Ülkemizin en büyük evcil hayvan mağazası olan tcremix.org sitemizde kedi veya köpek besleyenler için hayatlarını kolaylaştıracak çok sayıda ürün bulunuyor. Bunların en başında mamalar geliyor eğer köpek besliyorsanız köpek maması başta olmak üzere yavru köpek maması, yaşlı köpek maması, light köpek maması, tahılsız köpek maması, konserve köpek yaş mama ürünlerini bulabileceğiniz gibi köpek sağlık ürünleri, köpek ödülleri, köpek bakım ürünleri, köpek aksesuarları, köpek mama su kapları, köpek oyuncakları, köpek eğitim ürünleri, köpek tasmaları gibi işlerinizi kolaylaştıracak çok sayıda ürünü bulabilirsiniz. Kedi besleyen arkadaşlar başta kedi maması ana kategorimiz olmak üzere konserve kedi yaş maması, yavru kedi konserve maması, yavru kedi maması, kısırlaştırılmış kedi maması, yaşlı kedi maması, yetişkin kedi maması, light diyet kedi maması kategorilerimizi ziyaret ederek kedinizin temel beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilirisiniz. Diğer yandan ihtiyaç duyabileceğiniz diğer ürünleri kedi ödülleri, kedi tuvaletleri, kedi oyuncakları, kedi vitaminleri, kedi kumu, kedi aksesuarları, kedi bakım ürünleri, kedi mama su kapları ana kategorilerimizden bulabilirsiniz. Ayrıntılı armaa için alt kategorilerimize de göz atmanızda fayda var. Türkiye 'nin en büyük online pet shop mağazası tcremix.org sitemize hepiniz davetlisiniz.
Esenyurt Escort

ctwpaa.org https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler

Hüseyin Çakıcı
Köşe Yazarı
Hüseyin Çakıcı
 

31 MART OLAYI, TOPÇU KIŞLASI VE YANSIMALARI

Etkileri zamanımızda bile devam eden 31 Mart (13.Nisan 1909) Vakasını tüm toplumun gerçekçi ve detaylı öğrenmesi gerekmektedir. Tarihi olaylar TARİH BİLİMİ nin objektif süzgecinden geçirilmeden doğru tahlil edilip doğru öğrenilmez ise olayların yanlış ve eksik öğrenilmesi toplum katlarında değişik gelişmelere neden olabildiği gibi birileri bu olayları kendi çıkarlarına kullanabilirler. 19. Yüz Yılın yarısından sonra Osmanlı Devleti Dünya devletleri ile arasındaki ilişkisinden sonra dağılmaya yüz tutmaya başlamıştı. Fransız Devrimi ve Osmanlının içinde bulunduğu zafiyet nedeniyle azınlıklar devletten ayrılmaya başlamış ve bu amaçla mücadele diyorlardı. 1828 yılında Yunanlılar bağımsızlıklarını ilan etmişlerdi. Tanzimat’ta başlayan batılılaşma nedeniyle Osmanlı Devleti Yönetim anlayışında da değişikliğe gitti. Abdülaziz bir darbe ile iktidardan indirilince yeğeni 2. Abdülhamit Meşruti Yönetimi ( Parlamentonun ve Padişah veya kralın olduğu yönetim) ilan etmesi gerekçesiyle padişah ilan edildi. (23. Aralık 1876) Meşrutiyetin ilanı ile kurulacak mecliste her toplum nüfusu oranında temsil edilme hakkı elde ediyordu. Bu gelişme Osmanlı egemenliği altındaki halklar tekrar bir araya getirmeye başlamıştı. Bu toparlanma batılı emperyalist güçleri rahatsız etti. Ardından tarihimizde 93 HARPLERİ (1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı) çıktı. Osmanlı Devleti mağlup oldu. Ruslar Yeşilköy e kadar geldiler. Yeşilköy(Ayastefenos) antlaşmasının mecliste tartışıldığı sırada çıkan tartışmada padişah 2. Abdülhamit tepki göstererek parlamentoyu kapattığını ilan etti. 1878 yılından 1908 yılına kadar Osmanlı Devletini tek adam yönetimi (İSTİPTAT) baskıcı yönetimle yönetildi. Bu süreç içinde Osmanlı topraklarının Bir buçuk milyon kilometrekarelik kısmı, KIBRIS elden çıkmıştır. O dönemde Osmanlı Devleti Kırım Savaşı aşamasında Avrupalı Devletlerden aldıkları borçları ödeyemediği için 1882 yılında alacaklı devletler Duyun Umumi adıyla bir sistem kurarak Osmanlı Devletinin olmazsa olmaz gelirlerine el koymuştur. Osmanlı hazinesi bom boş tam takır idi. Osmanlı aydınlarının bu ortamdaki mücadeleleri baskı ile sindirilmeye çalışılmıştır. Namık Kemal, Ziya Paşa ve Tevfik Fikret bu aydınlardandır. İngiltere ile Çarlık Rusya 9. Haziran 1908 yılında LİTVANYA’nın Baltık Deniz kenarındaki başkenti REVAL de toplanarak Osmanlı topraklarını kendi aralarında gizlice taksim ettiler. Bu gizli antlaşmanın Fransız gazetelerinde yayınlanmasından sonra Osmanlı aydınları sert tepki gösterdiler. Padişah 2. Abdülhamit e giderek Meşrutiyet’i ikinci kez tekrar ilan ettirdiler. 