Ülkemizin en büyük evcil hayvan mağazası olan tcremix.org sitemizde kedi veya köpek besleyenler için hayatlarını kolaylaştıracak çok sayıda ürün bulunuyor. Bunların en başında mamalar geliyor eğer köpek besliyorsanız köpek maması başta olmak üzere yavru köpek maması, yaşlı köpek maması, light köpek maması, tahılsız köpek maması, konserve köpek yaş mama ürünlerini bulabileceğiniz gibi köpek sağlık ürünleri, köpek ödülleri, köpek bakım ürünleri, köpek aksesuarları, köpek mama su kapları, köpek oyuncakları, köpek eğitim ürünleri, köpek tasmaları gibi işlerinizi kolaylaştıracak çok sayıda ürünü bulabilirsiniz. Kedi besleyen arkadaşlar başta kedi maması ana kategorimiz olmak üzere konserve kedi yaş maması, yavru kedi konserve maması, yavru kedi maması, kısırlaştırılmış kedi maması, yaşlı kedi maması, yetişkin kedi maması, light diyet kedi maması kategorilerimizi ziyaret ederek kedinizin temel beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilirisiniz. Diğer yandan ihtiyaç duyabileceğiniz diğer ürünleri kedi ödülleri, kedi tuvaletleri, kedi oyuncakları, kedi vitaminleri, kedi kumu, kedi aksesuarları, kedi bakım ürünleri, kedi mama su kapları ana kategorilerimizden bulabilirsiniz. Ayrıntılı armaa için alt kategorilerimize de göz atmanızda fayda var. Türkiye 'nin en büyük online pet shop mağazası tcremix.org sitemize hepiniz davetlisiniz.
Esenyurt Escort

ctwpaa.org https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler

Şükrü ÇOBAN
Köşe Yazarı
Şükrü ÇOBAN
 

GÜZEL YAZI İYİ DE(1)

"Yazı yazarım yazı, Aynanın kapağına. Yine mi geldik yavrum, Ayrılık sapağına?" "Orhan(Kemal), uzun mektupları çoğunluk makine ile yazar. Kısa mektupları da kurşun kalemle. Çok okunaklı, kıvrak, imla kurallarına özenli, sonu hep selam, kelam ile biten mektuplar." (Fikret Otyam, Arkadaşım Orhan Kemal ve Mektuplar, Sayfa:131) Bir yerde; yazı olsun, sohbet olsun fark etmez; yazının içeriğinden değil de okunaklılığından, güzelliğinden söz edilince, hemen beni ince ince bir ter basar. Neden mi? Anlatayım: Alucra'da çalıştığım yıllardı. Teftiş için müfettiş gelmişti... Sınıf teftişine bittikten sonra, ders ve plan defterlerini istedi. Ders ve plan defteri öğretmen masasının üstündeydi. Pencerenin önünden ağır ağır masanın yanına vardım, masanın üstündeki defterleri müfettişe uzatıp, buyurun hocam defterler, dedim. Ve hocam, hepsi tamam, diye de ekledim. Memnun olmuşa benzemiyordu, kinayeli bir biçimde, bakacağız, dedi. Ders defterini inceleyip, imzaladıktan sonra plan defterini aldı. Ben de çaktırmadan göz ucuyla onu izliyordum. Plan defterini biraz inceledikten sonra, karekterin bozuk, dedi. Ben, bu yılki teftiş rahat geçecek derken, bu da neyin nesi idi? - Anlamadım, hocam! - Karekterin bozuk, dedim. Şok olmuştum, sakin olmaya çalışarak: - Hocam şaka mı yapıyorsunuz, bu da nereden çıktı? Diye sordum. Kalbim küt küt atıyordu, sesim de oldukça değişmişti... - İşimizi yapıyoruz hocam, ne şakası? - Siz işinizi böyle mi yapıyorsunuz? Ne demek, karekterin bozuk? Nerden anladınız karekterimin bozukluğunu? Ters birşey dese vuracaktım. Niyetimi anlamıştı. - Hocam yanlış anladınız, ben yazı karekterinizden söz ediyorum. - Öyle desenize!.. Korktuğuğunu anlıyordum. - Hocam yazınız okunuyor, ama bir yazı karekteriniz yok. - Hocam ben solağım, büyüklerin baskısı ile yazı yazarken sağ elimi kullanmak zorunda kaldım. Yazımın çirkin olması bu yüzden olmalı... Hayretle: - Öyle mi? Bilmiyordum hocam. Olayı daha da büyütmemin anlamı yoktu. - Öyle, dedim. Konu kapanmıştı. Okullarda resim ve güzel yazı derslerinden dokuz-on almama rağmen, el yazım okunaklı olsa da görünüş bakımından pek iyi değildir gerçekten. Bu yüzden yazısı güzel birini gördüm mü, imrenirim... Çocukluğumda büyüklerin baskısı ile sağ elimi kullanmak zorunda kalarak, güzel yazı yazma şansımı ben daha çocuklukta kaybetmişim. Çocukluğumdaki baskıların izleri hala duruyor bende... Kalem, makas, kaşık, çatal kullanırken sağ elimi; bıçak, silgi, bardak kullanırken sol elimi kullanıyorum... Ha unutmadan yazayım; futbol, pinpon gibi sporları yaparken solak olmanın çok yararını gördüm, solak olmanın keyfini yaşadım. Hep sıkıntısını çekecek değilim ya! Sağ el sol el seçimleri neye göre yaptığımı sorarsanız, bu konuda herhangi bir fikrim yok. Zaman içinde yerleşmiş alışkanlıklar olmalı. Asıl konu güzel yazı olduğu için, bu konuya haftaya da devam etmek istiyorum.
Ekleme Tarihi: 16 Mart 2024 - Cumartesi

