"Eynesil Yöresinden Not Ettiğim  Dörtlükler" dizisinin 5.'sini 01/07/2023 günü yazmıştım    Yazımı da,    "Şimdilik bu kadar...     Yeterince dörtlük birikirse, bir gün onları da yazarım" diye bitirmiştim.     Bir kaç gün önce, Eynesil Sabancı Öğretmen Evi'nin lokalinde ilkokul arkadaşım Mehmet Bodur'la uzun uzun sohbet yaptık ve geçmiş günleri yad ettik...     Sohbet sırasında notlar aldım.     Önemli notlar; yeri gelince o notları da anlatmak istiyorum ama bu yazımın konusu, sohbet sırasında, öyküleri ile birlikte not ettiğim dörtlükler...      Sohbet bitince, bunları yazacağım, adını yazmam da bir sakınca var mı, diye sordum.      Sakıncası yok, Boduroğlu Kurt Mehmet, diye yaz dedi.      Söylediklerini not ederken, Boduroğlu yazma, pek yakışık almaz, dedi.      Sonra biraz düşündükten sonra;  en iyisi sen, bunları Kurt Mehmet Bodur'dan dinledim, diye yaz dedi...     ...      İmamo Mustafa'yı bilirsin, herkes dakılırdı ona...      Ben dakılmazdım...     Onu güldürmek için:     "Haburanın yolları,      Bir vehimdir bir vehim.      Gısa boylu genelik,      Paşaların İbrahim." der onu güldürürüm.      Rahmetlik İmamo bu türküyü duyunca çok gülerdi...     ...     Üsin(Hüseyin) emicem deliganlı adammış, beleşçi olmadığı için de çok arkadaşı varmış...     Babamla emice uşağıymış, Pepiriğik Hasanların gardaşı...     Bir gün Bozdepe'ye düğüne gitmiş...     Hem iyi horan deper hemi de iyi türkü yakarmış...     Horan sırasında:     "Haburadan görünü,     Tirebolu şeğ(h)eri.      İnceçap barabelli,      Gız gocağın değeri." diye türkü yakarak, düğün sahabını şereflendirmiş.      ...     Üsin emicem, Naipo Osman'la da arkadaşmış...     Naipo'n düğününe katılmış...     Yiyip içerken, düğün sağabına şeref vermek için:     "Yaylanın düzlerinde,     He hey goyunum he hey!     Senin mamıga geldim,     Naipzade Osman Bey." diye türkü yakmış...      Emicem türkü yakma konusunda ustaymış...      ...      Ekinciden Gençağa'yla da arkadaşmış Üsin emicem...      Ata binekli gidermiş Gençağa'nın yanına...      Tüfek gucağında...      Gençağa'nın adamları emicemi garşılamağa gelince, o da karşılık vermiş:       "Haburadan görünü,       Çilekli depeleri.       Hep tüfekli geliyor,       Gençağa'n çeteleri."...       ...       Baban da türkü yakar mıydı, diye sorunca, babam da Üsin emicem de türkü yakarmış, horancıymış...      Got Hasan emim, Üsin emim askere giderlermiş...      Üsin emim biraz ufak olabilir, emi dermiş Got Hasan'a...      Got Hasan emim, Üsin habu gemiye bir türkü yak, demiş.      O sırada denizde gemi geçiyormuş...      Üsin emim biraz düşündükten sonra:       "Garadeniz üstünde,       Gemi gidiyor gemi.       Beni asker ettiler,       Hey gidi Hasan emi." demiş.       ...       Bunlar da benim gençlik türkülerim, iyi kötü ben yaktım:       "Daldan dala ip serdim,        İpekli mendil serdim.        Halilağa'n gızını,        Candan yürekten sevdim.           Haburadan aşiye,           Attım girebisini.           Mani yenge yanında,          Öptüm Emine'sini."       Bu son dörtlüğü söylerken, biraz terettüt eder gibi oldu ama sonunda yaz gitsin, dedi.       Ben de, yitip gitmesinler diye sizlerle paylaştım.       Başka, yeni dörtlük birikirse, gün gelir onları da yazarım. (24/12/2023)