1. Meşrutiyet ile 2. Meşrutiyet arasında önemli farklar vardı. 1. Meşrutiyette “Hükümet padişaha sorumlu, padişahın meclisi kapatma yetkisi vardı. 2. Meşrutiyette ise Hükümet Meclise sorumlu, padişahın meclisi kapatma yetkisi yoktu. 2. Meşrutiyet daha özgürlükçü daha demokrat bir yapı içinde idi. Padişahın yetkileri bir nebze elinden alınmış gibi idi. “Bu konuda Doğan AVCIOĞLU’ nun 31 Martta Yabancı Parmağı isimli yapıtı önemli kaynaktır. “ Osmanlı Devletinde iki sınıf asker vardı. Birinci sınıf Mustafa Kemal Atatürk, Rauf Orbay Kazım Karabekir gibi Harbiye mezunu askerler, diğerleri ise erlikten onbaşılığı oradan çavuşluğa ve paşalığa kadar yükselen alaylı askerler (Anzavur Ahmet Paşa) gibi. “ Anzavur Ahmet Paşa Kurtuluş Savaşı aşamasında Kuvay ı Milliyeye karşı isyan etmiştir.” Alaylı tabir edilen Padişah ve Halife yanlısı bu askerler Taksimdeki TOPÇU KIŞLASINDA kalmaktadırlar. 2. Meşrutiyette Padişah(Halife) nin yetkilerinin sınırlandırılması üzerine Padişahlık ve Halifelik elden gidiyor diye isyan ederler. İstanbul’da bir milletvekili, bir bakan ve sayısız Harbiyeli subayları katlederler. Meşrutiyete karşı silahlı bir ayaklanma başlatıldı. Selanik’te konuşlanan meşrutiyet yanlısı askerler Mahmut Şefket Paşa komutasında İstanbul a gelerek bu ayaklanma bastırıldı. “Hareket Ordusunun kurmay Başkanı Mustafa Kemal Atatürk tür”. Çatışma sırasında TOPÇU KIŞLASI harabeye döndü. Ayaklanmayı bastıran güçler Padişaha giderek sultanım sizi halk istemiyor diyerek 2. Abdülhamit i tahttan indirerek kardeşi Sultan REŞAT ı padişah yaptılar. Abdülhamit kendisinin yurt dışına sürülmemesini isteyince Selanik e sürüldü. Selanik o zaman Osmanlı toprağı idi. Hatta annemin dedesi Kaptan dedemiz de Selanik limanında görevli idi. 1912 yılında Selanik Yunanlıların eline geçince oradan İstanbul a getirilip Beylerbeyi sarayına yerleştirildi ve 10. Şubat. 1918 yılında bu sarayda ölmüştür. Harabe haline gelen Topçu Kışlası İstanbul İtilaf Devletleri tarafından işgal edilince Senegalli Fransız askerlerine ev sahipliği yapmış askerler burada yatmışlardır. Cumhuriyet İlan edilince kışlanın bahçesi stada dönüştürülmüş, İlk milli maçımız, Romanya Türkiye milli maçı bu sahada oynanmıştır. Uzun zaman harabe halinde duran kışla binası 1939 yılında zamanın İstanbul valisi Lütfü KIRDAR tarafından yıktırılmış bahçesine ağaçlar dikilerek GEZİ PARKINA dönüştürülmüştür. Zamanımızın siyasi iktidarı Taksim e cami projesi ile Topçu kışlasını tekrar yapmak istemiş bunun için ağaçları kesmeye başlayınca çevreci insanlar ağaçların kesilmesine karşı durmuşlar ve ağaçların kesilmesini engellemişlerdir. Gezi Parkı olayları olarak değerlendirilip içinden çıkılmaz hale getirilen bu olayların gerçek yüzü budur. Bu olaylar bilinçli olarak siyasi bir intikama dönüştürülmüştür. Aslında Gezi Parkındaki ağaçların kesilmesini engelleyen olay çevreci bir hareketten başka bir şey değildir. Özünde bu olayların bu kadar dallanıp budaklanıp siyasi bir hesaplaşmaya dönüşmesinin altındaki asıl neden Abdülhamit nedenidir. İnsanlarımız tarihi olayları Tarih Biliminin süzgecinden geçirip objektif yan tutmadan bilimsel bir mantıkla öğrenip değerlendirmiyorlar. Özgür bağımsız tam demokrat bilim ve akıldan yana bir Türkiye düşüncesi ile sağlıcakla mutlulukta kalınız. 09.01.2024 Hüseyin ÇAKICI Emekli Tarih Öğretmeni
Ekleme Tarihi: 09 Ocak 2024 - Salı

31 MART OLAYI, TOPÇU KIŞLASI VE YANSIMALARI

Etkileri zamanımızda bile devam eden 31 Mart (13.Nisan 1909) Vakasını tüm toplumun gerçekçi ve detaylı öğrenmesi gerekmektedir.