GÜZEL YAZI İYİ DE(1)

"Yazı yazarım yazı,
Aynanın kapağına.
Yine mi geldik yavrum,
Ayrılık sapağına?"
"Orhan(Kemal), uzun mektupları çoğunluk makine ile yazar.
Kısa mektupları da kurşun kalemle.
Çok okunaklı, kıvrak, imla kurallarına özenli, sonu hep selam, kelam ile biten mektuplar."
(Fikret Otyam, Arkadaşım Orhan Kemal ve Mektuplar, Sayfa:131)
Bir yerde; yazı olsun, sohbet olsun fark etmez; yazının içeriğinden değil de okunaklılığından, güzelliğinden söz edilince, hemen beni ince ince bir ter basar.
Neden mi?
Anlatayım:
Alucra'da çalıştığım yıllardı.
Teftiş için müfettiş gelmişti...
Sınıf teftişine bittikten sonra, ders ve plan defterlerini istedi.
Ders ve plan defteri öğretmen masasının üstündeydi.
Pencerenin önünden ağır ağır masanın yanına vardım, masanın üstündeki defterleri müfettişe uzatıp, buyurun hocam defterler, dedim.
Ve hocam, hepsi tamam, diye de ekledim.
Memnun olmuşa benzemiyordu, kinayeli bir biçimde, bakacağız, dedi.
Ders defterini inceleyip, imzaladıktan sonra plan defterini aldı.
Ben de çaktırmadan göz ucuyla onu izliyordum.
Plan defterini biraz inceledikten sonra, karekterin bozuk, dedi.
Ben, bu yılki teftiş rahat geçecek derken, bu da neyin nesi idi?
- Anlamadım, hocam!
- Karekterin bozuk, dedim.
Şok olmuştum, sakin olmaya çalışarak:
- Hocam şaka mı yapıyorsunuz, bu da nereden çıktı? Diye sordum.
Kalbim küt küt atıyordu, sesim de oldukça değişmişti...
- İşimizi yapıyoruz hocam, ne şakası?
- Siz işinizi böyle mi yapıyorsunuz?
Ne demek, karekterin bozuk? Nerden anladınız karekterimin bozukluğunu?
Ters birşey dese vuracaktım.
Niyetimi anlamıştı.
- Hocam yanlış anladınız, ben yazı karekterinizden söz ediyorum.
- Öyle desenize!..
Korktuğuğunu anlıyordum.
- Hocam yazınız okunuyor, ama bir yazı karekteriniz yok.
- Hocam ben solağım, büyüklerin baskısı ile yazı yazarken sağ elimi kullanmak zorunda kaldım. Yazımın çirkin olması bu yüzden olmalı...
Hayretle:
- Öyle mi? Bilmiyordum hocam.
Olayı daha da büyütmemin anlamı yoktu.
- Öyle, dedim.
Konu kapanmıştı.
Okullarda resim ve güzel yazı derslerinden dokuz-on almama rağmen, el yazım okunaklı olsa da görünüş bakımından pek iyi değildir gerçekten.
Bu yüzden yazısı güzel birini gördüm mü, imrenirim...
Çocukluğumda büyüklerin baskısı ile sağ elimi kullanmak zorunda kalarak, güzel yazı yazma şansımı ben daha çocuklukta kaybetmişim.
Çocukluğumdaki baskıların izleri hala duruyor bende...
Kalem, makas, kaşık, çatal kullanırken sağ elimi; bıçak, silgi, bardak kullanırken sol elimi kullanıyorum...
Ha unutmadan yazayım; futbol, pinpon gibi sporları yaparken solak olmanın çok yararını gördüm, solak olmanın keyfini yaşadım.
Hep sıkıntısını çekecek değilim ya!
Sağ el sol el seçimleri neye göre yaptığımı sorarsanız, bu konuda herhangi bir fikrim yok.
Zaman içinde yerleşmiş alışkanlıklar olmalı.
Asıl konu güzel yazı olduğu için, bu konuya haftaya da devam etmek istiyorum.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve goreleden.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.