Bir ara merak sarmıştım, üç kutsal kitap KURAN, TEVRAT VE İNCİL in ortak yanlarını araştırmaya çalıştım. AYET, CÜZ ve BAB ları karşılaştırdım. Ortak yanlarının tümü yaşam ve insan hakları ile ilgili idi. Başta yaşam hakkı olmak üzere özellikle bir başkasının haklarının başkası tarafından çalınmasını şiddetle yasaklıyorlardı. Merak eden olursa üç kutsal kitabı alıp okuyabilirler.
Buna rağmen tarih boyunca kendilerini dindar ve hakka yakın bulanların siyasi egemenliklerinde bu hak ihlalleri daha fazla ve sorumsuzca yapılmaktadır.
Bu davranışların tümü kutsal kitaplarda ve tüm toplumlarda AHLAKSIZLIK olarak değerlendirilmektedir. Ahlak soyut bir kavramdır, toplumdan topluma küçük farklılıkları olsa da genelde her toplumda aynı değerler bütünü içinde değerlendirilir.
Bu nedenle İslam Ansiklopedisine baktım. Şöyle tanımlıyordu. AHLAK: İnsanın iyi ve kötü olarak vasıflandırılmasına yol açan manevi nitelikleri, huyları ve bunların etkisiyle ortaya konan iradeli davranışlar bütünü, bunlarla ilgili ilim dalı.
FAZİLET: İnsanın iyilik yapmasını ve kötülükten uzak durmasını sağlayan ruhi yetenekler için kullanılan bir ahlak terimi.
EDEP: Bir toplumda örf, adet ve kural halini almış iyi tutum ve davranışlar veya bunları kazandıran bilgi anlamında kullanılan terim.
Şimdi ÖSS ve KPSS sınav sorularının çalınmasını ve sonuçlarını irdelemeye çalışalım. 2010 yılında halen ceza evinde bulunan ÖSYM başkanı Ali DEMİR zamanında soruların çalınması ile tarikat mensubu kişiler üniversiteleri kazandılar. Şu an devletin en önemli noktalarında görev yapmaktadırlar diye düşünüyorum. Bu kişilerin hangisinin YARGIÇ hangisinin SAVCI hangisinin SUBAY olduğu araştırılıp ortaya çıkarılabilir. Yaklaşık iki bin yıllık Devlet geleneğimizde bu olaylar devletin belleğine kayıt edilmiştir. Mutlaka geriye doğru gerçekçi bir bakış açısı iler durum irdelenmeli olay bütün açıklığı ile ortaya çıkarılmalıdır. Bu uygulama toplum benliğine biraz da olsa su serpecektir.
Birde KPSS sınavında yüksek puan aldığı halde “MÜLAKATTA elenen gençlerimiz var. Sınavda yüksek puan aldığı halde bir derneğin veya bir cemaatin listesi yüzünden işe kabul edilmeyen gençlerimiz var. Torpille sadece mülakatta hak etmediği halde göreve getirilenlerin mutlaka teşhir edilmesi gerekmektedir.
İstatistik bilimin ışığında bu uygulamayı yapmak zor olmasa gerek.
Mülakat yani sözlü sınav, bazı meslekler için mutlaka yapılmalıdır. Ancak mülakatta görevli olan kişilerin dürüstlükleri, ahlaklı oluşları toplum tarafından kabul görmüş, özellikle ilgili meslekte mutlaka yetki sahibi olan kişilerden seçilmelidir. Bu kişilerin hiçbir suretle siyasi yapı ile hiçbir ilişkisinin olmaması sadece DEVLET in görevlisi, Devlet görevini kendinde içselleştirmiş olan kişilerden oluşturulması gerekmektedir.
Bu ahlaksız ve edepsiz uygulama kim tarafından kimin zamanında yapılırsa yapılsın toplumun benliğinde onarılması mümkün olmayan yaralar açar. Toplumun birlik ve bütünlüğünü bozar. Ortaya çıkacak önemli toplumsal sorunlarda toplumun bu sorunlarla birlikte mücadele etme yetisini elinden alır. Zaman içinde toplum içinde kişilerin birbirlerine olan güvenlerini ortadan kaldırdığı için toplumun çöküşünü hızlandırır.
Ahlaklı, edepli, dürüst birbirlerini sevip güvenen demokrasiye inanıp onu yaşayan bir toplum dileklerimle saygı sevgi ve sağlıcakla kalınız. 02.08. 2022
Hüseyin ÇAKICI
Emekli Tarih öğretmeni
Giresun Ticaret Lisesi Eski Müdürü