Bir başka konu da eski Görele'nin bugünkü yerine ne zaman taşındığı konusundaki kafa karışıklığıdır.
Feridun M. Emecan'ın yazmış olduğu, Karadeniz Kıyı Kentleri Tarihi adlı kitabın 338. sayfasında, "Sözel kaynaklara göre l. Mahmud (1694-1754) tarafından donamayla, A. Bryer ise, ll. Mahmud (1808-1739) zamanında çıkan olaylar nedeniyle 1811'de dağıldığını yazar. Muhtemelen 1750'lerden itibaren başlayan sosyal çalkantıların etkisiyle Görele Kalesi ve etrafındaki yerleşme mahalli, dağılmaya yüz tutmuş, buradan çıkan halk (...) bugünkü Görele’ye yerleşmiştir" diye yazmaktadır.
Feridun M. Emecan'ın bu görüşü, kitabının 16. sayfasındaki 3. dip notta geçen ve Ayhan Yüksel'e ait olan, "XlX. yüzyı başlarında vuku bulan, mahalli ayan arasındaki mücadeleler sırasında yıkılmış ve o dönemde Elegü/Elevi denilen iskelenin bulunduğu yere taşımıştı" ifadesi ile hemen hemen aynıdır.
Bu kafa karışıklığının bence iki nedeni vardır.
Birincisi A. Bryer, ikincisi de Trabzon Tarihi üzerine yazılar yazan Münir Aktepe'dir.
Yöremizde XVIII. Ve XIX. yüzyılın başlarında yüzyıl arayla iki önemli isyan meydana gelmiştir.
İlk isyan Görele Kalesi'nde, l. Mahmud zamanında meydana gelmiş, kale padişahın fermanı üzerine topa tutulmuş, isyancılar sürgün edilmiş.
İkinci isyan(Tuzcuoğlu İsyanları) II. Mahmud zamanında olmuş, isyan bastırıldıktan sonra, Görele Kalesi'nde isyancılar ait toplar ele geçirilmiş, bu isyanlar sırasında halkın bir kısmı başka yerlere göçmüş.
Dikkat ettiyseniz bu iki isyan olayı, şeklen bir birine çok benzemektedir.
Muhtemelen A. Bryer ve Münir Aktepe'yi yanlışa götüren neden, bu iki olayın bir birine bu kadar çok benzemesidir.
İkisi de halktan dinledikleri iki isyan öyküsünü, bir birine katarak yazılarında anlatmışlar.
Deyim yerindeyse, buldukları malzemelerden bir çeşit aşure yapmışlar...
Durum böyle olunca, insanlardaki kafa karışıklığı da kaçınılmaz oluyor.
Eski Görele'nin bu günkü yerine taşınması, XVIII. yüzyılın başında, l. Mahmud zamanındaki isyandan sonra gerçekleşmiştir.
Görele Kalesi donanma tarafından, 1729 yılında topa tutulduktan sonra, yöre halkı Afyon Sandıklı başta olmak üzere ülkenin değişik yörelerine dağıtılmıştır...
Bir kısım halkın da, o zamanlar çevredeki köylerin kır pazarı durumunda olan Elevi Pazarı çevresine gelip yerleşmelerdir.