bir parça mavi deniz Alır beni.     Seni düşündükçe Gül dikiyorum elimin değdiği yere Atlara su veriyorum Daha bir seviyorum dağları…  Kinin ve nefretin yeri olmamalı insanlarda. Sevgiyle yoğrulmalı her yürek, sevgiyle beslenmeli. İyiden, güzelden, güzellikten yana olmalı insan; erdemli, bilgili, kültürlü. Nazım Hikmet'in diliyle söylersek barış, sevgi ve dostluk çemberi içerisinde “bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine” yaşamalı.  Huzurlu olmalı. Kin tutan insan kıskançtır, mutsuz, huzursuzdur.  Kin tutmayan insan mütevazı,  mutludur.  Necati Cumalı “ İçimden hep iyilik geliyor. Yaşadığımız dünyayı seviyorum. Kin tutmak benim harcım değil. Çektiğim bütün sıkıntıları unuttum, parasız pulsuzum ne çıkar, gelecek güzel günlere inanıyorum...” diyerek kinin iyilik ile aşılacağını dile getirir. Haksız mı?
Ekleme Tarihi: 01 Kasım 2022 - Salı

KİN

Adımız miskindir bizim

Düşmanımız kindir bizim  

13. yüzyıldan yüzyıllar ötesine seslenir Yunus Emre: Düşmanımız kindir! İnsanlardaki bir zaafa parmak basar. Kin duymak, kin beslemek, kinlenmek, kin gütmek, kin bağlamak,  kin kusmak…  Kin, garez insanı ya da insanları yanlışa, kötülüğe sürükleyen ham bir duygudur. İçinde kin, garez biriktiren insan, gün gelir bunu kusar. Bir başka söylemle öç almaya çalışır ya da öç alır. 

Şiirde geçen “miskin” sözcüğünü uyuşuk, tembel, bir durum karşısında tepki göstermeyen kişi anlamında değil dünya malında gözü olmayan, alçakgönüllü, gösterişsiz, sade yaşamaktan yana olan kişi anlamında kullanmıştır. Yunus Emre böyle biridir. Dünya malında gözü olmayan, azla yetinen, gönlünü sevgi deryasına açan, kalender;  ham duygulardan arınmış;  “ Sevelim sevilelim / Dünya kimseye kalmaz” olgunluğuna erişmiş bilge bir derviştir. 

Kin duyan insan/lar nefretle beslenir. Sevgi sözcüğünün zıt anlamlısıdır nefret. Sevgi olumlu, yüce bir duygudur; nefret olumsuz bir duygu. Sevgide derinlik vardır; nefrette sığlık.  Bir kimsenin kötülüğünü, mutsuzluğunu istemeye yönelik bir duygudur, nefret. Bir başka anlamı tiksinti ve tiksinmedir. 

Kin, garez, nefret sözcüklerini değil konuşmak, tartışmak, duymak bile istemiyorum. Bu soğuk sözcükler beni olumsuz etkiliyor, huzursuz ediyor, canımı sıkıyor, karamsarlığa itiyor. İyilikten, sevgiden, hoşgörüden yanayım, daima. Yapıcı, yönlendirici, yardımcı olmak isterim. Bu benim yaradılışımda var. Belki de Yunus Emre'yi benimsemem, özümsemem, içselleştirmem, bundan. 

Bu incitici, yaralayıcı kaba sözcüklerin içimi daraltan, ruhumu sıkan olumsuz etkisinden kurtulmak için yıllar önce kaleme aldığım bir şiirimi anımsadım,  birden.  Şöyle başlıyordu dizeler: Nelere yandı bunca / İçimde közdür ayna / Sevgi nehir olunca / Yanık bir sözdür ayna // Sütten ak, sudan berrak / Ham duygulardan ırak / Sevgi ile sımsıcak / Gönüldür, gözdür ayna… Sevgi ne kadar sıcak, ne kadar içten, ne kadar derinlikli…  Sevgi dili ne kadar etkileyici… Her tatlı dilde, her güler yüzde bir sevgi pınarı vardır, akar. Bozkırın tezenesinin söylediği gibiTatlı dile, güler yüze doyulur mu?” 

Kin duyan insanlar hazımsızdır da. Kin duydukları kişiyi düşman bellerler.  Akılla değil ham duygularla hareket eder. Bu tipler huzursuz ve kıskanç olur. Bir kişiyi ya da bir nesneyi paylaşamama duygusudur, kıskançlık. Çocuklar birbirini kıskanır, büyükler sevdiklerini. 

Hani zaman zaman duyarız “seven kıskanır” söylemini. Bu doğrudur. Hatta kıskançlık üzerine yazılan ünlü bir şiir vardır. Faruk Nafiz Çamlıbel, sevdiği kadını aşırı kıskanır. Psikolojik rahatsızlık noktasına varan bu duygusunu “Kıskanç” adlı şiirinde açığa vurur: 

Sakın bir söz söyleme... Yüzüme bakma sakın!

Sesini duyan olur, sana göz koyan olur.

Düşmanımdır seni kim bulursa cana yakın,

Anan bile okşarsa benim bağrım kan olur...

 

 

Dilerim Tanrı'dan ki sana açık kucaklar

Bir daha kapanmadan kara toprakla dolsun,

Kan tükürsün adını candan anan dudaklar,

Sana benim gözümle bakan gözler kör olsun!

Öyle ki Çamlıbel, sevdiği kızı, doğuran, besleyen, büyüten, yetiştiren annesinin okşamasından bile rahatsızlık duyar. Sevdiğini kim cana yakın bulursa ona düşman olduğunu söyler.  

Adını candan ananlara “kan tükürsün” diyerek ilenir…

Nereden nereye sürüklendik. Kin, nefret, kıskançlık…  Oysaki bütün bu ham duyguların ilacı, kuşkusuz, sevgidir. Sevginin dili şiir; şiirin dili sevgi olalı birçok ünlü şair, şiirlerinde sevginin coşkusunu, derinliğini, sıcak dilini başarı ile yansıtmış.  Bunlardan biri de İlhan Berk:

Ne zaman seni düşünsem

Bir ceylan su içmeye iner

Çayırları büyürken görürüm.

Her akşam seninle

Yeşil bir zeytin tanesi

Bir parça mavi deniz

Alır beni.

 

 

Seni düşündükçe

Gül dikiyorum elimin değdiği yere

Atlara su veriyorum

Daha bir seviyorum dağları… 

Kinin ve nefretin yeri olmamalı insanlarda. Sevgiyle yoğrulmalı her yürek, sevgiyle beslenmeli. İyiden, güzelden, güzellikten yana olmalı insan; erdemli, bilgili, kültürlü. Nazım Hikmet'in diliyle söylersek barış, sevgi ve dostluk çemberi içerisinde “bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine” yaşamalı.  Huzurlu olmalı.

Kin tutan insan kıskançtır, mutsuz, huzursuzdur.  Kin tutmayan insan mütevazı,  mutludur.  Necati Cumalı “ İçimden hep iyilik geliyor. Yaşadığımız dünyayı seviyorum. Kin tutmak benim harcım değil. Çektiğim bütün sıkıntıları unuttum, parasız pulsuzum ne çıkar, gelecek güzel günlere inanıyorum...” diyerek kinin iyilik ile aşılacağını dile getirir. Haksız mı?

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve goreleden.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.