Yazı dizisini yeni okumaya başlayan arkadaşlar için anımsatmak yararlı olur diye düşünüyorum.
Bu yazı dizisini, 6. Yüzyıl Bizans Tarihçisi ve Hukukçusu Myrınalı Agathias'ın Bizans Tarihi( AGATHIAS KRONİĞİ 552 - 559) adlı kitaptan yararlanarak hazırladım
Kitabı, okuyalı epey zaman olduğu için, yazıyı, kitabı okurken aldığım notlara bakarak yazıyorum.
Bu yazıların, meraklısı dışındaki okuyucular için oldukça sıkıcı yazılar olduğunu da tahmin edebiliyorum.
Kitabı benden önce okuyan arkadaş; hocam, kitabı okumaya çalıştım ama doğrusunu istersen pek bir şey anlayamadım, demişti.
Yapı meselesi, her konu herkesin ilgisini çekmeye biliyor...
Bu uüzden, kitapta, paylaşılacak birçok konu daha olmasına karşın, daha fazla uzatmadan Hunlarla ilgili bazı bilgiler paylaşarak bu diziyi bitirmek istiyorum.
İlgilenen okuyucular kitabı bir biçimde edinerek tamamını okuyabilirler, yayın evinin adresini ve telefon numarasını, yazının sonun yazacağım.
Şimdi geçelim Hunlarla ilgili bilgilere:
"Eski zamanlarda Hunlar, Asya'da Imaeus(İmeon Dağı; güneybatıda Zağros Dağları'ndan, kuzeydoğuda Altay Dağları'na uzanan...) Dağı'nın yakınında yerleşmiş halkların yaptığı gibi, Don Nehri'nin kuzeyindeki, Maeotis Gölü(Azak Denizi)'nün doğusundaki bölgeye yerleştiler.
Tüm bu halklar genel olarak İskitler veya Hunlar adı verilirken, tek tek kabilelerin Kurtrigur, Utigur, Ultizur, Burgundi ve bu isimlere benzeyen, atalarının kendi geleneklerine dayanan kendi özel özel isimleri vardı.
Birkaç nesil sonra ya popüler geleneğin anlattığı gibi dişi bir geyiği takip ederek ya da tesadüfi bir olayın sonucu Avrupa'ya ilerlediler ve bir şekilde, şimdiye kadar imkansız olduğu düşünülen, Meteos(Azak Denizi) Gölü'nün denize aktığı noktadan geçtiler.
Bu şekilde geçerek yabancı topraklara, çok uzaklara gittiler.
Ani ve beklenmedik baskınlarıyla yerleşik nüfusa sayısız zarar verdiler.
Hatta asıl sakinlerini yerlerinden edip topraklarını işgal ettiler.
Ancak varlıkları kısa süreliydi ve sonunda kendilerinden hiçbir iz bırakmadan ortadan kayboldular.
İmparator Leo zamanına kadar iyi bilinen ve önemli bir güç olarak kabul edilen Ultizurlar ve Burgundilerin durumu buna örnektir.
Muhtemelen ya yok oldukları ya da dünyanın sonuna göç ettikleri için günümüzde ve çağımızda onlar ne biliyoruz ne de ben hayel edebiliyorum.
Ancak söz konusu yılda, veba (salgını) başkente ulaştığı zaman diğer tüm Hun kabileler Varlıklarını sürdürdü.
Gerçekten de şöhretlerinin zirvesindeydiler ve en iyi kendilerinin bildiği bir sebeple güneye göç etmeyi seçip Tuna kıyılarından çok uzakta olmayan bir yere yerleşmişlerdi.
Her zamanki gibi, kışın yaklaşmasına yakın, nehir belirli bir derinliğe kadar donmuştu ve buz; at sırtında geçilebilecek kadar sertti.
Böylece Kurtrigurların lideri Zebergan, donmuş suların üzerinden büyük bir suvari kuvvetiyle dörtnala geçerek zorluk çekmeden Romalıların topraklarına girdi.
Bölgeyi terk edilmiş bulup, kendisine karşı çıkacak herhangi bir gücün olmadığını görünce Moesia ve Scythia'dan geçti ve Trakya'yı işgal etti.
Burada ordusunu bölerek bir kısmını korumasız bölgelere baskın düzenleyip yağmalamak için Yunanistan'a, diğer kısmını da Khersones'e gönderdi." Sayfa: 212-213.
Hunlarla ilgili anlatılanlar burada bitmiyor ama, okuyucuyu sıkmamak için yazı dizisine bu yazı ile son vermek istiyorum.
Son olarak da, kitabı okumak isteyenlere yardımcı olmak için yayın evinin adresini ve telefon numarasını yazıyorum:
Timaş Yayınları
Cağaloğlu, Alemdar Mahallesi, Alayköşkü Caddesi, No: 5
Fatih/İstanbul
Telefon: (0212) 511 24 24
Anasayfa
Yazarlar
Şükrü ÇOBAN
Yazı Detayı
Bu yazı 257+ kez okundu.
