Anılarımı yazmaya devam edeceğim. İnanın bazı dostlarımı yazmak için zorlanıyorum. O kadar çok anı biriktirmişim ki hangisinden başlayacağımı kestiremiyorum.
1973 yılı Şubat ayında Artvİn BORÇKA Ticaret Lisesinde göreve başladım. Karlı bir kış günü idi. Cankurtaran tepesinden inerken karın yoğunluğu beni tedirgin etmişti. Gece Borçka Nüfus 3000 tabelasını gördüğümde tedirgin oldum. Yanlış geldim diye hayıflandım. Çünkü bu kadar küçük bir kasabada Ticaret Lisesi olamazdı. Gece bir otele yerleştim, sabah kalkıp karşıdaki lokantada çorba içmek istediğimde lokantanın patronu evladım öğretmenmisin hoş geldin yoksa Ticaret Lisesine mi geldin deyince hem rahatladım hem şaşırdım. Bu kadar küçük bir kasabada Ticaret Lisesi nasıl olurdu. Bir garsonun eşliğinde Okula gittim. iki katlı bir ev olarak kullanılan binaya Ticaret Lisesi açmışlardı. Müdür beyle tanıştıktan sonra ben burada yapamam istifa etmek istiyorum diyebildim. Müdürümüz sevgili dostum rahmetli Kerim AĞIRAKÇA bana hocam şu sınıf çok ses yapıyor, sınıfa bir gir hem tanışır hem de istifayı düşünürsün dedi. Başlayış o başlayış mutluluk ve çilesi ile tam elli yıl devlette ve özel okul ve dersanelerde öğretmenlik yaptım.
Borçka da göreve başlayınca ilk sene Turgut ÖZAKMAN ın Duvarların Ötesi oyununu sahneye koyduk. Benim hobilerimin başında Tiyatro, musıki ve spor geliyor.İlk sahneye ilkokul beşinci sınıfta Görele Türkelli Köyümde sahneye çıktım. İkinci sene Haşmet ZEYBEKin IRGAT ını sahneye koyuyorduk. Öğrencilerim Murgul Bakır Fabrikasında Giresunlu tiyatrocu bir ağabeyimiz var bize yardım edebilir didiler. Giresun lu tiyatrocu SEMA YAZICIOĞLU aklıma geliyor ama ihtimal vermiyorum. Giresun lisesinden ayrılıp Rize Lisesine paralı yatılı olarak gitmiş, üniversite yıllarımda Giresun la bağım biraz azalmıştı.
Bir gün okulun kapısında dururken Sema'nın geldiğini görünce şaşırmadım desem yalan olur. Beni görünce o da şaşırdı. Kucaklaştık. Hal hatırdan sonra belirli günlerle Tiyatro çalışmalarına katılmasına karar verdik. Semanın kardeşi Melih Yazıcıoğlu Akın Spor un kalecisi ve aynı zamanda benim sıra arkadaşımdı. Harika bir oyun ortaya çıktı. Artvin in kasabalarında turneye çıktık. Şavşat'ta oyunu kamyon üzerinde oynayacaktık zamanın iç işleri bakanı telgraf emri ile oyunumuzu yasakladı.
İki yıllık görevden sonra tayinim Giresun Ticaret Lisesine çıktı. Sema da Murguldaki görevini bırakmıştı. Giresun da TÖB-DER bünyesinde çeşitli oyunlar sahneye koyduk. Irgat, 403. Kilometre bunlardan ikisidir. Haşmet ZEYBEK in ZENGİN MUTFAĞINI bizzat birlikte oynadık. Karadeniz Bölgesinde Fatsa, Samsun ve Ladik gibi bölgelere turneye çıktık. Ladik te çok ilginç bir anımız var. Oyunun son sahnesi, Sema aşçıyı ben işçi ahmet i oynuyorum. Sema bir tirat söyleyecek ben de onun sözü üzerine sahnenin ortasına gelerek ajite biçimde tirat atacağım. Sema bir türlü söyleyeceğini söylemiyor. elinde tava ne diyecektim ben ne diyecektim ben diye masanın etrafında dönüyoruz. Bir an aşçı bozuntusu köpeği zehirlemişsin geveleyip duruyorsun çık dışarı dedim. Sahnenin kapısın açtığımda Yılmaz ŞAHİN(Japon) söyleyeceği sözü söyleyince aşçı bozuntusu hemen de kaçıyorsun gel buraya dedim. O sözünü söyledi ben de sahnenin önüne gelip ajite tiratımı attım salon ayağa kalktı. Kulise geldiğinde hala titriyordu. Bana dönüp bu adam manyak zaten bu sahnede olursa ben rahat ediyorum deyip bana sarıldı. Bu oyundan sonra Orhan ASENA nın ÖLÜ KENTİN NABZI nı çalışmaya başladık. Sema Doktoru ve Prof Navaro yu oynuyordum. Oyun Şili deki Pinoche rejimini anlatıyordu. Biz oyunu sahneye koyma aşamamızda 12 eylül darbesi oldu. Tiyatroda rol icabı yaşadıklarımı gerçek hayatımda yaşadım.
Sama denince akla sadece tiyatro gelmiyor tabiki.
Sema şiiri okumuyor adeta yaşıyordu. Özellikle CAN AKENGİN şiirlerini Sema okumaz yaşardı. Rıza Polat Akkoyunlu'nun Ankara'nın Koltuk Meyhaneleri şiirini ondan daha iyi okuyan hatta yaşayan birini tanımadım görmedim.
Sema satırlara sığmayacak kadar yetenekli güzel bir dostumdu. Çok anı biriktirmişiz. Sevgili eşi öğrencim ve çok sevdiğim kızım kardeşimdir. Oğulları ile sağlıklı yıllar diliyorum. Sema kardeşim ışıklar içinde uyuyordur. Yeri aydınlık olsun.
Anılar devam edecek. Tüm güzel günler geceler sizlerin olsun. ÇAKICI