Tarihi olaylar TARİH BİLİMİ nin objektif süzgecinden geçirilmeden doğru tahlil edilip doğru öğrenilmez ise olayların yanlış ve eksik öğrenilmesi toplum katlarında değişik gelişmelere neden olabildiği gibi birileri bu olayları kendi çıkarlarına kullanabilirler.
19. Yüz Yılın yarısından sonra Osmanlı Devleti Dünya devletleri ile arasındaki ilişkisinden sonra dağılmaya yüz tutmaya başlamıştı. Fransız Devrimi ve Osmanlının içinde bulunduğu zafiyet nedeniyle azınlıklar devletten ayrılmaya başlamış ve bu amaçla mücadele diyorlardı. 1828 yılında Yunanlılar bağımsızlıklarını ilan etmişlerdi. Tanzimat’ta başlayan batılılaşma nedeniyle Osmanlı Devleti Yönetim anlayışında da değişikliğe gitti. Abdülaziz bir darbe ile iktidardan indirilince yeğeni 2. Abdülhamit Meşruti Yönetimi ( Parlamentonun ve Padişah veya kralın olduğu yönetim) ilan etmesi gerekçesiyle padişah ilan edildi. (23. Aralık 1876) Meşrutiyetin ilanı ile kurulacak mecliste her toplum nüfusu oranında temsil edilme hakkı elde ediyordu. Bu gelişme Osmanlı egemenliği altındaki halklar tekrar bir araya getirmeye başlamıştı.
Bu toparlanma batılı emperyalist güçleri rahatsız etti. Ardından tarihimizde 93 HARPLERİ (1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı) çıktı. Osmanlı Devleti mağlup oldu. Ruslar Yeşilköy e kadar geldiler. Yeşilköy(Ayastefenos) antlaşmasının mecliste tartışıldığı sırada çıkan tartışmada padişah 2. Abdülhamit tepki göstererek parlamentoyu kapattığını ilan etti. 1878 yılından 1908 yılına kadar Osmanlı Devletini tek adam yönetimi (İSTİPTAT) baskıcı yönetimle yönetildi. Bu süreç içinde Osmanlı topraklarının Bir buçuk milyon kilometrekarelik kısmı, KIBRIS elden çıkmıştır.
O dönemde Osmanlı Devleti Kırım Savaşı aşamasında Avrupalı Devletlerden aldıkları borçları ödeyemediği için 1882 yılında alacaklı devletler Duyun Umumi adıyla bir sistem kurarak Osmanlı Devletinin olmazsa olmaz gelirlerine el koymuştur. Osmanlı hazinesi bom boş tam takır idi. Osmanlı aydınlarının bu ortamdaki mücadeleleri baskı ile sindirilmeye çalışılmıştır. Namık Kemal, Ziya Paşa ve Tevfik Fikret bu aydınlardandır.
İngiltere ile Çarlık Rusya 9. Haziran 1908 yılında LİTVANYA’nın Baltık Deniz kenarındaki başkenti REVAL de toplanarak Osmanlı topraklarını kendi aralarında gizlice taksim ettiler. Bu gizli antlaşmanın Fransız gazetelerinde yayınlanmasından sonra Osmanlı aydınları sert tepki gösterdiler. Padişah 2. Abdülhamit e giderek Meşrutiyet’i ikinci kez tekrar ilan ettirdiler.