OKUYALI EPEY OLSA DA(6)
Yazı dizisini yeni okumaya başlayan arkadaşlar için anımsatmak yararlı olur diye düşünüyorum.
Bu yazı dizisini, 6. Yüzyıl Bizans Tarihçisi ve Hukukçusu Myrınalı Agathias'ın Bizans Tarihi( AGATHIAS KRONİĞİ 552 - 559) adlı kitaptan yararlanarak hazırladım
Kitabı, okuyalı epey zaman olduğu için, yazıyı, kitabı okurken aldığım notlara bakarak yazıyorum.
Bu yazıların, meraklısı dışındaki okuyucular için oldukça sıkıcı yazılar olduğunu da tahmin edebiliyorum.
Kitabı benden önce okuyan arkadaş; hocam, kitabı okumaya çalıştım ama doğrusunu istersen pek bir şey anlayamadım, demişti.
Yapı meselesi, her konu herkesin ilgisini çekmeye biliyor...
Bu uüzden, kitapta, paylaşılacak birçok konu daha olmasına karşın, daha fazla uzatmadan Hunlarla ilgili bazı bilgiler paylaşarak bu diziyi bitirmek istiyorum.
İlgilenen okuyucular kitabı bir biçimde edinerek tamamını okuyabilirler, yayın evinin adresini ve telefon numarasını, yazının sonun yazacağım.
Şimdi geçelim Hunlarla ilgili bilgilere:
"Eski zamanlarda Hunlar, Asya'da Imaeus(İmeon Dağı; güneybatıda Zağros Dağları'ndan, kuzeydoğuda Altay Dağları'na uzanan...) Dağı'nın yakınında yerleşmiş halkların yaptığı gibi, Don Nehri'nin kuzeyindeki, Maeotis Gölü(Azak Denizi)'nün doğusundaki bölgeye yerleştiler.
Tüm bu halklar genel olarak İskitler veya Hunlar adı verilirken, tek tek kabilelerin Kurtrigur, Utigur, Ultizur, Burgundi ve bu isimlere benzeyen, atalarının kendi geleneklerine dayanan kendi özel özel isimleri vardı.
Birkaç nesil sonra ya popüler geleneğin anlattığı gibi dişi bir geyiği takip ederek ya da tesadüfi bir olayın sonucu Avrupa'ya ilerlediler ve bir şekilde, şimdiye kadar imkansız olduğu düşünülen, Meteos(Azak Denizi) Gölü'nün denize aktığı noktadan geçtiler.
Bu şekilde geçerek yabancı topraklara, çok uzaklara gittiler.
Ani ve beklenmedik baskınlarıyla yerleşik nüfusa sayısız zarar verdiler.
Hatta asıl sakinlerini yerlerinden edip topraklarını işgal ettiler.
Ancak varlıkları kısa süreliydi ve sonunda kendilerinden hiçbir iz bırakmadan ortadan kayboldular.
İmparator Leo zamanına kadar iyi bilinen ve önemli bir güç olarak kabul edilen Ultizurlar ve Burgundilerin durumu buna örnektir.
Muhtemelen ya yok oldukları ya da dünyanın sonuna göç ettikleri için günümüzde ve çağımızda onlar ne biliyoruz ne de ben hayel edebiliyorum.
Ancak söz konusu yılda, veba (salgını) başkente ulaştığı zaman diğer tüm Hun kabileler Varlıklarını sürdürdü.
Gerçekten de şöhretlerinin zirvesindeydiler ve en iyi kendilerinin bildiği bir sebeple güneye göç etmeyi seçip Tuna kıyılarından çok uzakta olmayan bir yere yerleşmişlerdi.
Her zamanki gibi, kışın yaklaşmasına yakın, nehir belirli bir derinliğe kadar donmuştu ve buz; at sırtında geçilebilecek kadar sertti.
Böylece Kurtrigurların lideri Zebergan, donmuş suların üzerinden büyük bir suvari kuvvetiyle dörtnala geçerek zorluk çekmeden Romalıların topraklarına girdi.
Bölgeyi terk edilmiş bulup, kendisine karşı çıkacak herhangi bir gücün olmadığını görünce Moesia ve Scythia'dan geçti ve Trakya'yı işgal etti.
Burada ordusunu bölerek bir kısmını korumasız bölgelere baskın düzenleyip yağmalamak için Yunanistan'a, diğer kısmını da Khersones'e gönderdi." Sayfa: 212-213.
Hunlarla ilgili anlatılanlar burada bitmiyor ama, okuyucuyu sıkmamak için yazı dizisine bu yazı ile son vermek istiyorum.
Son olarak da, kitabı okumak isteyenlere yardımcı olmak için yayın evinin adresini ve telefon numarasını yazıyorum:
Timaş Yayınları
Cağaloğlu, Alemdar Mahallesi, Alayköşkü Caddesi, No: 5
Fatih/İstanbul
Telefon: (0212) 511 24 24
Ekleme
Tarihi: 17 Aralık 2023 - Pazar
OKUYALI EPEY OLSA DA(6)
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.