Mustafa Önsel, fesbuk sayfasında
alıntı bir öykü paylaşmış ve sonuna güzel de bir yorum eklemiş.
Hem öykü hem de yorum çok güzeldi...
Köşe yazımı yazmak için masanın başına oturduğumda, bir türlü yazıya başlayamadım...
Sonunda bu haftaki yazıma, fesbukta okuduğum bu öyküyü ve Mustafa Önsel'in yorumunu almak istedim.
Önce, alıntı olduğu için yazarını bilemediğim öykü:
"Ders gibi; yıl 1917 yer Irak...
İngiliz general, koyunlarını otlatan çobanı uzaktan bir müddet izledikten sonra, yanına yaklaşır ve eğer sürüyü koruyan köpeğini öldürürsen, sana 100 sterlin vereceğim der.
Uzun zamandır zor şartlarda yaşayan çoban için, büyük paradır bu miktar...
Ancak köpek de çok kıymetlidir...
Çobanın tek güvendiği, sürüsünü idare eden, her türlü tehlikeye karşı koruyan, hasta olan koyunun başında bile günlerce aç susuz bekleyen,
bir varlıktır köpeği...
Ama teklif edilen para, 100 sterlin...
İyi paradır.
Çoban, köpeği yakalayıp generalin önünde keser ve alır parayı...
General; köpeğin derisini yüzersen,
100 sterlin daha veririm, der...
Çoban bu sefer düşünmeden,
yüzer deriyi ve alır parayı...
General; köpeği parçalara ayırırsan,
100 sterlin daha, der...
İş raydan çıkmıştır artık.
Ayırır parçalara, alır parayı...
İşi biten general ordan ayrılırken,
bu sefer teklif çobandan gelir; 100 sterlin daha verirsen, köpeğin etinden de yerim...
General cevap verir: Asla! Benim amacım, değer verdiklerinize karşı yaklaşımınızı öğrenmekti.
Sen para için yoldaşın, yardımcın, her şeyin olan köpeği feda ettin...
Ben ihtiyacım olan şeyi öğrendim.
Sonra yanındakilere dönüp; insanlar bu karakterde olduğu müddetçe korkmayın, her şeyi yaptırabilirsiniz, der.
Parası olup, değeri olmayan insanlar; değeri olup, parası olmayan insanların hayat anlayışını değiştirdi...
Artık slogan belli...
Paranın satın alamayacağı şey yoktur.
Şahsi menfaat için insanların satamayacağı bir değer kalmadı maalesef.
Ama az paraya, ama çok paraya...
Bazen paraya, bazen makam mevkiye...
Kazanmak için satanlar!
Aslında, tamamen kaybettiklerini farketmiyorlar çoğu zaman..."
Alıntı
Mustafa Önsel, bu güzel ve ibretlik öyküyü paylaştıktan sonra şu güzel yorumu eklemiş:
"Kimileri de farkettiği halde satıyor.
Sureti haktan görünüp, sizden köpeğinizi isteyen çok olacak.
Bugünlerde fazlasıyla köpek satanlar, sattıkları kişinin köpeği olmaktan, başka işe yaramazlar...
Paranın açamayacağı kapı yok diyenler, aslında! para için her şeyi yaparım, diyenlerdir..."
Bu güzel öyküye ve yoruma eklenecek bir şey yok aslında ama ben yazıyı Şekspir'in çok sevdiğim 66.Sone'si ile bitirmek istiyorum:
66. SONE
Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.
Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,
Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
Değil mi ki ayaklar altında insan onuru,
O kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,
Ezilmiş, hor görülmüş el emeği, göz nuru,
Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş,
Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın,
Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene,
Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın,
Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen' e
Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
Seni yalnız komak var, o koyuyor adama.
Çeviren: Can Yücel