Eynesilli onu "Tapucu Ahmet" olarak tanımıştı, öyle de bilmek istiyordu...
Bu durumdan Ahmet abi de pek şikayetçi değildi galiba...
Tanınmak, ilgi görmek Ahmet abiye göre olmadı hiç...
Ahmet abiyle ilgili bir çok yazı yazıldı, çoğunu okuma fırsatım oldu...
Hepsi de güzel yazılardı...
Yıllardır tanıdığım, arkadaşlık ettiğim Ahmet abi hakkında, sizleri sıkmadan bir kaç satır da ben yazmak istiyorum.
Umarım beğenirsiniz...
Bir akşam üzeri Mustafa Küçüker'in oğlu Ozan'la Ahmet abiyi Çürükeynesil'deki evinde ziyaret ettik.Hoş beşten sonra:
"İhsan Gül'ün oğlunu çok görmek istiyorum...
Şevket'in (Alver) çocuklarını merak ediyorum...
Yalan çoğaldı Ozan...
Halil Küçüker çok zekiydi.
Kim biliyor musunuz?
Piçoğlu'nun türküsündeki Fadime'nin ağbeyidir ...
Hasan Küçüker 'in halasıdır Fadime..."
Ziyaret tarihini 05/03/2010 olarak not etmişim.
Görele'de belediye binasının altındaki Ata Çayocağı'nın altında Ahmet abiyle çay içerken yaptığımız bir sohbetten notlar almışım.
Yazmasam olur mu?
"Kulağım hiç duymaz oldu...Hapların hiç faydası yok... Hoca, bu dünya aslında boş...
-Senin oğlan ne yapıyor?
-Üniversitede okuyor.
-Aferin, aferin uşağa...Ne okuyor?
-Mühendislik...
-Aferin, aferin... Ya kız?
-İşitme Engellileri öğretmenliğinde okuyor...
-Ne!.. Kim akıl vermiş?
-Okuldan, rehberlik öğretmeni...
- Hoca, aferin aferin... Okusun uşaklar. Sana da aferin, iyi yetiştirdin onları..."
Notun altında 07/11/2012 yazıyor.
Hikmet Cebeci ve ailesi ; çocukluğumuzda, o zamanlar büyük bir köy durumundaki Eynesil'in merkezinde otururlardı.
Bir kaç yaş küçük olsa da yaşayıp gördükleri bu yüzden benden daha fazladır...
O yüzden Hikmet benim için Eynesil'in canlı arşivi gibidir...
İşte Hikmet'in Ahmet abi için söyledikleri:
"Ahmet amca Görele'de oturur, Eynesil'de tapu dairesinde çalışır, herkesle iyi geçinirdi.
Sabahları ilk işi kahve içmektir...Şarkı sözü yazdığını söylerlerdi...
2015 yılında Samsun'a yeğeninin yanına geldi...
Samsun'da hafta sonu benim yanıma gelir sohber ederdik. Ben soru sorardım, benim bileceğim kadar anlatırdı...
Hesabı hep Ahmet abi vermek isterdi.
MESAM denilen sanatçı derneği bana az da olsa para veriyor, derdi.
Benim çok saygı duyduğum abimizdi.
Bana, tüm kardeşlerimi isimleriyle sorması, aileden biri gibi gelirdi.
Allah rahmet eylesin...
Şair Ahmet amcayla ilgili röportaj yapmak isyen olursa, onun hakkında bilgi veririm."
Eynesil'de Ahmet abiyi iyi tanıyanlardan biri de Ziya Gül öğretmenimi, o da:
" MollaalioTemel (Gürel)'in fırının karşısında Yılıklı'nın binası vardı.
Ahmet Kaçar o binanın üst katında dururdu.
O zamanlar Görele'de İlhan Demirarslan adında bir doktor vardı. Aynı zamanda şairdi...
Kumyalı'da bir evde kalırdı...
Hafta sonları onun evinde toplanılır, muhabbet edilirdi.
Bazı haftalar ben de giderdim...
Müzikçi Sabri ve de Nazmi kardeşler(İkizdirler) de çalgı çalarlardı...
Yetenekli insanlardı; çalmadıkları çalgı yoktu...
Ahmet Kaçar da kendi şiirlerini okurdu... " diye anlatıyor o günleri.
Ahmet abiyle ilgili anılar biter mi?
Bizzat tanık olduğum esprileri var ki yazmaya kalksam bir kaç köşe sayfasına zor sığar...
Bir gün yeri gelirse öbür onları da anlatmaya çalışırım.