1. Meşrutiyet ile 2. Meşrutiyet arasında önemli farklar vardı. 1. Meşrutiyette “Hükümet padişaha sorumlu, padişahın meclisi kapatma yetkisi vardı. 2. Meşrutiyette ise Hükümet Meclise sorumlu, padişahın meclisi kapatma yetkisi yoktu. 2. Meşrutiyet daha özgürlükçü daha demokrat bir yapı içinde idi. Padişahın yetkileri bir nebze elinden alınmış gibi idi.
“Bu konuda Doğan AVCIOĞLU’ nun 31 Martta Yabancı Parmağı isimli yapıtı önemli kaynaktır. “
Osmanlı Devletinde iki sınıf asker vardı. Birinci sınıf Mustafa Kemal Atatürk, Rauf Orbay Kazım Karabekir gibi Harbiye mezunu askerler, diğerleri ise erlikten onbaşılığı oradan çavuşluğa ve paşalığa kadar yükselen alaylı askerler (Anzavur Ahmet Paşa) gibi. “ Anzavur Ahmet Paşa Kurtuluş Savaşı aşamasında Kuvay ı Milliyeye karşı isyan etmiştir.” Alaylı tabir edilen Padişah ve Halife yanlısı bu askerler Taksimdeki TOPÇU KIŞLASINDA kalmaktadırlar. 2. Meşrutiyette Padişah(Halife) nin yetkilerinin sınırlandırılması üzerine Padişahlık ve Halifelik elden gidiyor diye isyan ederler. İstanbul’da bir milletvekili, bir bakan ve sayısız Harbiyeli subayları katlederler. Meşrutiyete karşı silahlı bir ayaklanma başlatıldı. Selanik’te konuşlanan meşrutiyet yanlısı askerler Mahmut Şefket Paşa komutasında İstanbul a gelerek bu ayaklanma bastırıldı. “Hareket Ordusunun kurmay Başkanı Mustafa Kemal Atatürk tür”. Çatışma sırasında TOPÇU KIŞLASI harabeye döndü. Ayaklanmayı bastıran güçler Padişaha giderek sultanım sizi halk istemiyor diyerek 2. Abdülhamit i tahttan indirerek kardeşi Sultan REŞAT ı padişah yaptılar. Abdülhamit kendisinin yurt dışına sürülmemesini isteyince Selanik e sürüldü. Selanik o zaman Osmanlı toprağı idi. Hatta annemin dedesi Kaptan dedemiz de Selanik limanında görevli idi. 1912 yılında Selanik Yunanlıların eline geçince oradan İstanbul a getirilip Beylerbeyi sarayına yerleştirildi ve 10. Şubat. 1918 yılında bu sarayda ölmüştür.
Harabe haline gelen Topçu Kışlası İstanbul İtilaf Devletleri tarafından işgal edilince Senegalli Fransız askerlerine ev sahipliği yapmış askerler burada yatmışlardır. Cumhuriyet İlan edilince kışlanın bahçesi stada dönüştürülmüş, İlk milli maçımız, Romanya Türkiye milli maçı bu sahada oynanmıştır. Uzun zaman harabe halinde duran kışla binası 1939 yılında zamanın İstanbul valisi Lütfü KIRDAR tarafından yıktırılmış bahçesine ağaçlar dikilerek GEZİ PARKINA dönüştürülmüştür. Zamanımızın siyasi iktidarı Taksim e cami projesi ile Topçu kışlasını tekrar yapmak istemiş bunun için ağaçları kesmeye başlayınca çevreci insanlar ağaçların kesilmesine karşı durmuşlar ve ağaçların kesilmesini engellemişlerdir.
Gezi Parkı olayları olarak değerlendirilip içinden çıkılmaz hale getirilen bu olayların gerçek yüzü budur. Bu olaylar bilinçli olarak siyasi bir intikama dönüştürülmüştür. Aslında Gezi Parkındaki ağaçların kesilmesini engelleyen olay çevreci bir hareketten başka bir şey değildir.
Özünde bu olayların bu kadar dallanıp budaklanıp siyasi bir hesaplaşmaya dönüşmesinin altındaki asıl neden Abdülhamit nedenidir.
İnsanlarımız tarihi olayları Tarih Biliminin süzgecinden geçirip objektif yan tutmadan bilimsel bir mantıkla öğrenip değerlendirmiyorlar.
Özgür bağımsız tam demokrat bilim ve akıldan yana bir Türkiye düşüncesi ile sağlıcakla mutlulukta kalınız. 09.01.2024
Hüseyin ÇAKICI
Emekli Tarih Öğretmeni
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve goreleden.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.